Nöbetçi Eczaneler
Başkanlığını Giz Akademi’nin sahibi, Ankara’dan Kocaeli’ye gelen Psikolog Tuğba Sarıcan Yıldız’ın yaptığı Kocaeli Güçlü Kadınlar Derneği diye bir dernek var.
Bu dernek, Kocaeli Kent Konseyi’nin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile yaptığı ortak proje olan YEDEP’ten hatırı sayılır bir meblağda destek alan bir dernek.
Ayrıca Sayın Tuğba Sarıcan Yıldız’ın, söz konusu vurguna adı karıştığı için müdürlükten alınan ve mesleğinden de ihraç edilmesi muhtemel Kadın Meclisi Başkanı R.Ş. ile bir dönem oldukça yakın bir ilişki içinde olduğunu Kent Konseyi’nde görevli her bir kişi biliyor.
O sürece şahit olan isimler, R.Ş.’nin Tuğba Sarıcan Yıldız’ı Kent Konseyi’nin yapısına monte ettiğini anlatıyor.
Tabi ki R.Ş. ile bir dönem yakın ilişkide olduğu iddia edilen Tuğba Sarıcan Yıldız’ın bu çirkin tezgahta payı vardır asla demiyorum. Bir suç isnat etmiyorum. Bunun altını çizmek isterim.
Ancak garip bir şekilde Tuğba Sarıcan Yıldız’ın başkanı olduğu dernek; YEDEP’ten hatırı sayılır bir destek alan dernek, aniden kapatılıyor.
Devamında öğreniyoruz ki, bazı isimler yine bilgisi dahilinde Kocaeli Güçlü Kadınlar Derneği’ne üye yapılmış.
Habersiz üye yapılan bazı isimler, derneğe tebligat göndererek üyelik ve görevlerinden düşürülmesini talep eden ihbarnameler göndermiş.
Ben anlamıyorum, YEDEP’ten destek alan bir dernek neden aniden kapatılıyor?
Böyle zayıf, alt yapısı olmayan, insanların habersiz üye yapıldığı iddia edilen bir derneğe Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin projesi kapsamında neden destek veriliyor?
Ben sadece soruyorum…
Kocaeli Güçlü Kadınlar Derneği neden aniden kapatıldı?
Madem kapanacaktı bu derneğe neden kaynak aktarıldı?
Muhakkak cevabı ortaya çıkacaktır.
SAVCILAR GÖREVE
Kocaeli’de çok büyük bir tezgah kuruldu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın MESEM projesi kapsamında kimilerine göre 250 Milyon TL, kimilerine göre çok daha büyük meblağlar hortumlandı.
Bu hortumlamanın bir bölümünü ise dernekler üzerinden hayali işçiler göstererek ödenekler bakanlığın kasasından çıkarıldı.
Ben hakim değilim, savcı değilim. Sadece bir gazeteciyim.
Ortada dönen çirkin bir tezgah var.
Bu işe dirsek teması olduğu düşünülen dernek üyesi, bürokrat, gazeteci, başkan kim varsa takibe alınmalı.
Banka hesapları, yakınlarının banka hesapları incelenmeli.
Gazeteci olsun, bürokrat olsun, ne olursa olsun.
Aniden yüklü mal elde eden, kamuoyunun fısıltı gazetesinde konuştuğu isimler var.
Bu isimlere karşı basın savcısı da harekete geçmeli, bu malları hangi gelir ile elde ettiği sorulmalı, araştırılmalı.
Benim derdim; hortumlandığı konuşulan, üzerine bir soruşturma yürütülen bu meselenin aydınlatılması ve tüm iş birlikçilerinin ortaya çıkarılması.
Başka da bir derdim yok.
Bi takıldın Tuğba hocaya şehrinizde kimin kimde olduğu belli değil bunca takılmana susuyorsa vardır başka bildiği hocamın
Tuğba hoca denilen kişinin yandaşları toplanıp hocalarının savunma mekanizması olmuşlar :))) buuu kent ankara siyasetinde çoook tecrübeler gördü klavye savunması yapmayın…… bide ankarayı karşınıza almayın yazmışlar geldiğiniz deliğe geri dönün yoksa bu kent sizi yutar bilin !
Bu konuda Ankarada ki evini barkını kurulu düzenini bıraktırılıp Kocaeline götürülen Giz akademinin her şeyi olan Tuğba hocayı çok kötü bir şekilde kullanmışlar ki Tuğba hoca dostluğa çok değer veren bir kişi bahse konu olan R.Ş için olmadık fedakarlıklar yapmış onun hatırı için Ankara Kocaeli arasında günü birlik dersler vermek için gelip gitmiştir
Yorumları kabul etmeyen moderatörü de tebrik ederim cesareti takdire şayan mesleğini tehlike altına atmak 🙂 bunu herkes yapamaz bir moderatörün işi tarafsız olmaktır ama neyin en olduğu anlaşılıyor 🙂
Bu haberi yapan arkadaşa şunu sormak isterim amaç yolsuzluk ile ilgili gerçekten bir şey var ise açığa çıkarmak mıdır? Yoksa abilerinden yada talimat aldığı kişilerden aldığı beyanatları basın özgürlüğü adı altında insanlara servis edip, kendince hedef göstermeye çalışmak mıdır? Elinde yasal kaynak yok iken bir insanın açık ismini vererek yolsuzluk haberine taşımak öncelikle suçtur. Kendince “yapmıştır demiyorum” cümlesi bu suçu hafifletmez. Amaç çamur at izi kalsın olduğu aşikar. Haberci olmak ve “başkalarının habercisi” olmak farklı şeyler. Asıl soru kim neden çok korkuyor ki hedef şaşırtmak için “zafere giden yolda her şey mubahtır” düşüncesi ile insanları ismini delil olmadan suç işlemeyi göze alıp haber olarak servis ediyor :))
Elinde kanıt olmadan delil olmadan bilmeden bir anneyi alalen yazmanız gazetecilik ahlakına adalete uygun değil.
Bilseydin neden kapatıldı yazamazdın zaten çapulcu
Suçluları yaz nası gazetecisin
Hocamızı kirli oyunlara dahil etmeniz gazeteciliğe yakışmamış. Gerçekler ortaya çıkınca aldığınız vebali ne yapacaksınız..
Kendi şehrinizdeki pislikleri yazın…
Ne kadar Cesur yazı hocamıza Ankara M.A ve Rümeysa Ş.i yakından tanıyor ama hocamızı yem etmişler anlaşılan
O kadar pisliksiniz ki en masum olana pislik atmak en kolayi mi geldi size Furkan bey ANKARA arkasin da
Ona haber yapmak Ankara’ya ses dir hocamızın arkasındayız
Kendi pislikleriniz yetmedi de Ankara’ya mı savaş açtınız