Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Buket Afkan

Otoriterleşme, ekonomik buhran ve çürüme

Türkiye’de emekliler 7 bin 500, çalışanlar 11 bin 400 ve civarındaki maaşlarla ay sonunu nasıl getireceğini düşünürken, milyon dolarların havalarda uçuştuğu, çantalarla oradan oraya taşındığı dünyaları haberlerde iç sıkıntısıyla izliyoruz. Sosyal medyada eurolardan bigudi yapılıyor, dün gecekonduda yaşayan çiftler, birbirlerine doğum gününde 40 milyon liralık arabalar hediye ediyor. Bir şeyler rayından çıktı sanki, ama ne?

Fenomenler kara para aklamakla, dolandırıcılık yapmakla; kerli ferli iş insanları, anlı şanlı spor adamları bankacılarla birlikte ponzimsi sistemler kurmakla itham ediliyor. Başörtülü kadınlar, ergenlik yaşındaki kız çocukları TikTok’ta vücutlarını teşhir ederek para kazanmaya çalışıyor. Beş aylık hamile bir kadın, bu yolla bir günde 100 bin lira kazanıyor! Emniyet mensuplarının yurtlarda kalan kız çocuklarına fuhuş yaptırdığı iddia ediliyor.

Bu ücretlerle ev, araba alma hayali, kendilerine sağlam bir gelecek kurma umudu kalmayanlar soluğu bahis sitelerinde alıyor. Ev kadınlarının, çocukların telefonlarında yasa dışı bahis siteleri açık. Daha masum olanlarımız üç beş kuruş artırıp borsa gibi yüksek riskli yatırım alanlarına yöneliyor. Milyonlarca sabit gelirlinin borsaya yönelmesi, ekonomimizin içinde bulunduğu anomalinin bir sonucu değilse nedir?

Türkiye uzun zamandır adı konulmamış bir ekonomik buhran yaşıyor. Hepimizi yoksullaştıran, ekonomimizi kırılganlaştıran bu buhranın temel nedeni ise, rasyonaliteden uzak ekonomi politikalarında ısrar edilmesi, Merkez Bankası gibi özerk olması gereken kurumların bağımsızlığının kaldırılması, hukuk devleti sıralamasında 117. sıraya düşmemize neden olan yargıya müdahale girişimleridir. Bu düzenin kuruluşu ise halk oylamasıyla kabul edilen Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’ne geçişle başlamıştır. Yetkiyi tek elde toplarsak uçacağımız söylendi ama uçan ne oldu, çok tartışılır.

Şimdi biz foncuları falan açgözlülükle suçluyoruz ama bu insanlar neden paralarını sistem dışına çıkardı diye sorgulamıyoruz. Negatif reel faizin olduğu bir ortamda insanların alternatif yatırımlara yönelmesi de bir sebep değil mi?

TikTok’ta teşhircilik yaparak para kazanan kadınları ahlak polisi tarafından karakola çekerken “Bu insanlar nasıl bu hale geldi” diye sormuyoruz.

Fenomenler kara para aklamakla suçlanırken, “Bu kadar kara para nereden geliyor, kimin bu paralar, nasıl kazanıldı, devlet neredeydi” diye hesap sormuyoruz. Türkiye neden kara para cenneti haline geldi, savcıların, yargıçların adları neden rüşvetle anılıyor?

Türkiye uluslarası kara para aklama ile mücadele örgütü FATF tarafından neden gri listeye alındı? Gri listedeki bir ülkenin ekonomisine hangi yabancı yatırımcı gelir? Hukukun bu kadar gerilediği bir ülkeye kim güvenip yatırım yapar?

Madem nas’ı unutacaktık, madem “yüksek faiz vatanı satmak”, “faiz sebep enflasyon sonuç” söyleminden vazgeçecektik, madem rasyonaliteye geri dönecektik, neden “epistemolojik kopuş”larla oradan oraya savrulduk? Neden şimdi kurtulmak için uğraştığımız KKM gibi ürünleri “Bir taşla beş kuş vuracağız. Kur dengelenecek, enflasyon düşecek, dolarizasyon engellenecek, Merkez Bankası rezervi artacak, faizler düşecek” diye başımıza bela ettik?

TL beş yılda yüzde 500 küsur değer kaybetti; cari açık, bütçe açıkları, enflasyon, gelir dağılımı bozuldu, yoksulluk normalimiz haline geldi. “Yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle şununla bununla nasıl uğraşılır görün” dediler, bugün politika faizi yüzde 40, enflasyon yüzde 61!

Kurumların zayıflatıldığı, yetkinin tek elde toplandığı bu sistem bize ne kazandırdı, ne kaybettirdi? Artık herkesin bunun muhasebesini yapması gerekiyor.

Ekonomik buhranın toplumsal bir karşılığı olacaktı elbette. Böyle durumlarda ahlaki çöküş yaşanmaması, suçun artmaması, gayrimeşru olanın meşrunun yerini almaması mümkün değildi. İktidar ne kadar güçlü olursa, devlet de o kadar güçlü olmuyor maalesef. İktidarın denetlenmediği, denge mekanizmalarının çalışmadığı, kurumların zayıflatıldığı, kuralların askıya alındığı rejimlerin hayır getirdiği nerede görülmüş?

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER