Öyle bir yerdeyim ki…

Hayat. Hayatı durduramıyorsunuz.

Onlarca farklı duyguyu aynı anda tadıyorsunuz.

Öğlen bir cenazede acıya ortak oluyor, akşam bir düğünde mutluluğa ortak oluyorsunuz.

Evinizde otururken bazen; hayatınızdaki en önemli şey izlediğiniz maç olabiliyor.

Başta Gazze olmak üzere dünyanın çeşitli coğrafyalarında ne işkenceler yaşanıyor.

Ama bakıyorsun, bir taraftan da yaşamak zorunda olduğun hayatın gerekliliklerini yerine getiriyorsun.

Zor bir yazı benim için. Çünkü bunca içimizi parçalayan olaylara şahit olurken, yaşadığım hayattan utanırken buluyorum kendimi.

Ve bunu da sık sık dile getiriyor, belki de çaresizlik içinde kendimi avutmaya çalışıyorum.

Yine de hepiniz gibi, herkes gibi devam etmek zorundayım.

Herhalde içinde bulunduğumuz durumu Hasan Hüseyin Korkmazgil, “Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe” diyerek özetlemiş.

Neyse…

Bu zamana kadar yaşadığım hayatı zaten 30 yıldır tecrübe ediyordum.

Şimdi ise hayatın bambaşka bir dönemine geçiş yapıyorum.

Evleniyorum.

Bir süredir düğün telaşesi içerisindeyim.

Özellikle ocak ayı itibarı ile zaman bir hayli hızlı ve tempolu geçti.

Koşmaya çalışan ve yeni yeni ekibi oturmaya başlayan bir gazete, her hafta yaptığımız televizyon programları, baş döndürücü hızdaki gündem, yerel seçimler ve evlilik hazırlıkları.

Hepsi öyle bir üst üste geldi ki, bir dönem sinirlerim çok hırpalandı. Kolay değildi.

Bu süreçte ailem ve ve bugün itibarı ile hayırlısıyla eşim olacak Şeyda’nın çok desteğini gördüm. Ve hayatımdaki bu hazineler, bizi bugüne getirdi.

31 Mayıs Cuma 2024.

Herhalde hayatımın en önemli günü olsa gerek.

Bugün Şeyda ile evleniyoruz.

Siz bu satırları ne zaman okursunuz bilemem fakat saat şu an 03:42.

Biz bugün evleniyoruz.

Şeyda, benim aynam oldu.

Ona baktığımda hep kendimi gördüm.

O sevindiğinde sevindim, onu mutlu edebildiğim kadar mutlu oldum.

Beni hep iyi olmaya yönlendirdi, doğru olanı yapmaya itti. Ve her zaman yanımda oldu.

Tıpkı annem gibi, babam gibi, kardeşim gibi.

Şeyda’yı çok seviyorum.

Bizi bugüne ulaştıran Rabbimize şükrediyorum.

İyi ki onunla tanıştım, iyi ki Allah beni ona sevdirdi.

Ve bugün biz aile oluyoruz.

Mutluyum ve heyecanlıyım.

Sürecin en zorlandığım kısımlarından biri de kuşkusuz davetiye kısmıydı.

İnanın ki, davetiye ulaştırmam, aramam gereken birçok insanı atladım, unuttum.

Nasıl tarif etsem…

Affınıza sığınarak, bugüne kada beni bir ‘gazeteciden’ fazlası olarak görmüş ancak kendisine düğün için davetiye ulaştıramadığım, arayamadığım tüm dostlarım, abilerim, ablalarım, kardeşlerim bu akşam Başiskele sahilindeki Tetri Şavi Düğün Salonundaki cemiyetime davetlimdir.

Varlığınız beni onurlandırır.

İşimi de özledim

İçinde bulunduğum süreç nedeniyle işimi de aksattım. Gereken ilgiyi gösteremedim.

Düğünün ardından bir süre daha buralarda olmayacağım.

İnanın, bu yoğun süreçte işteyken dahi işimi özlediğim zamanlar oldu.

Bu nedenle tüm Nokta Medya’daki tüm ekip arkadaşlarıma beni idare ettikleri için ayrıca teşekkür ediyorum.

Haziran ayı ortasında yeniden işimin başına dönmüş olacağım.

O zamana dek, Allah’a emanet olun.