Özel okulda ‘öğretmen’ olamamak

Cansu Kızılkaya

Cansu Kızılkaya

Tüm Yazıları

Türkiye’de emek sömürüsünün en çok yaşandığı alan hiç şüphesiz özel okul öğretmenleridir. Atama bekleyen ya da girdikleri KPSS sonrası mülakatlarda elenen öğretmenler mesleklerine özel okullarda başlamak zorunda kalıyor.

Özel okul sahipleri tarafından ‘belirli iş sözleşmesi’ ile işe alınan öğretmenler bir hevesle mesleklerine atılıyor. Peki nedir bu belirli iş sözleşmesi? Gazetemize ulaşan bir grup özel okul öğretmeni tarafından tanımı çok güzel yapılmış.

İşte o tanım: “Özel okul öğretmenleri “5580 sayılı Kanun ve buna göre çıkarılan yönetmelik hükümlerine, 4857 Sayılı İş Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve sosyal güvenlik yönünden 5510 sayılı Kanun hükümlerine, yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu ve Milli Eğitim Bakanlığının mevzuatına tabidir.”

Sadece bu açıklama bile özel okul öğretmeni olmanın güçlüklerini gösteriyor. Sözleşmesini işçi olarak yapan, öğretmen olarak çalışan, memur olarak değerlendirilen özel okul öğretmeni ilk adımdan itibaren hukuki olarak zorlu bir sürece giriş yapıyor.”

Çalıştıkları özel kurumlarda asgari ücretin bir tık üzerinde çalışmak zorunda kalan öğretmenler maaşlarını söylerken utanıyorlar. Çünkü öğretmen olarak çalışıyorlar ve devletle özel okul arasında dev bir uçurum var. Aynı zamanda hiçbir ek ödeme almıyorlar.

Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Öğretmenler yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır’ dediği öğretmenler özel okullarda mavi yakalı işçi gibi çalışıyorlar. Öğretmenler bir nevi yönetimin esiri, patronları ise öğrenciler.

Sözleşme vakti geldiğinde öğretmen masaya oturduğu zaman öğrenci, veli ve işveren ile hiç ters düşmemiş olması gerekiyor. Yani öğretmenler hep bir kaygı ve güvencesizlik içerisinde… Uzun çalışma saatleri de cabası. Özel okul öğretmenleri ya istifa etmek zorunda kalıyor ya da düşük ücrete razı gelmek.

Düşük ücretle ilikleri kemikleri sömürülen öğretmenler maalesef yeri geldiği zaman mesleklerini yapmaktan vazgeçiyor, başka alanlarda iş buluyor. Tek talepleri ise devletteki öğretmen maaşlarıyla eşdeğerde taban ücret almak ve özlük haklarının uygulanması.

Özel okul patronları ise taban maaş talebinin ancak devlet desteği ile hayata geçirilebileceğini söylüyor. En nihayetinde özel sektör öğretmenleri mutsuz ve değersiz hissediyor.

Gerçi bu ülkenin “Kurslardaki öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu, herhangi bir sınava girip başarılı olmuş değiller. Benim öğretmenimin girdiği KPSS sınavında başarılı olamadığı için orada öğretmenlik yapıyor” diyen bir Milli Eğitim Bakanı olduğu sürece bu adaletsizliğin düzelmesi beklenemez.

Öğretmenlerin en can alıcı (!) sorunu olan ‘önlük’ meselesini çözen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bir gün özel okul öğretmenlerinin de sorunları için çaba gösterecektir.

Alperen Ocakları’na tebrik

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’nin katılımıyla 29 Kasım 2022 tarihinde açılan Alperen Ocakları Aşevi 1 yılını doldurdu. Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Kampüsü B kapısında bulunan Aşevi Türkiye’nin en büyük özel aşevi unvanına sahip.

Alperen Ocakları Aşevi tam 1 yıldır üniversitenin tatil zamanları hariç her gün tencere tencere yemek yapıyor. Açıldığı zamanlar projenin uzun sürekli olmayacağı konusunda eleştirilen Aşevi günde ortalama 2 bin 500 kişiye kadar yemek çıkartıyor.

İlk açıldığı zaman 800 metrekare olan Aşevi 1 sene içerisinde yanındaki dükkanın da alınmasıyla bin metrekareye ulaşmış. Öğrencilerin aynı zamanda sosyal imkanlardan da faydalanıyor.

Her görüşten öğrencinin rahatlıkla girip çıktığı Alperen Ocakları Aşevi’nde bilardo, playstation da bulunuyor. Öğrenciler zaman geçirmekten keyif aldığı Aşevi’nde ders de çalışabiliyor. Ayrıca Aşevi final haftasında 24 saat açık tutuluyor.

Tüm ülkeye örnek olacak bir proje olan Alperen Ocakları Aşevi birlik, beraberlik ve yardımlaşmanın en önemli göstergesi. Keşke imkanı olan herkes insanların kim olduğu ile ilgilenmeden böyle değerli projeler üretebilse.

Hala iyi insanların var olduğunun kanıtı olan Aşevi umarım uzun yıllar sürer. Ben projenin mimarları BBP İl Başkanı Kaan Şengil, BBP İl Koordinatörü Metehan Küpçü ve Alperen Ocakları Kocaeli İl Başkanı Cüneyt Engin’e teşekkür ediyorum.