Ramazan-I Şerif’e dair
Ramazan: Müslümanlar’a göre oruç tutmanın farz olduğu hicrî yılın dokuzuncu ayı. Önümüzdeki 23 Mart Perşembe günü itibariyle İslam dünyasındaki bütün müslümanlar’ın büyük bir hasret iştiyak ve coşku ile bekledikleri Kameri (Hicri) takvime göre 9. Ay olan Ramazan-ı Şerif’i topluca idrak edeceğiz. Bütün bu ay boyunca önce Müslümanlara İslam’ın beş şartından biri olarak farz kılınan Ramazan-ı Şerif’i başta 1 aylık oruç olmak üzere muhtelif ibadetlerle ihya etmeğe gayret edeceğiz.
Sözlükte “günün çok sıcak olması, güneşin kum ve taşları çok ısıtması, kızgın yerde yalınayak yürümekle ayakların yanması” anlamlarındaki ramad masdarından veya “güneşin güçlü ısısından çok fazla kızmış yer” mânasındaki ramdâ’ kelimesinden türeyen ramazân kamerî yılın şâbandan sonra, şevvalden önce gelen dokuzuncu ayının adıdır. “Yaz sonunda ve güz mevsiminin başlarında yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur” anlamındaki ramadî kelimesinden ya da “kılıcı veya ok demirini inceltip keskinleştirmek için iki yalçın taş arasına koyup dövmek” anlamındaki ramd masdarından türediği de ileri sürülmüştür. …..Kaynaklarda bu aya ramazan adının niçin verildiği hakkında farklı açıklamalar yer alır. En fazla kabul gören yoruma göre bu ay rastladığı mevsim gereği çok sıcak ve yakıcı bir özelliğe sahip olduğu için bu adla anılmıştır. Kamerî takvimde yer alan “cumâdâ” ve “rebî‘” gibi ay adlarının da belirli mevsimlere ve hava şartlarına işaret etmesi bu açıklamayı destekler niteliktedir (bk. TDV CEMÂZİYELEVVEL; REBÎÜLEVVEL)…… Kur’ân-ı Kerîm’de adı geçen ve değerine vurgu yapılan yegâne ay ramazan ayıdır. Orucun farz kılındığını bildiren âyetler’in hemen ardından ramazanın insanlara doğru yolu gösteren ve hakkı bâtıldan ayıran Kur’an’ın indirildiği ay olduğu belirtilir ve bu aya ulaşanların oruç tutması emredilir (el-Bakara 2/185). Hadis kaynaklarında da Hz. Peygamber’den nakledilen, ramazan ayının fazileti, başlangıcının ve sonunun nasıl tesbit edileceği, süresi ve bu aya mahsus ibadetlerle ilgili çok sayıda rivayet yer almaktadır (Wensinck, el-Muʿcem, “rmḍ” md.).. Resûl-i Ekrem, “mübarek bir ay” olarak nitelendirdiği ramazan ayı girdiğinde cennet kapılarının açılıp cehennem kapılarının kapandığını ve şeytanların bağlandığını (Buhârî, “Ṣavm”, 5; Müslim, “Ṣıyâm”, 1, 2), inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutan kişinin geçmiş günahlarının bağışlanacağını (Buhârî, “Ṣavm”, 6; Müslim, “Müsâfirîn”, 175) haber vermektedir. …. Nitekim rivayetler ramazan geldiğinde Resûlullah’ın mânevî yaşantısında farkedilecek derecede bir değişiklik meydana geldiğini, bu ayda Cebrâil ile buluşup karşılıklı Kur’an okuduklarını, özellikle bu günlerde onun cömertliğinin doruk noktasına ulaştığını (Buhârî, “Ṣavm”, 7; Müslim, “Feżâʾil”, 50), ramazan ayının son on günü girdiğinde onun geceleri ihya edip ev halkını uyandırdığını ve kendisini tamamen ibadete hasrederek eşleriyle ilişkisini kestiğini (Buhârî, “Leyletü’l-Ḳadr”, 5; Müslim, “İʿtikâf”, 7, 8) bildirmektedir………. Müslümanlarca sabır, ibadet, rahmet, mağfiret ve bereket ayı olarak kabul edilen, büyük bir coşku ve heyecanla karşılanan ramazanın başlıca özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
1. Kur’ân-ı Kerîm bu ayda indirilmeye başlanmış olup âyet ve hadislerde bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen (el-Kadr 97/3; Nesâî, “Ṣıyâm”, 5) Kadir gecesi de bu ayın içindedir. Bir âyette Kur’an’ın ramazan ayında, bir başka âyette mübarek bir gecede, bir diğerinde Kadir gecesinde inmeye başladığı haber verilmektedir (el-Bakara 2/185; ed-Duhân 44/1-3; el-Kadr 97/1). Kadir gecesi ramazan içinde mübarek bir gece olduğundan âyetler arasında bir çelişki yoktur.
2. İslâm’ın beş şartından biri olan oruç bu ayda tutulur (el-Bakara 2/183-185; Buhârî, “Ṣavm”, 1; Müslim, “Îmân”, 8, 9).
3. Hz. Peygamber’in inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek kılan kişinin geçmiş günahlarının bağışlanacağını bildirdiği ve kendisi de bizzat kılarak ümmeti için sünnet olduğunu gösterdiği (Buhârî, “Ṣalâtü’t-terâvîḥ”, 1; Müslim, “Müsâfirîn”, 173-178) teravih namazı bu aya mahsus ibadetlerdendir.
4. Malî bir ibadet olan fitrenin (fıtır sadakası) bu ayın sonunda ve bayramdan önce ödenmesi gerekir. Bu ayda yapılan diğer yardımların da öteki aylara göre daha sevap ve faziletli olduğuna dair hadisler vardır (Buhârî, “Ṣavm”, 7; Müslim, “Feżâʾil”, 50; Tirmizî, “Zekât”, 28). Bu sebeple, ramazanda ödenmesi gerekli olmamakla birlikte müslümanlar zekâtlarını bu ayda ödemeyi âdet haline getirmişlerdir…(2)
5. Bu ayın sonunda itikâfa girmek sünnettir. Kaynaklar Resûl-i Ekrem’in ramazanın son on gününde itikâfa girdiğini ve bu âdetini vefatına kadar devam ettirdiğini, onun ardından hanımlarının da itikâfa girdiğini (Buhârî, “İʿtikâf”, 1; Müslim, “İʿtikâf”, 1-5) haber vermektedir. (1)
6. Kütüb-i Sitte’de yer alan bazı hadislerde bu ayda umre yapanın hac sevabı alacağı ifade edilirken (Buhârî, “ʿUmre”, 4; Müslim, “Ḥac”, 221, 222), zayıf olduğu kaydedilen bazı hadislerde ise diğer ibadet ve amellere de öteki aylara göre daha çok mükâfat verileceği bildirilmiştir (İbn Huzeyme, eṣ-Ṣaḥîḥ, III, 191-192; Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakī, Şuʿabü’l-îmân, V, 224).
7. Kur’an ayı denilen ramazan ayında çokça Kur’an okuyup tefekkür etmek müstehap kabul edilmiştir. Hz. Peygamber’in Cebrâil ile karşılıklı Kur’an okumasına dayanan mukabele uygulaması da bu aya mahsus geleneklerdendir….
Ramazan ayının girmesi orucun vücûb sebebini oluşturduğundan bu ayın başlangıç ve bitişinin nasıl tesbit edileceği hususu fıkıh kitaplarında geniş biçimde incelenmiş, günümüz şartlarında bu konuda izlenebilecek yöntemlerin belirlenip müslümanlar arasında birliğin sağlanması amacıyla toplantılar düzenlenmiştir (bk. TDV HİLÂL maddesi.).
Her zaman sevinç ve coşkuyla karşılanan ramazan ayında çeşitli etkinlikler gerçekleştirilmektedir. Bu çerçevede ülkemizde ve İslâm dünyasında ramazana has birçok dinî ve sosyal içerikli gelenek oluşmuştur. Camilerde kandillerin yakılması, minareler arasına mahya kurulması, iftar davetleri, ihtiyaç sahiplerine yardımların arttırılması sokaklarda davul çalınıp mâniler söylenerek sahur vaktinin halka duyurulması, ramazan gecelerinde oyun ve eğlencelerin tertiplenmesi, ramazana has yiyeceklerin hazırlanması gibi uygulamalar farklı şekillerde de olsa varlığını sürdürmektedir….(2)
(1) İ’tikâf: İ’tikaf: Bir yere kapanıp dışarıya çıkmadan ibâdetle meşgul olma [Bilhassa ramazan ayında erkeklerin câmilerde son cemâat yerinde, kadınların evlerinde bir köşeye çekilip ibâdet etmeleri hakkında kullanılır . Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı, Kubbealtı Lügatı
(2). Maddenin bu bölümü TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2007 yılında İstanbul’da basılan 34. cildinde, 433-435 numaralı sayfalarda yer almıştır.
Bu yılki Mübarek Ramazan-ı Şerif’i idrak ettiğimiz şu günlerde Ramazan-ı Şerif hakkındaki duygularımızı aşağıda gelen şiir dizeleriyle sunmak isteriz;
RAMAZAN-I ŞERİFİ KARŞILAMA
İhtiram ve tâzim’le Ramazan’ı karşıla
Yıl’ın yorgunluğuna ne güzel bir fâsıla..
Ramazan onbir ay’ın reis’i sultanı’dır
Cennet lezzetlerini tatmanın zamanıdır..
Bin türlü ihsan nimet bizlere bahş edilir
İftar sofralarına sıra sıra dizilir..
Nimet’in kıymetini oruç tutanlar bilir
Dergâh-ı İlahi’ye şükran’lar gönderilir..
Oruç tutan anlar ki yardım gerek muhtâc’a
Mü’minler devâ olur koşar her ihtiyac’a..
Lahûti bir haz ile okunurken Kur’an’lar
Şefkat ve merhamet’i anlar oruç tutanlar..
Ahlâk’ta kemalât’a ulaşma vesilesi
Açlıkla saflaşıyor oruçlu’nun nefesi..
Kul aczi idrak ile Bâb-ı Rahmet’e döner
Ramazan’la kayb olur süfli arzular söner..
Vakt-i nüzûl-ü Kur’an şehr-i kân-ı irfan’dır
Bir Hey’et-i Uzmâ’dan tilavet-i Furkan’dır..
Ramazan’da kalplerden arş’a yükselir fîzar
Ahiret ticaret’i için en kârlı Pazar..
Ramazan ikliminde Hakk’a yönelir insan
Amelleri yücelten sanki bir mâ-i nisan..
Kalb ve ruh, akıl ve sır; füyûzat’a meyleder
Nefis sabr’a sığınır süfliyyât’ı terk eder..
Tûl-i emel’den geçip nefis Rabbini tanır
Ramazan’da civarı kûşe-i Cennet sanır..
Hikmet Erbıyık, 15.03.2023,..
Lügatçe: İhtiram: Saygı hürmet ,,,Tâzim : Saygı ve hürmetle karşılama
Fâsıla : Ara, mola, dinlenme arası,.. Bahş etme: Verme, ihsan etme, bağışlama,..
Dergâh-ı İlahi : Cenab-ı Hakk’ın huzuru ,Fîzar: Feryat , ağlama,..Bâb-ı Rahmet : Rahmet kapısı,..
Hey’et-i Uzmâ : Yüksek vasıflı üstün ahlâklı kişilerin oluşturduğu grup, topluluk,..
Tilavet-i Furkan: Kur’an okuma, Kur’an tilavet etme,..
Lahûti: Uluhiyet âlemine mensub ve müteallik olan. Sır âlemi. Gaybî âleme ait. Ruhanî âlemle alâkalı.
Kân: Bir şeyin çok bol bulunduğu yer veya kimse, kaynak, memba,..
Şehr : Ay , Kân-ı irfan: İrfan ve ilim kaynağı, Şehr-i kân-ı irfan : İrfan ve ilim kaynağı olan ay (Ramazan ayı),..
Mâ: Su , Mâ-i nisan : Nisan Yağmuru, Füyûzat: Feyizler, bereketler, ahlaki güzellikler
Süfliyyât : Kötülükler, sefil düşünceler, aşağı mertebede ahlaki özellikler
Tûl-i emel: Sonu gelmez arzu, tükenmez hırs, tamah,..,Kûşe : Köşe, mekân, tanımlı bir yer,..