Roma'nın tersi

Nevzat Altun

Nevzat Altun

Tüm Yazıları

William Shakespeare'in drama eseri olan Romeo ve Juliet’te , Juliet'in yaşı on dört civarındadır. Bir kadının çok erken yaşta gizlice evlenmesi fikri günümüzde olsa skandaldır.

Çeşitli sebepleri olmasına rağmen Avrupa ortaçağında oniki onbeş yaş arası evliliklere sıkça rastlanır. Evlilikler bireysel seçimden ziyade aileler tarafından ayarlanır ve dayatılırmış. Bu durum özellikle ROMA da Katolik kilisesi tarafından katı bir tutumla onay görmekteymiş. Ailenin rızasına yada ailenin kendileri adına hareket etmesi fikrine karşı çıkanlar ROMA kelimesinin tersi olan AMOR kelimesi ile özdeşleştirilmişler. İspanyolca ve Portekizce'den gelen amor "aşk", gayri meşru bir çocuğu belirtmek için kullanılır. İtalyanlar mı diğerlerinden aldı onlar mı ötekilerden aldı bu biraz belirsiz. Aslında çok da kullanılan ve iyi bir reklam sloganıdır ROMA AMOR. ROMA aşk şehridir diye çok pazarlanır. Demek hakikati de varmış.

Tabi her dönemin kendine göre şartları ve gerçekleri var. Günümüzde evlilik yaşı gittikçe yukarılara çıkıyor. Zaman ve şartların sadece evlilik üzerinde değil tümüyle insan ömrü üzerinde de etkisi var. Demek eski zamanlardaki ihtiyaçtan ya da şartlardan kaynaklı evlenme yaşı kadar, çocukluk, gençlik, orta yaş kuşağı kavramları da zamana ve şartlara göre değişiyor.

12-15 yaşında evlenen ve salgın, savaş, afet gibi sebeplerle çok da uzun yaşamayan bir insanın hangi dönemine çocuk, hangi dönemine gençlik ya da hangi dönemine yaşlılık diyeceksiniz. Zamanımızda tıbbi gelişmeler insan ömrünü uzatıyor ama zamanın gerçekleri de insanı etkiliyor. Ses, görüntü yoluyla dijital hileler yapan dolandırıcılar her yaştan insanı kandırabiliyor ama en çok da yaşlılar mağduru oluyor bu sahtecilerin. Yaşlılıkla beraber insan inanma ihtiyacı hissediyor. Eskisi kadar keskin düşünemiyor demek ki. Yaşlıları dine yönelten şey artık ömür bitiyor göz açıklığı değil, aksine bünyelerindeki inanma güdülerinin harekete geçmesidir.

Orta kuşak biraz tuhaf. Ne felsefe ne de duygusal şiirler orta kuşak yaşlarda çok da işe yaramaz. Orta yaşınıza gelince tanıdığınız kişiler işin başına geçmeye başlıyor. Ve işin başında tanıdığınız biri olması sizi endişelendiriyor. Çünkü siz onun hakkında, o da sizin hakkınızda bilgi sahibi. Orta yaş hayatı dolu dolu yaşama zamanıdır da. Çünkü gençler hayallerine esir olmuş ve yaşlılar da pişmanlıklarının esiri olmuştur. Bir yazar der ki; sadece orta kuşak hayattaki zevkleri beş duyu organı ile hisseder.

Gençler her şeyi bildiğini sanıyor ama onlarında kendi sorunları farkında olmasalar da, başlarından aşkın. Özellikle modern zamanlardaki gençlerin kabul görmüş başlıca sorunları var ki bu sorunların giderilmesinde herkesin destek olması gerektiği kuşkusuzdur.

Üç beş gençlik sorunu sayalım dersek herhalde çoğu kişinin aklına benzer şeyler gelir. Mesela, gençlerin bu dönemde vücutları ile sorunları başlıyor ve olumsuz beden imajından yakınıyorlar. Aile dışındaki onları destekleyen ve kabul eden kim varsa onlara ait olmayı, onlarla olmayı istiyorlar. Stres yaşıyor ve zamanlarını neye nasıl harcayacaklarını bilmiyorlar. Önlerinde çok çelişkili beklentiler olduğunu düşünüyorlar ve bu beklentilere uymaları için yaşıtları ya da anne babaları ve toplumdan çok fazla baskı hissediyorlar. Bu saydığımız ve benzeri durumlar sağlık risklerini beraberinde getiriyor. Çok da iyi rol modelleri olduğu söylenemez. Ya da onlara akıl verecek kişiler. Alkol ve uyuşturucu riski altında olduklarını söylemek dahi istemeyiz. Özellikle sosyal medyadaki şiddete maruz kalıyorlar. İç ve dış dünyalarında adeta zorbalıkla karşı karşıya kendilerini hissediyorlar ve öyle de. Herkes bir şey dayatıyor. Aile, okul, öğretmen arkadaş. Liste uzun.
Orta kuşak, yaşlılarla gençler arasındaki köprü olduğu için hem yaşlılara hem de gençlere faydalı olacak bir şey yapmak isterse; iki kuşak arasındaki iletişimi sağlamakla işe başlamalıdır. Akraba ilişkileri bunun için önemli. Özellikle bir yaşlının torunu ile sohbetine kulak kabartmak lazım. Müthiş bir duygu ve fikir alışverişi oluyor. Böyle bir iyilikte bulunurken orta kuşağın artık genç olmadığını kabullenmesi gerekiyor.

“yaşlılar her şeye inanır, orta kuşak her şeyden kuşkulanır, gençler ise her şeyi bilir“ Oscar Wilde’n bu sözüne bakınca, yaş kuşağımızın hangisi olduğunu belirlerken biraz şaşırmıyor değiliz. Neydi, ROMA’yı tersten okuyun.