Rusya PKK’yı koruyor
Biz kendi iç gündemimizde heba olup giderken, dünyada hemen hemen her dakika yeni bir gelişme yaşanıyor.
Bizim iç siyasetimizde, ırkçılık belasıyla mücadele etmeye çalışıyoruz. Başta Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ olmak üzere, sosyal medyada çok ciddi bir yabancı düşmanlığı propagandası var.
Irkçılık propagandasında, suçun şahsiliği dediğimiz evrensel bir hukuk gerçeği yok sayılıyor. Bir yanlış, ırkçılığa maruz kalan tüm milletlere atfediliyor. Maalesef akıl çemberi yeterince genişleyememiş insanlar, başta Ümit Özdağ gibi tipler yüzünden galeyana getiriliyor.
Biz böyle çirkin bir gündemin içinde sıkışmış kalmışken, dünyada her an daha da tehlikeli gelişmeler yaşanıyor.
Ukrayna’da Rusya’ya karşı hedefine ulaşamayan Batı, yeni piyonlarını arıyor. Görünen en büyük piyon ise halihazırda müthiş bir askeri yığınak yapan, Belarus sınırını adeta kapatan, NATO üyesi Polonya.
Dönüyorsunuz, Ermeni çeteleri yeniden Dağlık Karabağ’da Azerbaycan ordusuna PKK gibi hain ve korkakça bir gerilla savaşı mücadelesine girişmiş.
Afrika’nın durumu ortada. Batı’ya karşı bir uyanış var. Fransa, kıtadan adım adım kovuluyor. Darbeler yaşanıyor. Son darbe ise Gabon’da meydana geldi.
Geçen hafta biliyorsunuz ki Yunan ve Rum, Birleşmiş Milletler Barış Gücü üzerinden Türkiye’yi tahrik etmeye kalktı. Fakat Türk işçiler BM’nin araçlarını dozerlerle püskürttü. Müthiş bir keyif aldım o anları izlerken. Eski pısırık Türkiye’nin artık tarih olduğunu kanıtlar nitelikteki görüntülerdi Kıbrıs’ta yaşananlar.
Dönüyorsunuz bakıyorsunuz, Yunanistan 3 Deniz Girişimi (Baltık-Adriyatik, Karadeniz ve Ege) Forumuyla Ege Denizinde, Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Slovakya, Çekya, Avusturya, Slovenye, Macaristan, Romanya, Bulgaristan ve Hırvatistan’la, Türkiye’ye karşı bir blok oluşturmaya çalışıyor.
Tayvan ve Çin arasındaki gerginlik bu hafta yine tırmanmaya başladı.
Japonya, radyoaktif madde yüklü suları denize boşalttı. Bu öyle basit bir şey değil.
Kuzey Kore günaşırı füze denemeleri yapıyor.
Birinci Dünya Savaşı gibi, sanki global bir kıvılcım bekliyor dünya… Ancak yine de topyekun bir savaşa girileceğini düşünmüyorum.
Gelelim, Rusya PKK’yı koruyor meselesine.
Dış dünyada, bizim iç gündemimizin aksine baş döndürücü bir hareketlilik var. Az önce de ifade ettiğim gibi; biz siyasette ırkçılık ve ekonomi gündemlerine hapsolmuş durumdayız. Burnumuzu kaldırmıyoruz, dünyanın içinde bulunduğu yangını ne hikmetse ne ana akım medya gösteriyor, ne siyasetçiler bunları anlatıyor. Ben de hayret ediyorum.
Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan, önceki gün Irak’taydı. Dün ise Rusya Dış İşleri Bakanı Lavrov’la görüştü. Görüşmeler hep tahıl koridoru meselesiyle ilgili olduğu söyleniyor. Ama asıl sorun Suriye. Rusya ile aramızdaki en büyük kriz Suriye.
Birkaç gün önce; Deyrizor bölgesinde Arap aşiretler, PKK/YPG’ye karşı mücadele başlattı.
Ve Arap aşiretler hızlı bir şekilde ilerliyor. Amerika tarafından eğitilen PKK/YPG’li teröristler, Arap aşiretler tarafından adeta süpürülüyor. Üç gün içinde Arap aşiretleri, 24 köyü teröristlerden temizledi.
Eş zamanlı olarak Türkiye de PKK/YPG mevzilerini ablukaya aldı. Vuruyor da vuruyor.
Namussuzları özgürLEŞtiriyoruz.
Peki tam da böyle bir manzara varken, eş zamanlı olarak nasıl gelişmeler yaşanıyor biliyor musunuz?
Rusya Hava Kuyvvetlerine bağlı uçaklar, Suriye’de Türkmen ve Arapların yaşadığı köylere bombardıman yapıyor. Bu düpedüz PKK/YPG’yi korumaktır. Türkiye’ye sert bir uyarıdır.
Dün bir kriz adımı daha atıldı.
Suriye’de Esed rejimi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin konuşlandığı bölgelerden biri olan İdlib kırsalındaki Balyun köyüne top atışı gerçekleştirdi.
Biz ne Rusçuyuz, ne Amerikancıyız.
Bizim Türkiye olarak kendi milli menfaatlerimiz var.
Fotoğraf o kadar net ki; bir taraftan savaşıyor gibi gözüken ülkeler farklı coğrafyalarda aynı amaca hizmet edebiliyor.
Amerika’nın yetiştirdiği PKK/YPG’li teröristleri Rusya koruyor.
Rusya’nın güdümündeki Esad rejimi, Rusya’nın sıcak denizlere inme politikasına destek için YPG/PKK’ya alan açmak ve bölgede rahat hareket edilebilecek bir terör koridoru oluşturmayı hedefliyor.
Bir programda izlemiştim İsmet Özel’i. Diyordu ki; “Dünyada izlediğiniz, dinlediğiniz, doğru bildiğiniz her olayın bir farklı senaryosunun olma ihtimali kuvvetle muhtemel.”
Yani bazen gördüğümüze bile inanmamamız gereken bir dönemdeyiz.
Bizim neyden emin olmamız lazım? Kendimizden.
Cumhurbaşkanı Erdoğan boşuna sürekli milli teknoloji, milli savunma sanayii vurgusu yapmıyor.
Ben devletimin sahadaki silah gücüne, masadaki gücüne inanıyorum.
Kendi milli menfaatlerimize hizmet edecek, terör devletinin kökünü kurutacak bu mücadeleyi de canı gönülden destekliyorum.
Her ne kadar PKK/YPG’yi Rusya-Amerika-İran üçlüsü dahi koruyor olsa da, biz bu mücadelenin haklı olan tarafıyız. İnsan olan safıyız.
Er ya da geç, bu zalim çetelere karşı muzaffer olacağız.
Suriye’deki bu krizi gerekirse güç kullanarak çözmeyi başarırsak inanıyorum ki ne ekonomi sorunumuz ne de bir ırkçılık derdimiz kalacak.
Sabır, biraz daha sabır.
İzmit’e aday adaylığını ilan etti
Bugün bu yazıyı kaleme aldığım dakikalarda CHP İzmit İlçe Örgütünün kongresi düzenleniyordu. Mevcut ilçe başkanı Gökhan Darcan konuşmasını yapmıştı.
Gökhan Darcan, İzmit İlçe Örgütünün başına geçtikten sonra, özellikle seçim sürecinde o hareketlenmeyi hissettirdi.
Nokta TV’deki Nokta Atışı programımdaki yorumlarımda; İzmit’te AK Parti’nin başına Muharrem Tutuş, CHP’nin başına Gökhan Darcan geçtikten sonra her iki partide de bir kıpırdanma, hareketlenme olduğunu ifade etmiştim.
Muharrem Tutuş’taki hareketlenme bitmedi ve Perşembe günü İzmit Belediye Başkan Aday Adaylığı için, ilçe başkanı görevinden istifa etti.
Gökhan Darcan’ın hareketlenmesi ise sekteye uğradı.
Neden? Çünkü CHP seçim kaybetti.
Moralleri tükendi, parti kendi iç kavgasına tutuştu. Genel Merkezde yaşanan gelişmeler yerel siyaseti de kitledi.
Herkes bir köşeye geçip beklemeye başladı.
Malum, Gökhan Darcan yeniden ilçe başkanlığına aday olmadı.
Gökhan Ercan ve Cengiz Çakar yarışıyor.
Darcan’ın yaptığı kürsü konuşması hayli dikkat çekici.
Mesajı da açık açık verdi.
Dedi ki; “Bugün görev süremizin son günü. Başka bir platformda size sesleneceğimizi bilmenizi isterim.”
Hayırlı uğurlu olsun.
Belli ki Gökhan Darcan, artık mesaisini, İzmit Belediye Başkan aday adaylığı için harcayacak. Allah yolunu açık etsin.
Şu an itibarı ile Emre Andız’ın dışında net bir şekilde aday adayı olacağını dillendiren yok.
Birçok isim duyuyoruz, ancak net bir şekilde ortaya çıkan henüz yok.
Daha vakit erken zaten. Çooook olur… Çook.
İpucu
Gaflet, daha keskin bir düzelme için hazırlıktır.
M. Rasim Mutlu