Rüya bitti mi?
Voleybol Kadın Milli Takımımız geçen yıl kazandıkları kupa ve maçlarla bize inanılmaz mutluluk yaşatıp gururlandırmıştı.
Fakat bu yıl voleybol kadın milli takımımız için hiç de iyi sonuçlar alamadığı bir yılı geride bıraktı.
Önce Milletler Ligi’nde 4’lü finale bile kalamayarak alarm vermeye başlayan Milli Takım bütün hedefini olimpiyatlarda altın almak üzerine belirledi.
Ancak daha önce defalarca yendiğimiz İtalya ile yaptığımız maçta 3-0 yenilerek ayağımıza kadar gelen altın madalya şansını geri teptik.
Kötü bir İtalya karşısında biz daha kötü oynayarak maalesef yenildik ve Brezilya ile bronz maçına çıkacağız.
TAKIMDA YANLIŞ GİDEN NE?
Bunu geçen yıl ile oyuncu bazında karşılaştırarak analiz edelim.
Geçen yıla göre takımı oluşturan teknik ekip ve oyuncularda önemli bir değişiklik yok. Önce bununla başlayalım.
Takımda en çok aksayan 4 numara oyuncularımız.
Servise manşet, savunma, hücum, kaliteli servis atma, hepsinde aksadılar.
Başta Ebrar ve Hande olmak üzere yedekten gelen Meliha, Derya da isteneni pek veremedi.
Burada Ebrar’a ayrı bir parantez açmak istiyorum.
Takımın problem yaşamasında başrol oyuncusu bence Ebrar.
Ebrar şu anda geçen yıl, ya da Rusya liginde oynadığı oyunun % 20’sini bile oynayamıyor.
Buna Rusya liginin neden olduğunu düşünüyorum.
Çünkü Rusya voleybolu güce dayalı, teknik oynanmayan bir lig.
Bir de Ukrayna savaşı dolayısıyla Rus takımlarının uluslararası müsabakalara katılmalarına yasak koyulmasıyla birlikte iyice içine çekildi.
Ebrar da geçen sezon teknik olmayan bu güç voleyboluna kendini kaptırdı ve teknik voleybolu unuttu.
Bir diğer sıkıntı da Rus voleybolunun farklı bir voleybol topu ile oynanıyor olması.
Bununda oyun dengesinin bozulmasında etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum.
Eğer Ebrar bu kafa ile giderse bir iki yıla kalmaz takımında 7. 8. oyuncu olacak, takımında altıda kendine yer bulamayacaktır.
Hande Milletler Ligi’nin ABD ayağında sakatlandı, tam olarak düzelemedi.
Zaten teknik kapasitesi çok yüksek bir oyuncu değildi.
Bir de korkak oynamaya başlayınca iyice dip yaptı.
Servise manşeti sıkıntılı, servisi sıkıntılı, hücumu zaten oldum olası problem.
Yani olimpiyatların Ebrar’dan sonra en kaybedeni Hande’dir.
YA VARGAS OLMASA?
Pasör çaprazımız Vargas kazandığımız ya da kaybettiğimiz maçlarda elinden gelen her şeyi yaptı, birçok maçta 30 – 40 sayı ortalaması ile oynadı.
Takımdan Vargas’ı çıkardığımız zaman sıradan bir takım olacağımız bir gerçek.
Pasörlerimiz Cansu ve Elif standart oyunlarını oynadılar, çok aksadıklarını düşünmüyorum.
Liberomuz Gizem’in zaten manşeti çok iyi değildi, savunması ile işi götürüyordu, yine aynı çizgisini devam ettirdi. Yani servise manşette 4 numara oyuncularımız gibi Gizem de aksadı.
MANŞET MANŞET MANŞET!
Orta oyuncularımız Zehra, Eda, Aslı servise düzgün manşet alamadığımız için öyle setler oldu ki hiç orta oyuncuya top atamadan set bitti.
Dolayısıyla birçok maçta sadece blokları ile öne çıkmaya çalıştılar. Çok hücum topu alamadıkları için çok fazla oyundan düştüler.
Takım oyuncularımızı analiz ettikten sonra gelelim acaba biz bir rüyada mıydık? Rüya bitti mi?
Acaba “Hayır biz rüyada falan değildik. Çünkü biz çılgın Türkleriz. Biz bitti demeden bitmez” demek istiyor.
Burada antrenörlerimize büyük bir görev düşüyor.
Boyu 1.90 ve üzeri olan, iyi manşet alan 4 numara oyuncuları yetiştirip Milli Takıma monte etmemiz gerekiyor.
Yoksa milli takımda bu düşüş devam edecektir.
Herkese bu sıcak yaz gününde spor ile dolu günler diliyorum…