Seccade fetişizmi

Tek tanrılı dinlere monoteizm deniyor biliyorsunuz. 4 bin yıl önce insan zihni soyutlama yapabilecek bir aşamaya evrilmiş ve yaşadığımız dünyaya bir nevi dışarıdan bakabilme yeteneğinin sonucu olarak aşkın bir Tanrı inancı gelişmiştir. 7. yüzyılda Arap yarımadasında Hz Muhammed aracılığıyla kurulan İslam dini de son tek tanrılı dindir.

İnsan zihni bu aşamaya kolay gelmedi. İlksel insanlar binlerce yıl totemlere tapındı. Bir hayvan, bir bitki ya da canlılık atfedilen bir nesne seçiliyor ve kabileler bu sembole tapıyordu. Auguste Comte bu evreye “fetişizm dönemi” demişti.

Çok tanrılı dinler daha gelişkin bir zihinsel seviyenin ürünüdür. Eski Yunan’ın meşhur Olimpos tanrılarını hepimiz biliriz. Zeus ve eşi Hera vardır, bunların çocukları vs. Bugünden bakınca gülünç görünen bu insan suretindeki tanrılara o zamanlar ciddi ciddi inanılıyordu. Korkuyorlardı, adak adıyorlardı, yalvarıp yakarıyorlardı.

Hıristiyanlık, Roma’da bu çok tanrılı dinler aşamasından sonra kabul edilmiştir. Çok tanrının tek tanrıya dönüşmesi nispeten kolay olmuştur.

İslam dini ise putperest Arap coğrafyasına gelmiştir. Yarımadaya giren Musevilik ve Hıristiyanlık henüz çok tanrıcılık aşamasına gelmemiş Arap zihninde kendilerine yer bulamamıştır. İşte bu nedenle Hz. Muhammed devrimci olarak kabul edilir. İnsanlığın binlerce yılda kat ettiği yolu Araplara birkaç yıl içinde aldırmıştır. Taşa tapınan insanlar asla göremeyecekleri, dokunamayacakları Allah’a iman etmiştir. Hz. Muhammed ilk iş olarak Kabe’ye girmiş ve burada bulunan putları kırmıştır. Fetişizm dönemi radikal bir şekilde sonlandırılmıştır. İslam putlarla savaşa savaşa kurulmuş bir dindir.

İslam inancının kutsalları bellidir. İman şartları yazılmıştır. Amel şartları açıktır. İslam dininde bunların dışında bir kutsal belirlemek Allah’a şirk koşmaktır.

Hıristiyanlar kiliselerine ayakkabıları ile girerler. Kiliseye saygı duymadıkları için değil, namaz kılmak gibi bir ibadetleri olmadığı, bu yüzden yerde halı bulunmadığı için. Biz ayakkabılarımızı cami önünde içerideki halılar kutsal olduğu için çıkarmıyoruz, namaz kılarken üstümüz başımız kirlenmesin diye çıkarıyoruz. Ne cami kutsaldır, ne de içindeki halı. Kutsal olan caminin içinde yapılan ibadettir. Çünkü namaz kılmak İslam’ın beş şartından biridir.

Eğer siz camideki halıya, evde namaz kılmak için yere serdiğiniz seccadeye kutsallık atfediyorsanız yandınız! Hz. Muhammed’i zerre kadar anlamamışsınız demektir. Peygamber’in Müslümanlardan beklediği zihniyet devrimini gerçekleştirememişsiniz demektir.

Üstelik siyasi rekabet için insanların zihnini olmayan kutsallarla doldurmaya çalışıyorsanız, vah ki ne vah!

Ekonomi konuşulmasın çünkü ekonomiyi düzeltemiyorsunuz. Adalet konuşulmasın çünkü adaleti sağlayamıyorsunuz. Eğitim, sağlık, işsizlik, cari açık, enflasyon konuşulmasın çünkü sorunları çözecek tek bir reçeteniz yok. Sabahlara kadar seccade fetişizm yapın televizyon ekranlarında.

Müslüman coğrafya bu yüzden yoksul işte. Müslümanlar bu yüzden ölüyor, öldürüyor, kan içinde yaşıyor. Hz. Muhammed’in şart koştuğu o zihinsel devrimi 1400 yıldır gerçekleştiremeyen İslam alemi, karanlık çağdan çıkamadı maalesef. Aydınlanma için bırakın İslam’ı anlamayı, önce tek tanrıcılıkla putperestlik arasındaki zihinsel farkı anlamamız lazım.