Seccadesiz namaz olur da, soğansız yemek olmaz
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazayla seccadeye basarak fotoğraf çektirmesinin ardından başlayan tartışma sürüyor.
İktidar medyasının yapmaya çalıştığı belli. “Bakın bu adam bizim manevi değerlerimize yabancı, böyle bir adama ülke teslim edilmez” demeye getiriyorlar.
Bazı muhalif gazetelerde ise konu zihin açıcı bir perspektifte ele alınabiliyor. Dinin siyasete alet edilmesi tezi üzerinden “seccade tartışması” siyaset, teoloji, sosyoloji, antropoloji gibi temel alanlarda derinlikli analizlere tabi tutuluyor.
Tartışmaların bir de ekonomi boyutu var ki zurnanın zırt dediği yer de orası. Orada durum şöyle özetlenebilir: Seccade siyaseti mi, soğan siyaseti mi kazandırır?
Şunun şurasında on gün önce “Ramazan’da tencerelere et giremeyecek” diye hayıflanırken bugün “Soğansız yemek olur mu” aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Soğanın kilosu 30 lira oldu. Taneyle soğan alır hale geldik. Kadınlar soğanın yarısıyla bir tencere yemek yapıp, kalan yarısını sarıp sarmalayıp buzdolabında saklıyor.
Gençler bilmez belki, biz çok kriz gördük ama böyle bir yoksullaşmayla ilk kez karşı karşıyayız.
Seçime 40 günden az bir süre kaldı ama hala esas meselelerimizi tartışabildiğimiz söylenemez. Dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye’de neden yiğit kuru soğana muhtaç haldedir? Bundan daha can yakıcı bir mesele olabilir mi?
Diyanet biliyorsunuz bir açıklama yaptı seccade ile ilgili. Alo Fetva Hattı’nı arayan Diken muhabirine aynen şöyle demiş Diyanet görevlisi: “Seccade sermek gerekir mi? Hayır gerekmez. Bütün yerler insana mescittir. Mesela temiz topraktır, gidersiniz toprağın üzerinde direkt namaz kılarsınız. Yani seccadenin özelliği, kutsiyeti yok. Temizlik için kullanılan, elbiselerimiz gibi bir şey.”
İlahiyatçılar da tartışmaya katıldı ve Hz. Muhammed’in toprak üstünde ve hatta çamurda namaz kıldığını aktardılar. Peygamber’in “Yer yüzü benim için mescid ve temiz kılınmıştır” hadisi hatırlatıldı. Zaten seccade, İslam’ın sonraki dönemlerinde kullanılmaya başlanmış.
Sonuç olarak seccadenin bir kutsiyeti olmadığına, seccadesiz de namaz kılınabileceğine dair herhangi bir şüphemiz kalmadı. Peki, soğansız yemek olur mu? Bizim kültürümüzde neredeyse imkansız.
İşin asıl korkutucu yanı ne biliyor musunuz? Bir iktidarın seçime giderken gıda fiyatlarını kontrol altında tutamaması. Kazanmak için olmayan paraların saçıldığı bir seçim ekonomisi uygulanırken, gıda fiyatlarında yaşanan bu kontrolsüz artış iktidarın kabusu olmalı. Hayati önem arz ettiği şu günlerde tutamıyorlarsa fiyatları, seçimden sonrasını siz düşünün.
Seçimden sonra olacaklar belli. Döviz kuru fırlamak için bekliyor. Kur birden sıçrayacak ve enflasyon daha da yükselecek. Tüketim sepeti gıda ve konuta sıkışmış dar gelirli aileler, bu günlerini arayacak hale gelecek.
Bunlar kehanet falan değil. Ekonomi biliminin elindeki verilerin kaçınılmaz sonuçları. Bizim tartışmamız gereken şu: Bu hale neden geldik ve nasıl çıkacağız?
Bu konularda bir şey duyuyor musunuz siyasilerden? Acı gerçekler seccade altına süpürülürken “Yediğin soğan ekmek olsun, yeter ki evinde huzur olsun” bile diyemeyecek hale geldik. Yazık, çok yazık...