Sezer’in mesajları net. Güveni tam

Furkan Çalışkan

Furkan Çalışkan

Tüm Yazıları

Gölcük Belediyesinin Türkiye’nin ve kentin düşünce ve fikir hafızasına katkı koyan en önemli projeleri bu yıl beşincisini gerçekleştirecekleri sempozyumları.

Kazıklı Kervansaray’da Türk edebiyatının kilometre taşlarından Necip Fazıl Kısakürek’e atfen düzenlenecek Büyük Doğu ve Necip Fazıl Kısakürek Sempozyumu, bu milletin şanlı tarihinde unutulan, daha doğru bir deyişle unutturulmaya çalışılan nice detaylarına dokunacak. 22-23 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek sempozyuma ne yazık ki il dışında olacağım için katılamayacağım. Ancak sempozyumun ardından muhakkak yayınlanan haberler üzerinden ve yapacağımız fikir alışverişleriyle bir değerlendirme yapmayı istiyorum.

Ben dünkü basın toplantısının siyasi kısmına geçmek istiyorum.

Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer’e dün aslında son derece riskli sorular soruldu.

Bunların başında da “Gürcü” meselesi geliyor.

Sanıyorum ki Gölcük’te ilk kez AK Parti’nin ilçe başkanı ve belediye başkanı aynı anda Gürcü değil.

Bunu da kimi gruplar sorun olarak görüyor ve dillendiriyor.

Yeni ilçe başkanı Kemal Yavuz, Trabzonlu. İlçe Başkan Vekili görevi yapıyordu. İlçe, il ve genel merkezin desteğini alarak; güçlü bir şekilde göreve geldi ve yönetim kurma hakkı aldı.

Ali Yıldırım Sezer, Gürcü değil. Ama Gölcüklü.

Peki Gürcü olup olmamak, gerçekten bir problem mi?

Ben bu işleri sevmem, tehlikeli görürüm. Etnik yapı üzerinden siyaset dayatması yapmayı uygun bulmam. Ancak temsil hakkına sonuna kadar inanırım.

Bir bölgedeki yapı dikkate alınmalıdır. Ancak temsil hakkı, “illa şu göreve böyle etnik bir gruba ait biri gelmelidir” şeklinde olmamalı diye düşünüyorum.

Bu konu basın toplantısında Başkan Sezer’e de soruldu. Son derece dikkatli ifadeler kullandı. Herhangi bir etnik yapının ismini dahi kullanmadı. Net bir şekilde etnik, dini ve mezhepsel hiçbir ayrımcılık içine girmeyeceğini, böyle bir siyaset uygulamayacağını söyledi. Aklıma; Sezer’in, Türkiye’nin dört bir yanından gelerek ebru misali kaynaşan kadirşinas, yardımsever insanların kenti Gölcük ifadeleri geldi.

Yine Başkan Sezer ilk kez potansiyel aday olduğunu kendi ağzıyla da deklare etti.

Orada da yine çok ince bir hareket yaptı. Belki yeterince fark edilmedi ancak kendisini potansiyel belediye başkan adayı olarak ifade ederken, AK Parti Gölcük İlçe Başkanlığından istifa ederek belediye başkan aday adayı olan Çetin Seymen’in de potansiyel aday olduğunu söyledi.

Gölcük dışında 4 ilçede ilçe başkanları istifa ederek belediye başkan aday adayı oldu. Ali Yıldırım Sezer’in geliştirdiği söylemi geliştiren başka bir belediye başkanına rastlamadım.

Çetin Seymen’i de potansiyel aday olarak deklare etmek sadece bir nezaket örneği değil, Sezer’in teşkilata gösterdiği saygı ve verdiği önemi de gözler önüne seren bir nüanstı.

Teşkilatla sorunu olup olmadığına dair cevabı da hakikaten önemliydi.

Neden önemliydi?

Sezer önce bir teşkilat portresi çizdi. İlçe teşkilatının, yönetim kadrosundan, mahalle temsilcisine, parti üyesine kadar bir yapılanma olduğunu hatırlattı.

Sezer, teşkilatla sorunlu musunuz sorusuna, “Yok öyle bir şey kardeşim. Nereden çıkarıyorsunuz?” deyip geçebilirdi.

Fakat o bildiğimiz samimiyetiyle gönlündekini inkar etmedi, naif bir şekilde sorunlar yaşadığını, bunların yaşanılabilir hadiseler olduğunu ifade etti.

Bu anlattıklarım benim hatrımda kalan, dikkat çeken detaylardı.

Geride bıraktığı 4,5 yılda da belediyecilikte başarı elde ettiğini söylemek gerekiyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki daha 20 gün önce Gölcük Belediyesiyle ilgili, “Gölcük Belediye Başkanımız ki genel başkan yardımcılığım döneminden beri takip ediyorum. Çok, çok başarılı. Biz biraz da anketleri severiz. Anket yaptırıyorum. Anketlerden süper çıkıyor” ifadelerini kullandı. Bunlar önemli mesajlardı.

Ama bende şunu net bir şekilde biliyorum ki, siyasette iki kere ikinin dört etmediği çok zaman oluyor.

Ama Sezer de şunu gördüm: Kendisine güveni tam. Ekibiyle birlikte yaptığı işe, ortaya koyduğu belediyecilik performansına inanıyor. Bu geri dönüşleri de alıyor. Mesajları oldukça net. Sınırları keskin. Geliştireceği söylem belli. Konuşması gerekenleri biliyor. Açılmıyor. Kendisini öne atmaya çalışmıyor. Tevazuyla, aynı çizgide yürüyor.

Olanda hayır vardır, hakkında hayırlısı olsun.

Kandıra’da bir huzursuzluk var

Kandıra’nın bir mottosu var. Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Orası, Burası demiyorlar.

Kandıra’yı, Kandıralılar yönetsin diyorlar.

Burada oturan insanlar, burayı tanıyan insanlar, bu ilçenin sorunlarını bilen, esnafını, akil isimlerini, ilçenin büyüklerini tanıyan, bilen insanlar yönetsin istiyorlar.

AK Parti’de beş ilçe başkanı göreve atandıktan sonra, huzursuzluk gözlemlediğim tek ilçe Kandıra oldu.

AK Parti Kandıra İlçe Başkanı olarak atanan Ahmet Alper Tokgöz, genç bir isim. Yanılmıyorsam aile Adanalı.

Tokgöz’ün göreve gelmesiyle beraber mülakat için Ankara’ya görüşmeye giden isimlerden biri olan Sinan Çavuşoğlu, meclis üyesi aday adayı olmak için yönetimden istifa etti.

Yine ilçe yöneticilerinden Mazlum Öztürk, Uğur Vural ve Ruhi Sezgin de aynı istifa metinlerini kullanarak, istifa metinlerinde Ahmet Alper Tokgöz’ün ismini dahi anmadan görevlerinden ayrıldı.

Bir taraftan Tokgöz’ün babasının bazı sosyal medya paylaşımları sürekli olarak konuşuluyor.

Ancak bu konuda biraz sağduyulu olmak gerek. Sonuçta babasının geçmişteki paylaşımlarından Sayın Tokgöz sorumlu tutulamaz. Bu tutum, adil bir yaklaşım da olmaz.

Fakat gözüken şu ki, Kandıra’da teşkilat anlamında bir huzursuzluk var.

Zaten görevinden istifa ederek aday adayı olan eski ilçe başkanı Erol Ölmez ile mevcut belediye başkanı Adnan Turan’ın sorunları olduğunu bilmeyen yok.

Tüm bunları yan yana getirdiğimizde, AK Parti İl Teşkilatının Kandıra’daki bu huzursuzlukla daha yakından ilgilenmesi, Kandıra’daki birlik ve beraberliği daha da güçlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Muhakkak İl Başkanı Şahin Talus’un da kafasında bir plan vardır.

İpucu

Sahip olduklarıyla yetinmeyen bir kişi, sahip olmak istedikleriyle de yetinmez.
Socrates