Sinan Oğan’ın tercihi
Ata İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak seçime giren ve diğer adaylarından Muharrem İnce’nin çekilmesiyle ilk turda yüzde 5’in üzerinde oy almayı başaran Sinan Oğan’ın ikinci turda kimi destekleyeceği, son günlerin birinci gündem maddesiydi.
Aslında Oğan, önceki günkü açıklamasında “istikrar” vurgusu yaparak kararının hangi yönde olacağını da işaret etmişti. Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi, kararının netleştiğini gösteriyordu. Erdoğan’ın bir garanti almadan Oğan ile yüz yüze görüşeceğine ihtimal verilmiyordu.
Nihayet Oğan, dün akşam kararını açıkladı ve desteğinin Erdoğan’dan yana olduğunu söyledi. Muhalefet seçmeninde bu karar hayal kırıklığı yaratmış görünüyor. İlk turda Kılıçdaroğlu’nu desteklemesine rağmen, seçim kampanyası süresince bir gözü de Sinan Oğan’da olan geniş bir seçmen kesimi vardı. Hatta bunlar arasında gönlü Oğan’dan yana olduğu halde, seçimin ilk turda bitebileceği beklentisi nedeniyle Kılıçdaroğlu’na oy vermiş seçmenler de bulunuyordu. O yüzden Oğan’a yönelik bu tepkinin normal karşılanması lazım.
Sinan Oğan’a özellikle gençlerin gösterdiği bu ilginin ardında, “Ne Kandil dağı, ne domuz bağı” diye özetlenebilecek, Millet İttifakı’nın adayını destekleyen HDP’ye ve AK Parti listelerinden seçime giren HÜDAPAR’a yönelik tepki vardı. Şimdi Sinan Oğan onların gözünde HÜDAPAR’ı seçmiş oldu.
“Asıl milliyetçi Sinan Oğan” diyerek onu destekleyen seçmenler, şimdi ne yapacak? Hizbullah’ın tabanına dayanan ve onun üzerine inşa edilmiş Kürtçü bir parti olan HÜDAPAR, aynı zamanda Atatürk milliyetçiliğine de bir tehdit olarak algılanıyor. HÜDAPAR’ın kadın haklarına yaklaşımı endişe uyandırıyor. Kadınlara yönelik şiddetle mücadele için çıkarılmış kanunları hedef alan, kız çocuklarının evlendirilebileceğini savunan, “kadınların sahiplendirilmesi”nden bahseden HÜDAPAR’a yönelik çok ciddi bir tepki var. Oğan’ın seçmenleri arasında zaten güçlü bir Erdoğan karşıtı damar vardı. Bakalım seçmenleri onun gösterdiği adrese hangi oranda yönelecek?
Bir de sığınmacılar meselesi var. Oğan’ın kampanyasında belki terör başlığından da daha öne çıkan konu sığınmacılardı. Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ tarafından aday gösterilen Sinan Oğan’ın sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi vaadi ne olacak? Oğan, Erdoğan’ın “kademeli geri dönüş” tezini onaylamış görünüyor ama bu tezin toplumda pek bir inandırıcılığı yok. Sığınmacı karşıtlığı üzerinden siyaset yapan Oğan’ın “kademeli geri dönüş” gibi bir şeyle yetinmesi ne kadar ikna edici? Bu konuda Kılıçdaroğlu’nun vaadi, Zafer Partisi ve Oğan’ı destekleyen seçmen için daha cazip görünüyor.
Oğan verdiği bu kararla, elbette kendi siyasi kariyerine de yön veriyor. Her ne kadar Erdoğan herhangi bir pazarlık yapılmadığını söylese de Oğan’ın pazarlık yapacağına dair açıklamaları olmuştu. Oğan, 14 Mayıs’tan hemen önce gazeteci Bahar Feyzan’a “Tabii ki biz bedavadan ortak olmayacağız, bizim de bakanlıklar, cumhurbaşkanı yardımcılığı gibi taleplerimiz olacak. Anlaşırsak hükümetin içinde yer alacağız, anlaşamazsak da yolumuza bakacağız” demişti. Oğan’ın 14 Mayıs’tan sonra New York Times’la yaptığı söyleşide de “Cumhurbaşkanı yardımcısı olabilecekken neden bakan olayım?” dediği aktarılmıştı. İkinci turun ardından Sinan Oğan’ın ne alıp ne almadığını göreceğiz.
Öte yandan ülkücü hareketin liderliğine oynadığı bilinen Oğan’ın Erdoğan’ın esas ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından nasıl karşılanacağı da merak konusu. Bahçeli, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, Oğan’ı isim vermeden hedef almış ve “Olmayan siyasi gücünü varmış gibi gösterip siyaseti at pazarına çevirenler, kamuoyuyla gün aşırı talep listeleri paylaşanlar samimi olmadığı gibi milli ve ahlaki değerlerle ters düşen fırsatçı acizlerdir" demişti. Erdoğan, herhangi bir görev vermesi halinde Oğan ile Bahçeli arasındaki dengeleri nasıl koruyacak, bunu da göreceğiz.