Soğuk Bandırma’da yürek ısıtan galibiyet
Sözlerime FIFA hakemimiz Halil Umut Meler’e yapılan hain saldırı ile başlamak istiyorum.
Değerli hakemimize geçmiş olsun dileklerimi gönderiyor ve Türk futbolunun Faruk Koca gibi insanlardan bir an önce kurtulmasını diliyorum.
Aşağıda bu konuya daha ayrıntılı gireceğim.
Gelelim son oynadığımız Bandırma maçına…
Kocaelispor, deplasmanda Bandırmaspor ile zorlu olacağını düşündüğümüz bir maça çıktı. Bandırma'nın soğuk, rüzgarlı ve yağışlı havasına rağmen, ekibimiz sahadan Amaral, Tanque ve Barış Alıcı’nın golleriyle 3-0'lık galibiyetle ayrıldı.
BU GALİBİYET ÇOK BAŞKA BİR GALİBİYETTİ
Bu galibiyetin özel bir anlamı var. Geçtiğimiz günlerde Kocaelispor futbolcusu Atabey’in babası Remzi Bey vefat etti. Galibiyet de bu bakımdan anlamlıydı.
Gökhan Değirmenci’nin eski takımına karşı oynadığı iyi futbol ve öncesinde de aldığı plaket futbolcuya moral verdi.
Dediği gibi Bandırma deplasmanı soğuktu.
Bana göre sadece Kocaeli’nin değil, ülkenin en başarılı futbol yorumcularından, değerli hocamız Tolga Şanbay, Ali Köksal ağabey ve Erdem Övüç müdürümle gittik Bandırma’ya.
Takımı özellikle ilk yarıda çok beğendim, skorun vermiş olduğu rahatlıktan ötürü de ikinci yarıda idare ettik.
Tüm takım güzel ve 6 puanlık galibiyeti tabii ki Atabey’e hediye ettiler.
Maçın öne çıkan isimlerini konuşmadan geçmek olmaz. Kimi zaman kalede kritik kurtarışlarıyla göz dolduran kalecimiz Gökhan, kimi zaman hücum hattında fileleri havalandıran hücum oyuncularımız Amaral ve Tanque, galibiyette önemli katkılarda bulundular. Teknik Direktörümüz Ertuğrul Sağlam’ın maça özel taktiği ve futbolcuların saha içindeki birlikte hareket etmesi gelecek adına sevindirici.
HODRİMEYDAN İÇİN HİÇ FARK ETMEZ
Futbol sahalarında olmazsa olmaz unsurlardan biri de coşkulu taraftardır.
Takımlarını destekleyen, renk katan ve onlara enerji veren bu tutkulu gruplar, adeta maçın ikinci bir heyecan kaynağıdır.
Bu tutkunun en güzel örneklerinden birini Hodri Meydan sergiledi.
Soğuk hava, futbolu sevenleri tribünden uzak tutabilir, ama Hodri Meydan taraftarı için böyle bir şey mümkün değil!
Deplasman maçında takımlarına destek olmak için aldırış etmeden soğuğa meydan okuyan bu gururlu taraftar grubu, tribünleri doldurdu.
90 dakika boyunca, sadece takımlarını değil, aynı zamanda taraftarlık kültürünü en güzel şekilde temsil ettiler.
Atkıları, bayrakları ve tezahüratlarıyla stadyumu sıcacık bir atmosfere çevirdiler.
O anı yaşayanlar, tribündeki o coşkuyu unutamayacakları bir anı olarak hafızalarına kazıdılar.
Maç sonu alınan güzel galibiyet, sadece takımın değil, taraftarının da zaferiydi.
12. adam deplasman seyahatinin ardından kentimize dönerken, sadece üç puan değil, aynı zamanda gönüllerinde taşıdıkları sevgi ve coşkuyla dolu bir zaferle eve döndüler.
Hodri Meydan taraftarına buradan bir teşekkür etmek gerek.
Gerçekten soğuk hava onları yıldıramadı.
Gösterdikleri destek ve sevgi, takımlarının sahada daha güçlü olmalarına katkı sağladığı gibi, birlik ve beraberlik duygusunu da perçinledi.
HALİL UMUT MELER’E HAİN TUZAK!
Futbol, sadece bir oyun değil, aynı zamanda bir spor kültürü, fairplay anlayışı ve centilmence rekabetin simgesidir.
Ancak, Ankaragücü - Rizespor maçında yaşananlar, futbolun güzelliklerini unutturan kara bir leke olarak hafızalarda yer etti.
Maçın hakemi Halil Umut Meler'e karşı gerçekleşen iğrenç saldırı, Türk futboluna yapılmıştı.
Hakemler, sahadaki düzeni sağlayan ve adil bir oyunu temin eden unsurlardır.
Bu nedenle, yaşanan bu tür olaylar, sadece hakeme değil, futbolun ruhuna da büyük bir darbe vurmaktadır.
Futbol sahalarında yaşanan şiddet ve saldırılar, sadece sporun değil, toplumun da temel değerlerini zedeliyor.
Herkesin sahip çıkması gereken centilmenlik ruhu bu tür olaylarda maalesef geri planda kalıyor.
Futbolun sevgi, paylaşma ve centilmenlik üzerine inşa edilmiş temelleri, bu tür saldırılarla sarsılıyor.
Bu zorlu süreçte, futbol hakem camiasına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Hakemler, sahadaki zorlu koşullarda adil bir oyun yönetme çabası içinde olan insanlardır.
Ancak unutmamamız gereken bir şey var… Hakemler de insan, hata yapabilirler.
Bu hataların, şiddet ve saldırıyla değil, centilmenlikle ve sporun ruhunu yaşatarak çözülmesi gerektiğini unutmamalıyız.
Sosyal medyada yapılan kınama ve geçmiş olsun paylaşımları, futbolseverlerin bu olumsuz olaya karşı duyarlılığını gösteriyor.
Ancak daha fazla adımlar atılmalı, futbolun ve sporcunun korunması için toplumsal bir bilinç oluşturulmalıdır.
Unutmayalım ki, futbol sadece skorlarla değil, aynı zamanda oyunun güzellikleriyle anılır.
Bu kara lekeyi temizlemek ve futbolun gerçek ruhunu yeniden yakalamak için hep birlikte sorumluluk almalıyız.
Bu arada Faruk Koca ve diğer saldırganlar umarım içeriden çıkamazlar!
ŞİMDİ İÇİN İÇERİSİNDEN ÇIKIN
‘Bir Çağrı ve Eleştiri’’
Bu satırları yazarken içimde bir hayal kırıklığı ve endişe ile doluyum.
Türk futbolunun içinde bulunduğu durum, artık sadece skorlardan ibaret değil, aynı zamanda yönetim ve organizasyon zafiyetlerinin de bir yansıması haline gelmiştir.
"Eyyy Türkiye Futbol Federasyonu!" diye sesleniyorum.
Neredeydiniz bu zamana kadar? Her hafta yaşanan futbolcular arasındaki kavgalar, amatör liglerde ve üst liglerde yaşanan olaylar...
Hepsi göz önündeydi ama aldırış etmediniz. Çünkü her geçen gün, ülke futbolunun rezil olacağına dair sinyaller daha da belirgin hale geliyordu. Dediğim gibi, duymazdan geldiniz, umursamadınız!
Bu satırları yazarken aklıma gelen ilk soru şu: Türk futbolu bu duruma nasıl geldi? Cevap basit: Türkiye Futbol Federasyonu sorumluluğunu yerine getiremedi.
Her hafta yaşanan olaylar, kavgalar, skandallar karşısında bir ses çıkarmadınız. Şimdi ise acı bir olay yaşandı ve hemen basın açıklaması yaptınız.
Ancak soruyorum size, bu basın açıklamaları yeterli mi?
Kulüpler arasındaki kavgalara, futbolcuların çirkin hareketlerine, hakemlerin maruz kaldığı şiddete karşı neden daha önce sesinizi çıkarmadınız?
Başkanlara parmak sallamak kolay.
Ancak unutmayın, kulüplerin bu hale düşmesine sebep olan da sizin yönetim zafiyetinizdi.
GEÇMİŞ OLSUN
Türk futbolu yavaş yavaş düşmeye başladı ve önlemleri zamanında almadınız.
Pandemi nedeniyle zaten iki sene futbol oynanmadı.
Şimdi ise süresiz oynatma kararı aldınız.
Evet, bu karar doğru ancak ne zamana kadar devam edecek?
Ne zamana kadar ilerleyecek?
Bu satırları yazarken tüm futbol camiasına ve hakem camiasına Halil Umut Meler'e geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Ancak bir an önce uyanmalıyız. Futbol sadece sahadaki skorlar değil, aynı zamanda yönetim ve etik kurallarının da bir yansımasıdır. Türk futbolunu bu kara lekeden temizlemek, ancak birlik ve düzen içinde mümkün olacaktır.