Soylu’nun seçim performansı

Seçime 10 gün kaldı. Normal bir ülkede yaşıyor olsaydık, adayların mitinglerdeki, alanlardaki performanslarını konuşuyor olacaktık. Oysa biz garip ve izaha muhtaç gündemlerle uğraşıyoruz. Gazeteciler olarak gelişmeleri analiz etmekte güçlük yaşıyoruz. Şahsen her gün yazı yazmama rağmen gündemin hızına yetişemiyorum.

Muhalefet cephesinde her şey olağan bir şekilde ilerliyor aslında. Liderler ve adaylar kent kent gezip her gün birden fazla miting düzenliyor. İttifakın adayı Kılıçdaroğlu, kısa videolarla da vaatlerini çeşitli seçmen gruplarına ulaştırmaya çalışıyor. Seçmenin karşısına güler yüzle çıkılıyor, olumlu mesajlar veriliyor. Normal bir demokraside olması gerektiği gibi pozitif bir kampanya yürütülüyor.

İktidar cephesinde ise öyle gelişmeler oluyor, ağızlardan öyle sözler çıkıyor ki, işi siyaseti okumak olan deneyimli gazeteciler bile yorumlamakta güçlük yaşıyor.

İktidar aktörlerinin, kendi hazırladıkları anayasada belirlenmiş, seçim kanununda yapılan değişiklik ile kendi istedikleri sonucu alacakları şekilde düzenlenmiş, tarihi kendileri tarafından açıklanmış 14 Mayıs seçiminin “darbe girişimi” olduğunu söylediklerini işittik.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun "15 Temmuz, fiili darbe girişimiydi. 14 Mayıs 2023 ise Türkiye'yi tasfiye etmeye yönelik hazırlıkların her birini bir araya getirerek oluşturabilecek siyasi darbe girişimidir" sözleriyle başladı her şey. Muhalefet doğal olarak, “Eğer bu bir darbe girişimiyse, İçişleri Bakanı olarak bunu engellemek de sizin göreviniz değil mi” diye sordu ama yanıt gelmedi.

Soylu, darbe girişimini görüyor ama önlem almıyor mu diyeceğiz şimdi, yoksa Soylu’nun aklında başka bir şey mi var? Akıllara seçim sonucu aleyhlerine olursa tanımayacakları, iktidarı bırakmayacakları ihtimali geliyor. Hangi iktidar, sandık sonucunu tanımayacağını ima ederek seçmenden oy ister

Soylu’nun ne yapmaya çalıştığıyla ilgili olarak akla gelen en mantıklı yanıt, muhalif seçmeni korkutmaya, umutlarını kırmaya, sandığa gitmelerini engellemeye çalışıyor, olabilir.

Soylu sadece muhalif seçmenleri korkutmaya çalışmıyor, muhafazakar seçmeni de LGBTİ ile korkutmaya çalışıyor. 14 Mayıs için “erkeğin erkekle, kadının kadınla evlenip evlenmemesinin kararını vereceğiz” diyerek başladı, “insan hayvanla evlenecek” noktasına geldi Soylu’nun iddiaları. Son olarak da kız kıza dışarı çıkmaktan bahseden bir kozmetik reklamını “kız kıza yakın olmak” şeklinde yorumlayarak yasaklatacağını söyledi.

Batı’da da LGBTİ hakları siyasetin konusu olabiliyor. Popülist sağ siyaset, eşcinsel haklarına muhalefet edebiliyor, ama orada eşcinsellere evlenme ve çocuk evlat edinme hakkı gerçekten veriliyor. Türkiye’de böyle bir gündem söz konusu değil. Burada savunulan, farklı cinsel yönelimdeki insanlara karşı her türlü şiddetin önlenmesi. Bu da her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi onların anayasal hakkı. Kim şiddeti savunabilir?

Son olarak gündeme bomba gibi düşen bir iddia ise, Soylu’nun başında olduğu İçişleri Bakanlığı’nın Yüksek Seçim Kurulu’na paralel bir yapı kurduğu oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek “Valiliklere yazıyla bir seçim takip modülü oluşturulması isteniyor. Nüfusu 20 bine kadar olan ilçelerde en az 3, 100 bin üstü olanlarda en az 10 personel görevlendirilecek. Görevlileri uyarıyoruz. Bu kanunsuz emre uymayın” çağrısı yaptı.

Erkek, sosyal medya hesabından konuya dair bir video paylaştı. Videoda, İçişleri Bakanlığı için hazırlanan sisteme bilgisayardan nasıl giriş yapıldığının anlatıldığı görüldü.

Gaziantep Şahinbey Belediyesi CHP’li Meclis Üyesi Uğur Kalkan da, paralel veri girişiyle ilgili Gaziantep’te yapılan çalışmada 50 kişi belirlendiğini dile getirdi.

Bu sırada İçişleri Bakanlığına bağlı GAMER’in (Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi Başkanlığı) YSK’dan yurt içi ve yurt dışı sandık bilgilerini istediği ortaya çıktı. YSK GAMER’in talebini oy çokluğu ile reddetmiş. GAMER üzerinden yurt içi ve yurt dışındaki seçmen sayılarının, sandık numaralarının, tüm bilgilerin yer aldığı tüm sandık bilgileri de talep edilmiş ve YSK, bu talebi de oy çokluğuyla reddetmiş.

CHP’nin YSK Temsilcisi Hadimi Yakupoğlu, sandık sonuç tutanaklarına yönelik bilgi talebinin 1 Mayıs’ta Kiraz Kaymakamlığı tarafından Kiraz İlçe Seçim Kurulu’na yapıldığını ve bu talebin de oy birliği ile reddedildiğini açıkladı.

Soylu dün akşam katıldığı televizyon programında “Bunların hepsi uydurmadır” demekle yetinmiş. Bunca iddia bir yanda, Soylu’nun sözü bir yanda.

Görevi seçimlerin güvenli bir şekilde yapılıp sonuçlanmasını sağlamak olan bir bakanın adı sürekli seçimi şaibeli hale getirecek çıkışlar ve iddialarla anılıyor.

Bütün bu olanlar seçmende doğal olarak endişe yaratıyor ama bu endişenin yılgınlığa dönüşmesine izin vermemeliyiz. Seçmen sandığa inancını korursa, oyuna namusu gibi sahip çıkarsa, 15 Mayıs’ta 50 artı biri bulan iktidarı alır.