Samet Aybaba her şeyi öyle bir anlattı ki!
Beşiktaş’ta saha içinde futbolu yöneten Samet Aybaba yaşanan ayrılığın ardından açtı ağzını yumdu gözünü. Gözler Hasan Arat’a çevrildi. Bu söylemler karşısında Arat “Benim kitabımda komisyon olmaz” dedi.
SERGEN YALÇIN’I BEN İSTEDİM
Aybaba düzenlediği basın toplantısında çarpıcı açıklamalara yer verdi. Aybaba’nın anlattıklarından satırbaşlıkları şu şekilde: Sergen Yalçın'ı ben istedim. Telefonla konuştuk, görüşecektik. Başkan bana “Gittiğinde bir şey konuşma” dedi. Semih, “Kilo almış, pas veremiyormuş.” Bu çocuk nasıl o kadar gol attı? Zayıflatın, çalıştırın. İşiniz ne? Muçi ve Musrati ile alakalı büyük maliyetlerle alınması uygun değildir raporumuz var ona rağmen gidip bu oyunculara 24 milyon euro verildi.
HEPSİNE KARŞI ÇIKTIM
Joao Mario, Emirhan Topçu, Felix Uduokhai, Can Keleş ve Ndour transferlerinin hepsine karşı çıktık. Beşiktaş satın alma opsiyonsuz genç oyuncu almaz. En kalabalık bölgeye aldık, Demir Ege'yi verdik. Bu raporlardan sonra bizden tamamen koptular ve iletişimi kestiler. Worrall teklifini bana başka bir menajer attı. Ben gördüm teklifi. “Bu ne rezalet başkanım” dedim. Başkan; "İdare et bazı şeyler var" dedi. “Başkanım ben bunu kabul edemem. Bu oyuncu kötü, ben istemiyorum dedim. Karşı çıktım. Teklifi geri çektiler. Sonra kiraladılar. Yanlışlık falan yok. Bir sürü şahidim de var.
BAŞKAN SAMİMİ DEĞİL
Joe Worrall transferinde benim elektronik imzam kullanılarak teklif yapılmış. Kulübü ardağımda 'Sizin bilginiz vardır' dediler. Hangi yönetici olduğunu bilmiyorum. Ben hayatım boyunca Beşiktaş'tan tazminat almadım. Mevcut maaşım da Van Bronckhorst'un yardımcılarından daha az. Biz bu insanlarla aynı duygular içerisinde olmadığımızı 'Sana komisyon verelim” dediklerinde anladım. Başkan 'Üzülüyorum, aldığın ücreti artıralım' dedi. Bir sözleşme hazırladım ama hiçbir geri dönüş olmadı. Başkanın samimi olmadığını gördüm o konuda.
SANA DA KOMİSYON VERELİM
'Ümraniye'ye gelmeyecek, işinize karışmayacak, sadece satış yapacak' dendi. Ümraniye'ye de geldi, hocaya yardımcı da getirdi. Bu yardımcılara bonservis gibi ücretler ödendi. Kaan Şakul ve başkandan aldığı cesaretle kendini oranın imparatoru sanmaya başladı. Başkana gittim, 'Bu arkadaşa yüksek maaş veriyorsunuz ama nasıl komisyon veriyorsunuz?' dedim. Başkan bana 'Sana da Mustafa ve Semih'in satışından verelim' dedi. ‘Bu ne demek?’ dedim ya! Benim tek isteğim Beşiktaş'a katkı sağlamak. Bu olayların hepsinin şahidi var.