Su aktıkça akar

Dr. Hikmet Erbıyık

Dr. Hikmet Erbıyık

Tüm Yazıları

Gökten bir su iner. Yahut yerin derinliklerinden fışkırır. Ve bir emirle akmaya başlar. Ve emir dağları deler. SU, ALDIĞI EMRİN coşkusuyla akar. Çağlayanlarla coşar, kayaları önüne katar, sürükler.

Suyun coşkusuna karşı koyabilecek şey yoktur bu dünyada. Heybetli azametli dağlar, o coşkuyla yarılır. Tıpkı bir yumuşacık kök karşısında yarılan kayalar gibi. Su aktıkça akar. Aradan yüz yıllar geçer. Rahmet hazineleri tükenmek bilmez. Su, aynı coşkuyla akar. Su aktıkça vadiler derinleşir. Kayalar erir, kanyonlar belirir. Rabbinden emir almış bir su damlası, dağları delen Ferhat gibidir. Su sabırla çalışır asırlar boyunca. Uzun yıllar sonunda ortaya çıkan eserde, sayısız su damlacıklarının emeği vardır.

AKARSUYUN geçtiği yerlerde, heybetli kayaların yanı sıra narin zarif güzellikler ortaya çıkar. Emr-i İlahi ile kayaları yaran su, bu defa usulca süzülür köklerden yapraklara.

Bir ihya faaliyeti sarar zemin yüzünü. Taşlar yeşerir. Dağlar canlanır. Serapa yer yüzü diriliş coşkusunu yaşar akarsular arasında. Suyun geçtiği her yer Cennet’in bahçelerine döner. VE SONUNDA SU, aynı coşkuyla koşar, kendini engin denizlerin bağrına atar. Ve bir gün yine geri dönüp başka başka dağları kayaları yarmak ümidiyle…Bir PINAR fışkırır derinlerden. ‘’Ben bir nehir olacağım’’ der kendi diliyle. Yahut toprağa düşen bir tohum gibi dua eder büyümek için. Ve aynen taşı toprağı yaran bir tohum gibi, önündeki engelleri aşarak, kendisine yollar yaparak ilerler pınarın incecik suyu. Pınar, yine akar fakat nereye aktığını, nereye gittiğini bilemez. Aldığı emrin şevki ve coşkusuyla aktıkça akar sadece. Sonra başka pınarlarla buluşur. Önce ince ince akar dereler. Sonra coşarlar ve büyüyüp gelişirler. Büyürler ve coşarlar. Coştukça zarafet içinde güzelleşirler. Ve kan damarları gibi sararlar yer yüzünü.

  1. Bakıpta Görmediklerimiz, Ümit Şimşek, s-79-82. .

Yukarıda belirtilen lirik ifadeleri aynı başlıkta 1998 Nisan ayında şiire dönüştürmemiz kısmet olmuş;

SU AKTIKÇA AKAR

Hayata sunulmuş, bir emirle su

Onu akıtıyor, emrin coşkusu..

Ya gökten süzülür; bir hazineden

Yahut da fışkırır, derinliklerden

Su kıvrılır coşar, coştukça akar

Sürüklenip kopar, koca kayalar

Bazan ilham olur, ağlayanlara

Bazan dönüşerek, çağlayanlara

Suyun coşkusunda, bir büyük güç var

Bu güçle yarılır, heybetli dağlar

Öyle bir hazine, aktıkça akar

Hazineler bitmez, bunca yüzyıllar

Vadiler belirir, aktıkça sular

Kanyonlar delinir, kopar kayalar

Sular aldığında, Rabbi’nden emir

Koca dağlar delen, Ferhat gibidir..

Sabırla çalışır, asırlar boyu

Bazan menba olur, bir garip kuyu..

Narin güzellikler, seyredip durun

Geçtiği yerlerde; bir akarsuyun

Suya kanıksayıp, toprağın özü

Diriliş coşkusu, yaşar yeryüzü

Su bir gergef gibi, örmeye başlar

Dağlar canlanarak, yeşerir taşlar

Belki bir gün dönüp, yeniden coşar

Engin denizlerin, bağrına koşar…..

Hikmet Erbıyık, Nisan 1998, İnegöl