Taşlar bir türlü yerine oturmuyor

Türkiye tarihinin belki en önemli ama en heyecansız seçimine doğru yol alırken çarşı karıştı.

2023 seçim sonucunun tarihi önemde olacağı başından beri tartışma götürmezdi, ama ittifaklar sistemi nedeniyle karakteristik renklerini flulaştırmak zorunda kalacak partilerin seçmende pek heyecan yaratmayacağını da öngörüyorduk.

İktidarın “Ben gidersem” ile başlayıp seçmende korku yaratmayı amaçlayan söylemi, önceki seçimlerde o kadar çok kullanıldı ki etkisini büyük oranda kaybetti.

21 yıllık yönetimin ardından söyleyecek yeni bir şeyi kalmayan iktidarın, hele ki şu ekonomik kötü gidişat sürerken, yeni vaatlerle seçmenin karşısına çıkabilmesi mümkün görünmüyor.

Altılı Masa ise bir benzemezler ittifakı olduğu için, sadece üzerinde mutabık kalınan ilkelerle ilerleyebilecek bir seçim kampanyası yürütmek zorunda kalıyor.

Seçime böyle bir atmosferde gitmeyi beklerken sürprizi küçük partiler yaptı.

Oluşan tablo tek bir oyu bile önemli hale getirince, AK Parti’nin yeni ittifaklara ihtiyaç duyması üzerine siyaset sahnesine önce HÜDA PAR ve Yeniden Refah partileri çıktı.

Türkiye uzun uzun HÜDA PAR’ın Hizbullahçı geçmişini tartıştı. Yeniden Refah Partisi’nin kadın haklarının geriletilmesine neden olacak şartları, AK Parti’de bir “kadın krizi” yarattı. 6284 sayılı yasayı savunan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, tehdit edildiğini söyledi.

YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın AK Parti’yi önce reddedip adaylığını açıklaması, sonra ittifaka dahil olması sürecini şaşkınlıkla izledik.

Bu süreçte Cumhur İttifakı’nın diğer üyelerinden gelebilecek bir itirazı da boşuna bekledik.

Türk milliyetçisi ve Atatürkçü-laik çizgideki MHP ve MHP’den çıkmış BBP’nin radikal Kürtçü ve Hizbullah ile reddedilemeyecek tarihsel bağları olan HÜDA PAR ve kadın hakları başta olmak üzere birçok alanda radikal İslamcı şartlar öne süren Yeniden Refah Partisi’nin ittifaka katılmasına göz yumduğunu gördük.

Tam bu cephede taşlar yerine oturdu diye düşünürken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, önceki gün yaptığı çıkışla yine tansiyonu yükseltti.

Bahçeli, BBP ile YRP kendi amblemleri ve adaylarıyla seçime katılırken, MHP’nin ortak listeyle seçime girmesinin mantıklı olmadığını açıkladı.

Bu karar önemli, çünkü mevcut seçim sistemi ortak liste ile seçime gidilmesi halinde, Cumhur İttifakı’nı Millet İttifakı karşısında avantajlı duruma getiriyordu.

Bahçeli, muhtemelen YRP ve HÜDA PAR ile yan yana gelmek istemediği için böyle bir karar alırken, AK Parti için bu çok kötü bir haber oldu.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması halinde Meclis çoğunluğu sonucu etkileyebilir. Oy oranı yüzde 41-43 bandına sıkışmış olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün planını Meclis çoğunluğu ve ikinci tur olasılığı üzerine kurmuştu.

Şimdi Erdoğan’ın Bahçeli’yi bu kararından vazgeçirmesi gerekiyor. MHP, YRP ve HÜDA PAR’ın elde ettiği ayrıcalıkları masaya sürerek pazarlıkta elini yükseltebilir. Bu süreci dikkatle takip edeceğiz.

Millet İttifakı cephesi ise Memleket Partisi ve Muharrem İnce fenomeni ile uğraşmaya devam ediyor. Daha birkaç gün önce “Müzakereye açığım” mesajı veren Muharrem İnce, dün kendisini ziyaret eden Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı kritik görüşmenin ardından adaylıktan çekilmeyeceğini açıkladı. Tam “bu defter kapandı” derken, İnce akşam katıldığı televizyon programında defteri yine açık bıraktı.

CHP ile İnce arasında arka kapıdan pazarlıkların devam ettiğini tahmin etmek zor değil. YSK takvimine göre cumhurbaşkanlığı adaylığı için süre bugün saat 17.00’de sona erecek.

Yani bugün de heyecanlı geçecek.