Tenkitten Kaçınmak Settar-Örtücü Olmak
Allah’ın (CC) 99 ism-i şerifi Esmaül Hüsna olan El-Settar, Kullarının günah ve ayıplarını, hatalarını örten, gizleyen ve bağışlayan, açığa çıkarmayan Ya Settar İsminin Anlamı : Kainattaki çirkinlikleri, ayıp ve günahları ve utandıracak halleri devamlı örten ve varlıklara utanma duygusu veren, ayıpları çokça örten demektir. Ya Settar esması ebced değeri ve zikir sayısı : 1061
Ya Settar Arapça Yazılışı: سَتَّارَ
“Kim bir Müslüman’ın ayıbını örter, kusurunu bağışlarsa Allah da onun kusurlarını örter ve bağışlar.” (Buhârî, “Mezâlim”, 3; Müslim, “Zikr”, 38.) (1)
Hz. Mevlana’nın çağlar ötesinden, günümüze ulaşan önemli miraslarından biri, yedi öğütüdür. Gerek ferdi, gerekse toplumsal, pek çok problemin reçetesi olan bu yedi altın öğüt şöyledir:
1- Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol,
2- Şefkat ve merhamette güneş gibi ol,
3- Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol,
4- Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol,
5- Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol,
6- Hoşgörülükte deniz gibi ol,
7- Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Başkalarının kusurlarını örtmekte gece gibi ol
Mevlana’nın günümüze ulaşan çok değerli öğütlerinden bir diğeri ise, başkalarının kusurlarını araştırmamaktır. Başkalarının kusurlarını araştıran, kimse, kendi hata ve kusurlarını göremez. Kusurların örtülmesi, çeşitli bakış açıları ile olmaktadır. Kötülük yapmış olan insanın, davranışı karşısında, ona yine de iyi davranmak suretiyle, veya bir kişinin yanlışını ifşa ederek, onu toplum içinde küçük düşürmekten sakınmak şeklinde olabilir. Gerçekte haksızlık etmiş, yanlış yapmış, bizi üzmüş, ezmiş bir insanı affetmek, onun hata ve kusurlarını görmemezlikten gelmek, insana çok ağır gelen bir meziyettir. Ama güzel huyların en asaletli olanlarındandır. Çünkü iyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü iyilikle karşılayacağız ki, aramızda düşmanlık bulunan kimse candan bir dost olsun.
Lincoln’e: “Düşmanlarına niçin bu kadar iyilikte bulunuyor, elinde güç ve imkan varken onları yok etmiyorsun?” dediklerinde, “Ben onlara iyi davranarak, onlarla güzel geçinerek, zaten onları yok etmiş olmuyor muyum?”..der.
İnsanların kusurlarını yüzlerine vurduğumuz zaman, kendilerini savunmaya geçecekleri için, onların hatalarını görmelerini de engellemiş oluruz. Fakat bize karşı göstermiş oldukları kötülükler karşısında, iyilikle karşılık verdiğimizde, Lincoln’in ifade ettiği gibi, onun bu kötü davranışını fark etmesine ve kendi hatalarını gözden geçirmesine olanak sağlamış oluruz.
Kusur örtmenin bir başka türü ise, başkalarının yanında ifade edildiğinde, rahatsız olacağı bir yönünü gizleyerek, o kişiyi toplum içinde mahcup etmemek şeklinde olabilir. Herkesin zaafları, hoş olmayan yönleri olabilir, fakat bazı kimseler, kendilerini bırakıp, başkalarının kusurlarını, zaaflarını, eksiklerini araştırıp, onların dedikodusunu yapmayı çok severler. Dedikodu, gerçek olup olmadığı bilinmeden, başkalarına kara çalmak, insanları kötülemek, kınamak, suçlamak amacıyla yapılan konuşmalardır, bunlar sözlü saldırının günlük yaşantıda yer alan en etkin ve yaygın biçimidir. Genellikle kadınların ev toplantılarında ve işyerlerinde çalışanların birbirlerini çekiştirmesi, dedikodunun toplumsal yaşantıdaki yerini gösterir.
Başkalarının kusurlarını ortaya koyma nedenlerinden biri, tanıdık bir kimsenin iyi durumda olmasını çekememektir, kıskançlıktır. Diğer bir nedeni de, kusurlarını ortaya çıkarmaya çalıştığı kişiden intikam almak istemesi olabilir. (2)
Sırçadan evde oturanlar başkalarına taş atmamalıdırlar, derler. Bu çok doğrudur. Başkalarının yanlışlarını, beceriksizliklerini yüzlerine vurmaktan zevk alan insanlar kendilerinin de kusurları bulunduğunu hatırlamalıdırlar.
‘İlk taşı hiç günah işlememiş olan atsın!’ asırların ta zamanımıza kadar getirdiği çok değerli bir sözdür. La Rochfocoud da ‘’kusursuz olmasaydık, başkalarının kusurlarını meydana çıkarmağa bu kadar meraklı olmazdık’’ der.
Eski bir atasözü, ‘’Koşan ata kırbaç vurulmaz’’ der. Dünyada olumlu, faydalı ve yerinde bir tek tenkit vardı o da nefsimizi, kendi kendimizi tenkittir. Bunu samimi olarak yapabiliyor ve başkalarının da haklı olduklarını anlayacak kadar herkese karşı dürüst davranabiliyorsak, geleceğe daha emniyetle bakabiliriz, çünkü, emin olun ki, biz insanları anlamağa çalıştıkça onlar da bizi anlamağa çalışırlar. Akıllı insanlar tenkit etmezler, anlamağa çalışırlar. Her hareketin, her hatanın bir sebebi vardır. Amaç, bu sebebin bulunması ve giderilmesidir. Yoksa yapanın küçük düşürülmesi değildir. Çünkü tenkit hem ileriye hem geriye tepen bir silahtır. Hem bize dostlarımızı, arkadaşlarımızı, yakınlarımızı kaybettirir, hem de onların bazan kendilerinin bile kolaylıkla itiraf etmeğe hevesli oldukları hatalarında lüzumsuz bir inatçılıkla ısrar etmelerine sebep olur, hiziplerin, düşmanlıkların meydana çıkmasına vesile olur. (3)
Ebu Hureyre (r.a)’dan rivayetle Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) ‘’Bir kul başka bir kulun kusurunu örterse Allah (CC) da kıyamet günü onun kusurunu örter’’ buyurmuştur.Hadisi Müslim rivayet etmiştir. (4)
Birinin suç ve cezasını bağışlamak, hakkı olan şeyden kişinin kendi isteği ile vazgeçmesidir affetmek. Hücrelerimize kadar işleyen, bedenlerimize zarar veren şeylerden biri kin, bir diğeri düşmanlık, buğz, adavet ve biri de nefrettir. Nefret dolu bir yaşam, mutsuz bir yaşamdır. Bundan kurtulmanın tek yolu var: affetmek, bağışlamak. Affettiğimizde her anlamda özgürleşiriz. Affetmek insanı genişletir, derinleştirir. Affetmeye niyet etmek bu süreci başlatır. Affetmek için, insanın ruhsal ve zihinsel olarak kendisini hazır hissetmesi gerekir. (5)
- https://www.nukteler.com/el-settar-esmasinin-zikri-fazileti-faydalari/-28.03.2023
- http://www.infethiye.net/turkish/notlar/mevlananin-yedi-ogutu.htm-28.03.2023
- İnsan Mühendisliği, Hayat Karşısında İnsan Kendisi ve Çevresi, Nüvit Osmay, Fahrettin Telseren Yayınları, Sayfa 181-182
- Riyazü’s Sâlihîn, İmam Nevevi, Çeviri ve Notlar: Abdullah Fevzi Kocaer, sayfa 126.
- Ruhsal Detoks, Sağlam Vücut Sağlam Kafada Bulunur. 150 Yıl Sağlıklı ve Mutlu Yaşama Sırları, Dr Halil İbrahim Erbıyık, Hayat Yayınları, Istanbul 2014, sayfa 131-132
Tenkitten kaçınıp örtücü olmaya çalışırken duygularımızı bir şiirle dillendirelim.
Ö R T Ü C Ü
Günâh’ı cürümleri sakın ifşâ eyleme
Her gördüğün kusuru başkalara söyleme..
Bayağı ve alçaktır; kusuru dillendiren
Sır alıp sır verirler kerem sahiplerinden..
Kusur gizleyenler ki kemalât’ta yükselir
Hatâları örtenler insaf sahipleridir..
Ol kerem sahipleri söylemez gördüğünü
Ahde vefa doldurur ehl-i fazl’ın ömrünü..
Gece gibi settâr ol günâhlar gizlemekte
Kusur örtücüleri melekler izlemekte…
Karlı bir örtü sarar âlemin yarasını
Gizler bir yorgan gibi kusur’lar karasını..
Ya Settâr! mahrûm etme bizi nefs’i ıslâh’tan
Mahfuz eyle bizleri irtikâb-ı günah’tan…..
Hikmet Erbıyık, Güzelce, Ocak 2023
Lügatçe:Cürüm: Suç, kabahat, İfşa: Açığa çıkarma, açıklama
Kerem: Ruh asâletinin gereği olan cömertlik, âlicenaplık
Ahid: Söz verme, anlaşma , Ahde vefa : Sözüne sadık olma, sözüne bağlı kalma
Ehl-i Fazl: Fazilet sahibi, erdem sahibi kişiler. Settar: Kusurları, günahları gizleyici, bağışlayıcı Esma-i Hüsna’dan Rabbimizin 99 isminden biri.
Nefs’i Islah: İnsanın benliğini kontrol ederek kendisini yanlış hatalı haram yollara sevk edici isteklerini dizginlemesi. Mahfuz: Korunmuş, muhafaza edilmiş,.. İrtikab-ı Günah: Günah işlemek, Günahlara bulaşmak