Berk Esen: Erdoğan ve İmamoğlu arasında, Meksika açmazı diyebileceğimiz bir durum var

Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Berk Esen, Ekrem İmamoğlu’na olası bir siyasi yasak kararını ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için başlattığı ön seçim sürecini gazetemize değerlendirdi.

Berk Esen: Erdoğan ve İmamoğlu arasında, Meksika açmazı diyebileceğimiz bir durum var
Berk Esen: Erdoğan ve İmamoğlu arasında, Meksika açmazı diyebileceğimiz bir durum var

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in açıkladığı cumhurbaşkanı adayını ön seçimle belirleme kararı sonrasında hareketli günler yaşanıyor.

GÜNDEMDE İMAMOĞLU OLACAK

İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkında kullandığı ifadeler nedeniyle 'Tehdit' ve 'Terörle mücadele eden kişileri hedef göstermek' suçlarından bu sabah Çağlayan’da verdiği ifade sonrasında gerçekleştirdiği mini miting Türkiye’de siyaset gündeminin yavaşlamayacağını kanıtlar nitelikte. Üstüne bir de İmamoğlu’nun yargılandığı “ahmak” davasında, İstinaf Mahkemesi’nden ceza çıkma olasılığı önümüzdeki günlerde gündemi tekrar meşgul edeceğe benziyor.

BERK ESEN’İN ALTINI ÇİZDİĞİ SATIRLAR

Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Berk Esen, Ekrem İmamoğlu’na olası bir siyasi yasak kararını ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için başlattığı ön seçim sürecini gazetemize yorumladı. Esen’e göre İmamoğlu ile Erdoğan arasındaki gerginlikte henüz kazanan belli değil ve iki taraf da cesur kararlar almak zorunda kalıyor. Parti içinde ise ön seçim kararı içeride gelecekte yaşanacak mağduriyet tartışmalarını önlemek için ideal görünüyor.

Berk Esen: Erdoğan ve İmamoğlu arasında, Meksika açmazı diyebileceğimiz bir durum var - Resim : 1

“KİŞİLER PARTİLERİN ÖNÜNE GEÇECEK NOKTAYA GELİYOR”

İmamoğlu’nun üstlendiği pozisyonu nasıl yorumluyorsunuz? Bir genel başkan var fakat İmamoğlu ondan çok daha önde duruyor. Bu bir avantaj mı dezavantaj mı?
“Bahsettiğin durumu anlamak için, hükümet sistemi değişikliği sistemini de dikkate almak lazım. Parlamenter sistem içinde yaşamıyoruz, güçlü bir başkanlık sistemin içindeyiz. Bu tarz ülkelerde rejim otoriterse güçlü parti yapıları kendilerini devam ettiremiyorlar, kişiler partilerin önüne geçecek bir noktaya geliyor.

“REKABETÇİ OTORİTER SİSTEMİN DOĞAL SONUCU”

Mesela Latin Amerika’da birçok seçimde, başkanlık sistemi içinde oralarda birkaç hafta parti kuran isimler seçimi kazanabiliyor fakat partisi dışarıda kalabiliyor, azınlık kalabiliyor. Dolayısıyla böyle bir hükümet sistemi içinde zaman zaman bazı siyasetçiler çok büyük popülarite kazanabiliyor, CHP içinde yaşanan durum hem rekabetçi otoriter sistemin, hem de hükümet sisteminin getirdiği bir sonuç.

“ESKİ SİSTEME ALIŞKINLIKLARLA DÜŞÜNÜLÜYOR”

100 bin imza toplayabilirseniz aday olabiliyorsunuz, illa genel başkanın doğal aday olmak zorunda olduğu bir resim yok artık ortada. Başkanlık sistemi sonrasında ve hükümet değişikliği sistemi henüz çok yeni olduğu için eski sisteme alışkınlıklarla düşünülüyor. En azından bir kısım siyasetçi eski kodlarla düşünüyor ama içinde olduğumuz hükümet biçimi yeni ve karşınızda otoriter popülist seçmenin bir kısmı tarafından hayli başarılı kabul edilen bir isim var. Karşısına iş yapabilir, popüler isim gerekli. İçinde olduğumuz sistem buna mecbur kılıyor siyasi hareketleri. Bu kendi içinde illa bir sorun yaratacak anlamın da gelmez, öyle bir durum göremiyoruz. Başkanlık sistemi içinden çıkılamazsa, büyük ihtimalle önümüzdeki dönemde partiler zayıflamaya devam edecek. Güçlü isimler çok kısa ve hızlıca yeni bir parti kurup sistem içinde etkili olmaya çalışacaktır. Memleket Partisi, Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığı adaylığı için kuruldu. Fransa bir dolu küçük parti sistemde güçlü konumda, pazarlık içinde yer alabiliyorlar.

İMAMOĞLU VE YAVAŞ ARASINDAKİ FARK

Bunun CHP açısından ikili açmazı var. Biz İmamoğlu üzerinden düşünüyoruz fakat bir Yavaş var. Mansur Yavaş, hem eski hem de yeni sistemi bir araya getiren melez sistem yaratmak istiyor, hem genel başkanı olmuyor ama aynı zamanda kendisi için parti içinde hamleler yapıyor. Belki belediye üzerinden siyasi pozisyon yaratıyor. Bunu daha melez model buluyorum. Yavaş modelinde İmamoğlu kadar partili gibi davranmıyor, genel başkanın önüne geçmiyor ve neredeyse dışarıdan aday olmak istiyor. Ön seçim ideal değil diyor Yavaş’ın etrafındakiler. CHP dışındakilere de sorulmasını istiyorlar fakat buna rağmen CHP içinde kalıyor Yavaş. Mansur Yavaş’ın adaylığı üzerinden de bir tartışma süreci var, ıskalamak lazım.

Berk Esen: Erdoğan ve İmamoğlu arasında, Meksika açmazı diyebileceğimiz bir durum var - Resim : 2

“CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ PARTİ SİSTEMİNİ DEĞİŞTİRİYOR”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin ön seçim kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bu yöntem neden tercih edildi ve uygulanabilir mi?
Ön seçimler üzerinden de hükümet sistemini okuyabiliriz. CHP’nin nasıl cumhurbaşkanı adayı belirleyeceği kurumsal bir akla sahip değil henüz. Uzun süredir devam eden bir tartışma bu. Şu an gördüğümüz cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi parti sistemini değiştiriyor, bu CHP üzerinden kurumsallaşıyor, tüzükler belki de buna göre değişiyor. Henüz yeni bir sistem içinde olduğumuz için biz kurallardan değil, isimlerden bahsediyoruz. Şu an bir kural kaide olmadığı için isimler üzerinden tartışıyoruz. Kemal Bey döneminde bu bir şekilde kurumsallaşmadı çünkü güçsüz bir genel başkandı, muğlak bir süreç yürüttü. Geride kurumsallaşmış bir cumhurbaşkanı adaylığı sistemi bırakmadı Kılıçdaroğlu.

“ERDOĞAN SEÇİLDİĞİ ZAMAN O SÜREYİ KULLANMAK İSTİYOR”

Erken seçim olma ihtimali var mı sizce? Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu ister mi?
Erdoğan’ın erken seçim istediğini düşünmüyorum. Karakter olarak Erdoğan erken seçime karakter olarak uygun değil, nadiren bu yöntemi uyguladı Erdoğan seçildiği zaman o süreyi tamamen kullanmak istiyor, hakkı var, gücü var. 2018 biraz istisnaydı, orada bir kumar oynamak istemedi. Erken seçime meyilli bir isim değil Erdoğan.

“EN UYGUN TARİH BU GÖRÜNÜYOR”

Ekonomi bu kadar kötüyken Erdoğan bunu istemez, spekülatif iddiam 2025 boyunca kemer sıkmak, seçmen kızacaksa şimdi kızsın diyecektir… 2026’da ufak bir toparlanma sonunda ekonominin musluk açılırsa, seçim ekonomisi yapıldıktan sonra 6 ay sonra 2027’in ikinci yarısında erken seçim bekliyorum. Uygun tarih bu görünüyor.

“ÖN SEÇİM MAĞDURİYET YARATMAYACAK”

Ön seçim sonucu Mansur Yavaş’ı nasıl etkiler ve Erdoğan’ın sıradaki hamlesi ne olabilir?
Bence temel problem şu, 2023’te de bir problemdi bu. Kaide ve kural ortada yoksa, mutlaka aday adaylardan birisi bozulacak ve buradan bir mağduriyet çıkacak. Kılıçdaroğlu’nu hatırlayın, kapalı kapılar ardında oldu dediler ve birileri küstü. Ön seçim en azından kazanmaları durumunda en meşru yol olarak görünüyor, burada kaybeden kişinin mağdur olması daha zor. Bu yöntem diğer alternatif yöntemlere göre çok daha adil görünüyor. Ön seçim mağdur yaratmayan bir sistem olacağı için önemli. Yavaş açısından da karşı çıkması zor, katıldığında da sonucu belli gibi görünüyor.

Berk Esen: Erdoğan ve İmamoğlu arasında, Meksika açmazı diyebileceğimiz bir durum var - Resim : 3

“ERDOĞAN VE İMAMOĞLU ARASINDA MEKSİKA AÇMAZI VAR”

Erdoğan ve İmamoğlu arasında, Meksika açmazı diyebileceğimiz bir durum var. Erdoğan’la İmamoğlu arasında benzer bir düellonun gerçekleştiğini düşünüyorum. Erdoğan şöyle bakıyor, İmamoğlu’na aday olma, yoksa yasaklarım diyor. İmamoğlu ise aksine hele bir yasakla, doğal adayım diyor. Erdoğan son dönemde elindeki silahın emniyetini açtı, İmamoğlu da aynısını yapıyor. Ön seçim de aslında bunun tezahürü. Şunu bekliyorum, ön seçim hemen öncesinde yasak gelebilir. Böyle bir durum çok ilginç olabilir, öyle bir durumda Yavaş’ın ne yapacağı önemli. Otoriter rejim bunun hepsini ölçüyor İmamoğlu’nun gücü ise siyasi aktör olması. Yavaş sessizlikten güç alıyor, İmamoğlu meydan okuyarak harekete geçirerek, üstüne üstüne giderek başarı kazanıyor. Rejim açısından zor bir durum. Erdoğan ve rejim, demografi değişiyor, ekonomi değişiyor bu açıdan köşeye sıkışmış durumda. İmamoğlu’na yasak getirdiğinde iş bitmiyor, Yavaş da seçimi kazanabilir. Buradan çıkmanın yollarını arıyor. Olan her şeyin biraz da İmamoğlu’nun etrafını güçsüzleştirmekle ilgili olduğu aşikâr, ben bir şey geliyor diye okuyorum. Bir çeşit fırtına öncesi gelişmeler bunlar, ön seçim öncesi istinaftan karar çıkabilir. Öcalan meselesinde bir karar açıklanabilir.

Meksika Açmazı nedir?

Meksika açmazı, olaya karışan hiçbir tarafın kazançlı çıkamayacağı içinden çıkılmaz durum, çıkmaz, açmaz olarak İngilizcede kullanılan bir deyimdir.

Berk Esen: Erdoğan ve İmamoğlu arasında, Meksika açmazı diyebileceğimiz bir durum var - Resim : 4

Kaynak: HABER MERKEZİ
Berk Esen Ekrem İmamoğlu Mansur Yavaş Recep Tayyip Erdoğan
Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız