Dr. Uğur Arslan, Meta’nın yaş sınırı kararını değerlendirdi: Olumlu bir gelişme ancak yeterli değil

Amerikan teknoloji şirketi Meta, Instagram platformundaki "Teen Accounts'a (Genç Hesapları)" ilişkin yenilikleri açıkladı. Açıklamada, 16 yaş altı kullanıcıların ebeveyn izni olmadan "canlı yayın" özelliğini kullanamayacağı ve özel mesajlarda "otomatik bulanıklaştırma" özelliğini kapatamayacağı bildirildi. Ayrıca, "Teen Accounts" özelliğinin Facebook ve Messenger'a da genişletileceği kaydedildi.

“OLUMLU AMA YETERLİ DEĞİL”

Meta’nın Instagram için Eylül 2024'te tanıttığı, çocuk ve gençlerin platformu kullanımını kısıtlayan ve güvenlik tedbirleri içeren "Teen Accounts (Genç Hesapları)" uygulamasını ve sonuçları hakkında Dicle Üniversitesi Diyarbakır Teknik Bilimler MYO Görsel İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Uğur Arslan gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Arslan, Meta’nın aldığı kararın bugün Dünya’da birçok ülkenin 18 yaş altı bireylere yönelik akıllı telefon ve sosyal medya kısıtlamalarını tartışıldığı zamana denk gelmesinin sürpriz olmadığını belirterek “Özellikle çocukların korunması amacıyla alınan bu karar, bireylerin özel hayat ve mahremiyetinin korunması, siber zorbalığın önlenmesi açısından olumlu bir gelişme ancak yeterli değil. Aynı Meta’nın Ceo’su Mark Zuckerberg’in Meta çatısı altındaki Facebook ve Instagram’ı dijital bir kent meydanına benzetmesi ve daha fazla mahremiyetin sergileneceği platformlara dönüştürme hedefi, ‘16 yaşından küçük bireylerin canlı yayın için ebeveyn izni’ kararını yetersiz gösteriyor. Çünkü sosyal medya platformlarının ekonomisi gözetim ve mahremiyet üzerinden dönüyor. Bireyler de gönüllü bir şekilde gözetim ve mahremiyet süreçlerine katılarak bu sistemin pekişmesine bilinçli veya bilinçsiz katkı sunuyor.” dedi.

“MEDYA EĞİTİMİ SİSTEMATİK BİR ŞEKİLDE UYGULANMALI”

Dijital dünyada kısıtlamaların çok fazla bir karşılığı olmadığını ve bireylerin bir yolunu bularak sosyal medya platformlarında kısıtlamaları aşabildiğini ifade eden Arslan, “Yaş sınırı kararları önemli olsa da dijital medya okuryazarlığı eğitimini önemsemeden alınan kararlar maalesef yüzeysel kalıyor. Bugün Türkiye’de internette geçirilen zaman yedi saati aşmış bir durumda. Sosyal medya kullanımı %68 olarak kayıtlara geçiyor. Instagram, YouTube gibi görselliğin ön planda olduğu sosyal medya platformlarında kullanım oranında Türkiye ilk sıralarda. Medyayı ne kadar doğru kullanıyoruz? Nasıl kullanıyoruz? Yasak veya kısıtlamalardan önce medya eğitiminin sistematik bir şekilde uygulanabilmesi, her ebeveynin iyi bir medya okuryazarı olması, yapılması gereken ilk iş.” ifadelerini kullandı.