Ülkemiz yaşlı nüfus olmak ile karşı karşıya...
3 Çocuk meselesini doğru yönetemedik.
Değerli dostlar, daha önceki köşe yazılarımda kaleme aldığım bir konu var ki dünyada ve ülkemizde ortalama yaşam süresinin uzadığı ve bununda önümüzdeki 20- 30 yıl sonra problemler doğurmaya başlayacağı yönündeki kanaatlerimi dile getirmeye çalışıyor olmam dı.
Başta neden 3 Çocuk meselesine değinme gereği hissettim bunu önümüzdeki haftalarda yazacağım.
Şimdilik bu haftadan itibaren kısa bir yazı dizisi ile ülkemizde ve dünyada genç ve yaşlı nüfus üzerine yapılan verileri ve gelecekle ilgili riskleri sizlere aktarmak ile yazıma başlamak istiyorum.
Daha önceleri kaleme almaya çalıştığım dünyada ve ülkemizde ortalama yaşam süresinin uzadığı yönündeki yazımla bu hafta karşınızda olacağım.
Burada şunu belirtmeliyim ki verileri Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kaynaklarından yararlanarak topladım.
Bizim çocukluğumuzda yani 80 li 90lı yıllarda 50 yaşındaki bir insanın çok yaşlı olduğu düşünülürdü. Hele ki 60 yaşındaki insan için çok yaşlı denirdi hatırlarsınız.
Artık günümüzde 50'li yaşı çok genç yaş olarak görüyoruz . 60 yaş ise genç diyoruz. 60 yaşındaki insanların hayalleri yeni başlıyor. Kimisi köye, dağa, bayıra evler kurmanın hayalini kuruyor. Kimisi torun yetiştirip mutluluğuna mutluluk katmak istiyor. Emekli bile olmak istemeyenler oluyor.
Bende bir takım verileri araştırdım. Sadece gözlem yapmak değil. İstatistikler ile de bu gözlemimi tamamlamak istedim.
GERÇEKTEN UZUN YAŞIYOR MUYUZ?
Merak ile yaptığım araştırmada sadece ülkemizde değil dünyada da yaşam süresi uzamış olduğunu gördüm.
Eski çağlara gitmeye gerek yok, daha 18. yüzyıldan başlasak bile yeterli. Ortalama yaşam süresi ülkelere göre farklılık gösterse de bu çağlarda 35 yaş civarından başlayıp 40 yaşları bulduğu görünüyor.
Yine ortalama yaşam süresi 19. yüzyılda 45 ile 47 yaşlar civarında olduğu bildiriliyor. Yani şunu diyebiliriz ki, bir yüzyıl içinde ortalama 6-7 yıllık bir yaşam süresinin uzadığı görünüyor.
DEDELERİMİZ BİZDEN KISA YAŞADI
En yakın tarihi baz alacak olursak, 1950 li yıllarda 48-50 yaş ortalaması görünüyor ki, bundan sonrası dikkat çekici. Yani dedelerimiz ve nenelerimiz 50li yaşlara kadar ancak yaşayabiliyorlardı.
1950 li yıllardan sonra dünyada ve ülkemizde’ de yaşam süresinde ani bir yükselmenin olduğu gözlemleniyor.
Bu noktada bir konuya değinmek gerekir ki dünya savaş tarihleri. Ülkelerin savaşlarla verdiği kıtlık durumları. Salgınlar ve Sağlık hizmetlerindeki aksaklıklar.
DÜNYA ORTALAMASINA GÖRE UZUN YAŞIYORUZ
Yaşam ortalamaları son yüzyılda hızlı yükselmiş ve iyi bir seviyeye gelmiş.2017 yılında Dünya ortalaması 72 yaş seviyesine ulaşmış. Türkiye'de bu ortalama 75 üzerinde.
Ülkemizde düzenli olarak yaşam seviyesi analizleri yapılıyor. Bu verileri Hem Sağlık Bakanlığı hem de diğer resmi kurumlar enine boyuna değerlendiriyor.
TÜİK ( Türkiye İstatistik Kurumu) bu verileri izliyor ve ihtiyacı olan kuruluşlar ile paylaşıyor, isteyende bu bilgileri temin edebiliyor.
Resmi olarak DOĞUŞTAN BEKLENEN YASAM SÜRESİ denilen veriler TÜİK tarafından her yıl paylaşılıyor.
TÜİK in yakın zamanda bildirdiği ortalama yaşam süresi 2020 yılı için baz alırsak 78 yaşları buluyor ki bu geçmişle günümüz arasında çok değerli bir veriyi ortaya koyuyor. Her geçen yıl yaşam süresinde ciddi bir miktar artma gözlemleniyor.
Yine DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) düzenli olarak yaptığı analizlerle ortalama yaşam süresinin arttığı yönündeki verileri ortaya koyuyor. Dünyada da yaşam süresinde ciddi şekilde artış gösteriyor.
Fakat 2023 yılı verilerinde bir farklılık oldu. Doğuştan beklenen yaşam süresinde düşme gözlemlendi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), "Hayat Tabloları, 2021-2023" istatistiklerini açıkladı ve veriler değişiklik gösterdi.
Buna göre, doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için toplamda 77,3 yıl olarak belirlendi. Söz konusu rakam 2020-2022 dönemi için 77,5 yıl olarak hesaplanmıştı.
KADINLAR ERKEKLERDEN UZUN YAŞIYOR
Peki kadınlar ile erkekler arasında fark var mı?
Tabi ki var.
Kadınlarımız daha uzun yaşıyor.
Kadınlar ile erkekler arasında 6-7 yıla yakın bir yaşam süresi var ki bu gözlemler ile uyuşuyor. Ülkemizde de dünyada da kadınlar erkeklerden ciddi şekilde uzun yaşıyor.
DSÖ 'ye göre kadınların uzun yaşamalarının sebebi Sağlık hizmetlerine hızlı erişmek olarak bildirilse de, çok sayıda etmen ve etken kadınların uzun yaşaması konusunda etkili olduğu görüşü ağırlık gösteriyor.
DSÖ yakın tarihe kadar cinsiyet kriteri koyarak kadın erkek arasındaki yaşam süresini bildirmek istemese de verilerin gerçekçiliği bu kriteri koymak mecburiyeti hissettirmiş ve koymak zorunda kalmıştır.
Doğuşta beklenen yaşam süresi, erkeklerde 74,7, kadınlarda 80 yıl olarak saptandı. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşarken, doğuştan beklenen yaşam süresi farkı 5,3 yılı bulduğu TÜİK verisi olarak açıklandı.
Yani gerçek şu ki ülkemizde ve dünyada kadınların erkeklerden daha uzun yaşadığı verileri ortaya çıkıyor.
Bu konular gerçekten çok iyi analiz edilmesi gerekiyor. Aksi takdirde gelecekle ilgili bir takım tedbirleri şimdiden almamız elzem konular.
Önümüzdeki haftalarda 20 yada 30 yıl sonra dünyamızda ve ülkemizde artacak yaşlı nüfus yoğunluğu ile 3 çocuk meselesinin önemini anlatmaya çalışacağım sizlere.
Daha konuşacak çok konumuz var diyorum. Şimdilik sağlıcakla kalalım dileklerimle hepinize sevgilerimi gönderiyorum..
Değerli NoktaGazetesi.com.tr okurları,
NoktaGazetesi.com.tr ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da NoktaGazetesi.com.tr sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar NoktaGazetesi.com.tr yorum alanında paylaşılamaz.
NoktaGazetesi.com.tr yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, NoktaGazetesi.com.tr bu sorumluluğu üstlenmez.
NoktaGazetesi.com.tr'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.