Kocaeli'de kentlilik bilinci var mı?
Değerli dostlarım;
Daha önceleri bazı platformlarda sık sık tartıştığımız bir konu var ki, yaşadığımız ve ekmeğini yediğimiz güzel şehir, koca şehir, Kocaelimizde "kentlilik bilinci var mı" konusu.
Bu konu tartışmaya oldukça açık ama genel bir kanaat var ki bu şehirde kentlilik bilinci olmadığı yönündeki fikirlerin ağır bastığı.
Kentlilik bilinci nedir?
Kentte yaşayan bireylerin kente özgü davranışlar sergilemeleri, birer kentli ve paydaş olduklarının farkında olmaları ve buna uygun davranmaları, aidiyet bağı ile bağlı oldukları kente sahip çıkmaları anlamına gelmektedir.
Peki bu kentte böyle bir olgu var mı?
Maalesef ki genel kanaat şöyle.
Bu şehirde hangi şehirden kaç nüfus var algısı var, bu şehirde hangi şehirden kaç milletvekili, kaç akademisyen, kaç bürokrat, kaç yönetici, kaç müdür, kaç amir, kaç memur, kaç bizden, kaç sizden, kaç şef algısı var. Ama bu şehir hepimizin algısı yok yönünde.
Bu şehir, farklı illerden gelerek nüfus yoğunluğu oluşturmuş kentlerimiz, kendi kültürlerini yaşamaya çalışırken kent kültürü ve yaşadıkları kentin kentlilik bilinci oluşumuna katkı sağlamış mı?
Trabzon'un horonu, Artvin'in tulumu, Kars'ın kazı, Erzurum'un çağı, Samsun'un pidesi, Ordu'nun fındığı, Sivas'ın, Antep'in, Sakarya'nın, Erzincan’ın derken her şehrin her şeyi değerli tabii ki.
Fakat bu şehirlerin kültürel yapıları yaşanan kent kültürünün önüne geçiyor mu?
Gerek genel yöneticiler gerekse yerel yöneticiler, farklı şehirlerin oluşturduğu toplumsal yapıları memnun ve mutlu etmek için mi emek harcıyor? Kentin toplumsal yapısına uyum sağlanması yönünde mi enerjisini kullanıyor?
Bu kentin en büyük avantajı ve dezavantajı sanayi kenti olması.
Sanayi kenti olması;
Hem çok farklı bölgelerden göç alarak kentlilik bilinci oluşmasının önüne geçiyor.
Hem de emek harcanırsa kentlilik bilinci oluşmasının önünü açıyor.
Genelde şöyle şeyler konuşuluyor.
Bu şehir sanayi kenti ve nüfusu çok olan şehirlerin yapıları ön plana çıkıyor.
Yani sanayi kenti olması kentlilik bilinci oluşması için her şeye engel mi?
Bence bu sığınılacak bahane. Yanlış tespit.
Kentlilik bilinci için topyekûn hareket etmek ve birleştirici bir güç olmak için çabalamak, bu amaçla politikalar üretmek gerekiyor.
Size bir örnek ile bunu açmak istiyorum.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde Kocaeli Afet Platformu oluşturuldu.
Kocaeli Afet Platformu, çok sayıda arama ve kurtarma kuruluşu ile afet durumunda rol alabilecek kurumları bir araya getirdi.
Daha 1 yıl önce birbirini tanımayan ama aynı amaca hizmet eden kuruluşlar artık ortak faaliyet yapıyor ve bir bütünün parçaları gibi hareket ediyorlar.
Kent için, ülke için, vatan için birlikte ne yapabiliriz diye çabalıyorlar.
Şimdiki hedefleri Kocaeli'nden ülkeye rol model olacak bir yapı oluşmasını sağlamak.
Slogan: Rakip Değil Ekibiz
Ve tüm arama kurtarma kuruluşları ekip oldular.
Bu süreç Güney Anadolu depremi sonrası gerçekleşti.
Ama bu kuruluşlar, Güney Anadolu depremi esnasında tüm gerçeği görme fırsatı buldular. Ve biz olmamız gerektiğinin farkına vardılar.
Bu o kadar kıymetli ki. Hemen birlikte çalışmaya entegre oldular.
Aslında üzerinde birazcık çalışınca çok güzel şeyler oluyor. Azıcık emek ve biraz da istek gerekiyor.
Kentlilik bilinci de tam burada ortaya çıkıyor. Her birimiz farklı kentlerden gelmiş olabiliriz.
Ama ortak değer bu şehir. Bu şehir Kocaeli.
Kendine has yapısı, ortak kültürel değerleri, kent dinamikleri, sosyal ve sportif yönleri, toplumsal farkındalıkları ile bu şehir Kocaeli.
Birbirini seven, sayan, hürmet ve şefkat gösteren, herkesi kucaklayan.
Sen, ben diyen değil, hep birlikte biz olabilen bir kent.
Her bir köşesi ayrı güzel ama sınırlı alanlara sıkışmış ve sadece üstünlük kurma çabası içinde kaybolan bir şehir değil.
Bu şehir, gelen herkesin kabul ettiği ve marka değeri olan bir şehir.
Marka değerini tüm kesimlerin benimsediği ve rahatça ben Kocaeliliyim diyebilenlerin oluşturduğu şehir.
Evet, bu şehir çok güzel ve daha da güzel olacak ama hep birlikte biz olursak.
Biz bu kentli olmakla gurur ve kıvanç duyarsak.
Bu kentte hangi şehirden kaç kişi gelmiş hesabı yapmayı bırakırsak.
Bu kent bizim kentimiz olacak.
Bir başka konu var ki onu da önümüzdeki haftalarda konuşalım istiyorum.
Bu kentin marka değeri diyebileceğimiz sembol bir görseli var mı?
Her şehrin aidiyet hissi verdiren bir sembolü olmalı ve herkes o sembolün önünde resim çektirmek için sıraya girmeli.
Örnek mi?
Onlar da haftaya kalsın diyorum, hepinize sevgilerimi gönderiyorum.