Hyundai'den Türkiye'ye Çifte Müjde: Yeni İstihdam Yolda...

Alper Tunga Akkuş

Alper Tunga Akkuş

Tüm Yazıları

Bugünlerde döviz kurları ve enflasyonla boğuşurken, evdeki hesapların çarşıya uymadığı, temel ihtiyaçları karşılamanın bile zorlaştığı günlerden geçiyoruz. Ancak tam da böyle bir dönemde, Hyundai Motor Company’den gelen haber, adeta kararan bulutların arasından sızan bir güneş ışığı gibi içimizi ısıtıyor.

Ülkemizin içinden geçtiği ekonomik zorlukları görmezden gelemeyiz.

İthalat-ihracat dengemizdeki açık, yükselen enerji maliyetleri ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar, üretim sektörünü derinden etkiliyor. Ancak, Türkiye’nin potansiyeli, tüm bu zorlukların ötesinde bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Stratejik konumumuz, genç ve dinamik nüfusumuz, köklü sanayi altyapımız... Tüm bunlar doğru yatırım kararlarıyla birleştirildiğinde, karanlık tünelin sonundaki ışık daha da belirginleşiyor.

Size harika bir haberim var dostlar...

Hyundai'nin üst düzey yöneticileriyle yaptığım görüşmelerde öğrendim ki, şirket Türkiye'deki fabrikasında elektrikli otomobil üretimi için kolları sıvamış durumda. Projenin istihdam ve üretim açısından çığır açıcı boyutlara ulaşacağı tahmin ediliyor. Bakın size çarpıcı bir veri vereyim: POSCO International ile yapılan işbirliği kapsamında, 2025-2034 yılları arasında Avrupa ve Türkiye için planlanmış 1.03 milyon motorun yarısından fazlası, tam tamına 550 bin adedi, Türkiye fabrikasında üretilecek.

Bu rakamlar, Hyundai’nin ülkemize olan güveninin somut bir göstergesi olmakla kalmayıp, yerel ekonomimiz için muazzam bir fırsat penceresi açıyor.

Elektrikli otomobil üretimi, ekonomik boyutunun ötesinde, çevresel ve teknolojik açıdan da kritik bir dönüm noktası. Fosil yakıtlara dayalı otomobillerin çevreye verdiği zararlar artık yadsınamaz bir gerçek. Karbon salımını azaltmak, temiz bir gelecek için hayati önem taşıyor. Elektrikli otomobiller bu noktada sadece teknolojik bir yenilik değil, aynı zamanda çevresel bir kurtuluş reçetesi olarak öne çıkıyor. Hyundai’nin bu adımı, Türkiye’yi karbon nötr bir geleceğin öncü ülkelerinden biri yapma potansiyeline sahip. Hyundai’nin Türkiye fabrikası, halihazırda Avrupa, Orta Doğu ve Afrika pazarları için kritik bir üretim üssü konumunda bulunuyor. Elektrikli otomobil üretimiyle birlikte bu stratejik önem daha da artacak. Bu üretim karıarı, yeni teknolojilerin transferini, istihdam olanaklarının genişlemesini ve ihracat gelirlerimizin artmasını beraberinde getirecek. Özellikle batarya teknolojileri, yazılım sistemleri ve enerji verimliliği alanlarında yapılacak yatırımlar, genç mühendislerimize ve teknisyenlerimize dünya standartlarında deneyim kazanma fırsatı sunacak.

POSCO’nun açıkladığı veriler, projenin somut hedeflerini gözler önüne seriyor. 2025-2034 döneminde üretilecek 1.03 milyon motorun yarısından fazlasının Türkiye’de üretilecek olması, yatırımın boyutunu ve ciddiyetini ortaya koyuyor. Bu üretim planı, sadece otomotiv sektörümüz için değil, ileri teknoloji üretim merkezi olma hedefimiz için de büyük bir sıçrama tahtası olacak.

Elektrikli otomobil üretiminin bir diğer önemli katkısı da Türkiye’yi ileri teknoloji merkezi haline getirme potansiyeli. Batarya teknolojilerinden yazılım sistemlerine, enerji verimliliğinden akıllı üretim sistemlerine kadar pek çok alanda yapılacak yatırımlar, ülkemizde yeni uzmanlık alanlarının gelişmesini sağlayacak. Bu projelerde yer alacak genç mühendislerimiz ve teknisyenlerimiz, global rekabet gücünü sahip bilgi ve deneyim kazanma fırsatı yakalayacak.

Hyundai’nin bu stratejik kararı, ekonomik toparlanma için ihtiyacımız olan morali ve momentum’u sağlayabilir. Bu yatırım, Türkiye’nin sadece üretim kapasitesini değil, aynı zamanda yeşil teknolojilerdeki öncü rolünü de güçlendirecek. Şu an yaşadığımız ekonomik zorluklar geçici, ancak ülkemizin potansiyeli kalıcı.

Fakat...

Belki bana kızacaksınız, belki de bu yazıyı okuduktan sonra demediğinizi bırakmayacaksınız ama çözmemiz gereken kritik bir "kur" meselesi var. Ne yazık ki dolar kuru olması gereken değerde seyretmiyor. İşin siyasi boyutunu bir kenara bırakırsak, geçtiğimiz günlerde Yıldızlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu üyesi Hakkı Yıldız'ın Vahap Munyar'a verdiği demeç durumun ciddiyetini ortaya koyuyor:

"Romanya'daki işçilik maliyetimiz Kocaeli'ndeki tesisimizden daha düşük noktada bulunuyor."

Bu durum, paradoksal bir tabloyu gözler önüne seriyor. Bir yandan ücretli çalışanlar ciddi geçim sıkıntısı yaşarken, diğer yandan şirketlerin giydirilmiş personel maliyeti döviz bazında 1200-1500 dolar seviyelerine ulaşmış durumda.

Dolar kurunun şu an en az 44-45 TL bandında olması gerekiyor.

Eğer Türkiye'nin daha fazla yabancı yatırım çekmesini ve global rekabet gücünü artırmasını istiyorsak, doların serbest piyasa koşullarında kendi dengesini bulmasına izin vermeliler..

Hyundai Hyundai Assan Otomotiv Hyundai Assan