Ruhumuzu teslim mi ettik?
Tarih Kasım 2024, bir buçuk ay sonra yeni yıla yani 2025 yılına gireceğiz. Son 3 yılımız çok kötü geçti. 2016 darbe girişimini de katarsak son 8 yılımız çok berbattı. Darbe girişimi, depremler, Pandemi, enflasyon, savaşlar, cinayetler, işkenceler, mafyalar, uyuşturucu baronları, tecavüzler. Resmen cehennemi yaşıyoruz, yaşatıyoruz.
Her gün yepyeni bir haberle uyanıyoruz, çocuklar hatta bebeler katlediliyor. Kadın cinayetleri her geçen gün artıyor. Sokak ortasında infazlar, intihar eden insanlar, iflas eden şirketler, birbirine füze roket ile saldıran ülkeler, ve rüşvet operasyonları ve sokak hayvanlarının katledilmesi. Bir de susturulmaya çalışılan gazeteciler. Birileri düğmeye bastı. Cidden bastı.
Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak deyimi gerçeğe dönüştü. Pandemi sonrası yeni dünya düzenini bizzat yaşayarak öğrenmiş olduk. Hayır hadi biz 80 kuşağıyız, bu olayları, yaşananları olgunlukla, sabırla ve soğuk kanlılıkla karşılayabiliyoruz ama gençler bu yaşananları cidden hazmedemiyorlar. Psikolojileri bunca yaşanan olaylara alışık değil. Bu nedenle de Z kuşağı sanırım günümüzde en çok etkilenen yaş grubu. Hepsi çok endişeli, korkulu, ümitsiz ve de zayıf.
Düğmeye basıldıysa eğer, bundan sonra bizleri daha kötü gelişmeler bekliyor olabilir. Umarım böyle olmaz. Fakat baksanıza güzel, başarılı, huzurlu, iyi, mutlu diyebileceğimiz çok az gelişmeler yaşanıyor. Bundan sonra bol bol dua edip hem sevdiklerimize daha çok sarılalım, hem de daha çok çalışalım. Herkes üzerine düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmeli.
DUA EDELİM HERŞEY BUNDAN SONRA DAHA GÜZEL OLSUN.