Berkan Aslan

Amerika 7 Ocak tarihinde asrın felaketini yaşadı. Tam olarak nereden çıktığı belli olmayan bir yangın sonucu Los Angeles şehrindeki tüm yapılar yangın sonucunda kullanılamaz hale geldi. Atom bombası atılmış gibi bir etki yaratan bu yangında sağlam kalan tek bir yapı kalmadı.

180 bin kişi bölgeden tahliye edilerek olası kötü senaryonun önüne geçildi. Finans uzmanlarının açıklamalarına göre 150 milyar dolarlık bir zarardan bahsediliyor. Büyük ekonomik kayıplara yol açan bu yangın şehri resmen yok etti. Dünyanın en ünlü iş insanlarının ve magazin dünyasının önde gelen isimlerinin malikaneleri ve villalarının bulunduğu bölgedeki tüm yapılar yok oldu.

Son yıllarda küresel ısınma ile bir çok ülke büyük tehlike altında. Uzun bir süre kurak kalan California‘da nem oranı düşük ve yağış yok. Böylesine bir durumda ise kuruyan yeşil alanlar yangına davetiye çıkarıyor. 7 Ocak’da meydana gelen yangında bügüne kadar 11 kişinin öldüğü ve çok sayıda yaralının olduğu öğrenildi. Bunun yanı sıra yine binlerce canlı telef oldu. Amerikanın ulusal kanallarından edindiğimiz bilgiye istinaden yangın ile ilgili çok sayıda spekülasyon üzerinde duruluyor. Yangının çıkış nedeninin su tesisatlarının yetersiz olması, su depolarında suyun olmaması ve kurak nemsiz havanın yangına sebebiyet vermesi gibi nedenler gösteriliyor. Vatandaşlar yangına müdahalede hükümetin zayıf kaldığını ve yeterli sayıda itfaiye araçlarının ve personellerinin sayılarının az olmasını neden gösteriyor. Asıl büyük iddia ise gökyüzünde meydana gelen renk ışınlarının yangına sebebiyet verdiği yönündeki iddialar.

HER TÜRK ASKER DOĞAR sloganı sanırım artık özelliğini yitirdi. Askerdeyken eğitimlerde hep bir ağızdan bu cümleyi gücümüz yettiğince bağırarak söyler sonra kendimizi gaza getirirdik. Tüylerimiz diken diken olur, ve erkek olmanın , yaradılışımız gereği askere gitmenin ne kadar değerli olduğunu anlardık.

Annelerimiz ve babalarımızdan duyduğumuz kadarıyla, bundan yıllar yıllar önce kız istemeye gidilince kız tarafının ilk sorduğu soru askerliğinizi yaptınız mı sorusu olurmuş. Askerliğini yapmayana o yıllarda aileler kız vermezlermiş. Şimdi ise olay biraz daha değişik bir boytutta.

Daha önceki yıllarda kısa dönem askerliği çıkararak üniversite mezunlarının yaranlanabildiği ve 6 ay askerliğin yapılabildiği dönemlerin yanı sıra şimdi bir de İlgili kanunu incelediğimizde bedelli askerlik süresinin toplamda 32 gün sürdüğünü görmekteyiz. Ancak bu sürenin 2 günü gidiş geliş birer gün olacak şekilde yol izni olarak geçmektedir. Yine bununla birlikte 2 günü de kanuni izin verilmekte ve toplamda kişiler 28 günlük bir temel eğitime tabi tutulmaktadırlar.

Yeni yıla girerken zamlı tarife ile girdik. 2025 yılında bizi ne gibi sürprizlerin beklediğini şimdiden kestirebiliyoruz. Türkiye tarihinde ilk kez ekmeğe % 50 zam geldi. Kocaeli’de 240 gr ekmek 15-TL’ den satılmaya başladı. Diğer şehirlerde ise 200 gr ekmek 12,50-TL‘ den satılıyor. Ekonomik krizin etkilerinin sürdüğü son yıllarda alım gücünün düştüğünü gelen zamlarla anlayabiliyoruz.

Vatandaş sessiz bir şekilde ekmeğe gelen zamları kabul etmiş görünüyor. Çarşı pazar alev alev yanarken, aklımıza şu sorular geliyor. Lozan Antlaşması biterken yer altı kaynaklarımızı bağımsız bir şekilde çıkaracak ve ülke ekonomimize katkı sağlayacaktık. Denizde bulduğumuz doğal gaz ile doğal gaz faturalarımız azalacaktı. Peki ne oldu da zam üstüne zam yer olduk?

Ülke ekonomimiz ne zaman düzelecek, zamlardan ne zaman kurtulacağız? Alım gücümüz ne zaman düzelecek? Gelecek kaygımız ne zaman bitecek, iş insanları ne zaman yatırım yapmaya başlayacak

Dün gece saatler 00:00‘ı gösterdiğinde 2024 yılını geride bırakıp 2025 yılına giriş yapmış bulunuyoruz. Dikkatimi çeken şey, Türkiye tarihinde ilk kez doğa üstü olayları saymıyorum tabii ki ama, bu kadar sessiz bu kadar sönük ve isteksiz bir yılbaşı yaşamamıştık.

Geçtiğimiz yıllarda gerek sosyal medya gerekse basın aracılığı ile çok fazla reklam çıkar, bangır bangır organizasyonları duyurmaya çalışırlardı. Herkes yediğini, içtiğini, gittiği mekanları, giydiği kıyafetleri paylaşır en az bir hafta on gün gündemde kalırdı. Sanatçılar bile Yılbaşında şurada şu sahnede çıkacağım diyerek günde on kez paylaşım yapardı. Ne oldu da bu sene sönük geçti. Sanki büyük bir savaşın içerisindeymişiz de yas tutar gibiyiz. Herkes mutsuz, herkes umutsuz ve karamsar.

Önceki yılbaşı organizasyonlarına haftalar hatta aylar kala kıyafet seçimi yapar, birbirimize alacağımız hediyeleri belirler, eğleneceğimiz mekana rezervasyon yaptırır, sevdiklerimizle vakit geçirirdik. Peki ne oldu da böyle olduk. Dikkatimi çekti dün geceden itibaren sosyal medya paylaşımlarına bakıyorum da herkes evinde kutlamış yılbaşını, hatta kutlamakta denilemez. Sadece dün herkes evinde geçirmiş. Evlerimizi süslemeden, müziksiz, eğlenceden, kutlamadan uzak ilk kez bu sene böylesine durgun bir yılbaşı geçirdik.

Yıl 2024, iki gün sonra yeni yıla gireceğiz. Yani 2025 yılına. Yeni umutlar, yeni aşklar, yeni bir ev, yeni bir araba, yeni bir kariyer, çocuk isteyenler için çocuk, eş isteyenler için yeni bir eş hayaliyle şimdiden beklentilerimizin karşılanacağı bir yıl olmasını diliyorum.

Acısıyla tatlısıyla koskoca bir yılı geride bırakacağız. Kim bilir yeni yıl bizlere kim bilir neler getirecek. Bildiğiniz üzere dünyanın dört bir yanında savaşlar, iç isyanlar ve doğa üstü olaylarla karşı karşıyayız. Dua edelimde yeni yılda daha yaşanılır daha huzurlu bir yıl geçiririz. Gelelim fasulyenin faydalarına.

Önceki gün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Vedat Işıkhan, 2025 net asgari ücret ile ilgili açıklamalarda bulundu. Net maaşı 22.104,00-TL olarak açıkladı. Tabii ki bu rakam beklentilerimizin çok çok altında kaldı. Asgari ücret ile ilgili %30 zammın hemen akabinde nedense kimseden ciddi bir ses çıkmadı. Sanırım artık sessiz kalmaya, tepkisiz kalmaya alıştık. Asgari ücret ile ilgili güzel bir hesap yaptım sizler için.

Uzay çağında yaşadığımız 2024 yılını geride bırakmamıza sayılı günler kaldı. Malumunuz artık uzay çağında yaşıyoruz yani milenyum çağındayız. Herkes kendi imkanları doğrultusunda dijitalleşmeye çalışıyor daha doğrusu zorunda kalıyor.

Her ne kadar çağa ayak uydurmaya çalışsak ta, bir kısmımız bazı alışkanlıklarından kurtulamıyor. Akıllı telefonlar, akıllı robot süpürgeler, bluetootlu hava temizleme cihazları, dronelar, akıllı televizyonlar, elektrikli araçlar ve daha fazlası.

Dijitalleşmeyle sosyal medya hesaplarında muazzam bir artış yaşandı, ilkokul çağındaki çocuklarda bile akıllı telefonlar ve sosyal medya hesapları mevcut. En az bir tane sosyal medya hesabı kullanan genç yaştaki çocuklara 75 yaşlarındaki ebeveynlerde eşlik ediyor.

Bugün Kocaeli Tıp Fakültesi Hastanesi'nden dönerken, uzun bir eğimli yoldan aşağı doğru inmeye başladım. Yaklaşık 3 dakika boyunca dümdüz eğimli bir yolda aşağı doğru ilerledim. Tam karşıya gök yüzüne bakınca Kocaeli‘de ki hava kirliliğinin dayanılmaz ürkütücü boyutta olduğunu fark ettim. Hani derler ya gıp gri bir renk, evet cidden gıp gri bir renk ile karşıladık bugünü. Hatta hemen hemen her günü bu şekilde karşılıyoruz. Kocaeli sanayi kenti diyoruz ve övünüyoruz. Binlerce sanayi kuruluşunun bulunduğu bu şehir hava kirliliği konusunda alarm veriyor.

Güne her gün yorgun ve mutsuz uyanıyoruz. Her geçen gün daha agresif ve karamsar oluyoruz. Yüzlerce farklı sektörden üretim tesisinin bulunduğu Kocaeli’de çok ivedi bir şekilde yarın değil hemen bugün uzman kişiler eşliğinde çalışma yapılması gerekiyor.

Hastaneler ağzına kadar dolu. Ameliyat ve randevular için aylarca beklememiz gerekiyor. Kocaeli Şehir Hastanesi, Umuttepe Tıp Fakültesi, Kocaeli Devlet Hastanesi ve Seka Devlet Hastanesi ile çevre ilçelerdeki hastaneler çok yoğun hasta bakıyor.

2024 Yılına veda etmeye sayılı günlerimiz kaldı. Zaman su misali akıp geçiyor. Sizi bilmem ama benim için çok kötü bir yıldı. Sürekli olumsuz haberlerin gündeme oturduğu, ekonomik krizin boy gösterdiği koskoca bir yıl. Savaşlar, ekonomik krizler, cinayetler, çocuklara ve kadınlara yapılan çok sayıda istismarlar, hastalıklar, sokak hayvanlarına karşı işlenen vicdan dışı yasanın kabulü, zimmetine para geçirenler, mafya hesaplaşmaları derken koskoca bir yılı geride bırakıyoruz.

Az kaldı çok az. Yıl sonunda herkesin gözü kulağı Recep Tayyip Erdoğan’da. Asgari ücrete uygulanacak olan zammı dört gözle bekliyor olduk. Özellikle ülkede ortalama 7 milyon nüfus asgari ücretle çalışıyorken ve halen asgari ücret 17 bin 2 tl iken, insanların alım gücü düşmüş iken, herkes eski günlerdeki gibi refah içerisinde yaşamak istiyor.

Ülkemizde açlık sınırı ortalama 21 bin tl, yoksulluk sınırı ise ortalama 70 bin tl. Alım gücünün düştüğü ve hiper enflasyonu bizzat yanıbaşımızda, içimizde yani cebimizde hissettiğimiz şu zaman diliminde tek temennimiz yeni yılda yani 2025 yılında alım gücümüzün artması.

Bundan tam 61 yıl önce Baas rejimi ile kurulan Baas Partisinin sistemi bunca yıl aradan sonra çöktü.

24 yıl iktidarda kalan ve babadan oğula geçen bir imparatorluk kuran Beşşar Esad doktorluk mesleğini bırakarak siyasete atılmak zorunda kaldı.

Babası Hafız Esad, Baas partisiyle darbe girişimi yaparak iktidara gelmiş ve çok uzun yıllar Suriye’yi yönetmiştir. Ölümünün hemen ardından Beşar Esad’ın tahta geçişiyle babadan oğula saltanatta başlamış oldu. Bu dünya ne size kalacak ne de bize. Sözüm o ki haydan gelen huya gider.

Bildiğiniz üzere Türkiye'de son yıllarda çok enteresan gelişmeler yaşanıyor. Gün geçmiyor ki bu gelişmelere bir yenisi daha eklenmesin. Tüm olumsuz gelişmelerin yanında bir de kış saati uygulaması başımızın belası.

Bildiğiniz üzere eski Tabii Kaynaklar Bakanım Berat Albayrak döneminde alınan bir karar ile, sabahın kör karanlığında insanlar işe, okula, hastaneye, spora ve evine karanlıkta gidiyor.

Yetişkinleri bir nebze anlayabilirim fakat çocukları ve kadınları cidden anlamaya çalışıyorum.

Kocaeli’nin sabırsızlıkla beklediği dev süper market zinciri CarrefourSa Süper Mağazası, Kocaeli Başiskele’de açıldı. Türkiye’nin ilk mağaza zincirinden biri olan CarrefourSA farklı konseptleri ile son kullanıcıya ulaşarak 50 binin üzerindeki ürün yelpazesi dahilinde franchise ve operasyon mağazaları ile toplam 1150 mağaza sayısına ulaşmıştır.

Expres, mini, süper, gurme ve hiper mağaza konseptleri ile müşterilerine profesyonel hizmet sunmak için, her geçen gün personel ve mağazalarına yatırım yaparak dünyada bir numara olma yolunda ilerlemektedir.

% 57.12 hissesinin Hacı Ömer Sabancı Holding Anonim Şirketine, % 32,16 hissesinin Carrefour Nederland Bv‘ ye, % 10,72 hissesinin ise Halk Ortakları ve diğerlerine ait olan CarrefourSa 15 binin üzerinde çalışan sayısı ile Türkiye’nin istihdama katkı sağlayan ender kuruluşları arasında yerini almaktadır. Ayrıca çalışan memnuniyet anketleri arasında en yüksek memnuniyet oranı ile Türkiye’nin ilk üç şirketi arasında bulunmaktadır.

Evet yanlış okumadınız, 2500 Çinli için Manisa’ya Çin mahallesi yapılacak. Manisa'da açılacak olan BYD Otomobilin üretim tesisleri için, fabrikada çalışacak Çinlilere, yabancılık çekmemeleri için bir Çin mahallesi yapılacak.

Dünyanın en büyük Otomobil markası olan Çinli BYD ‘de üretimde çalışacak yaklaşık 2500 Çinli ve aileleri için , restaurantlar, kafeler, sinema, oyun alanları, spor salonu yer alacak. Başlangıçta 1080 adet konteynır kurup, zaman içerisinde barınma ihtiyaçlarının karşılanacağı belirtildi.

MANİSA’ da 1 Milyar Dolara mal olacak otomobil fabrikası 2026 yılında üretime başlayacak. Toplamda 20 bine yakın kişinin çalıştırılacağı söylenen fabrikada hem elektrikli hem de hibrit otomobil üretilecek. Yılda 150 bin otomobil üretiminin yapılacağı bu fabrika son yıllarda Türkiye’ de ki en büyük yatırımlardan bir tanesi.

Tarih Kasım 2024, bir buçuk ay sonra yeni yıla yani 2025 yılına gireceğiz. Son 3 yılımız çok kötü geçti. 2016 darbe girişimini de katarsak son 8 yılımız çok berbattı. Darbe girişimi, depremler, Pandemi, enflasyon, savaşlar, cinayetler, işkenceler, mafyalar, uyuşturucu baronları, tecavüzler. Resmen cehennemi yaşıyoruz, yaşatıyoruz.

Her gün yepyeni bir haberle uyanıyoruz, çocuklar hatta bebeler katlediliyor. Kadın cinayetleri her geçen gün artıyor. Sokak ortasında infazlar, intihar eden insanlar, iflas eden şirketler, birbirine füze roket ile saldıran ülkeler, ve rüşvet operasyonları ve sokak hayvanlarının katledilmesi. Bir de susturulmaya çalışılan gazeteciler. Birileri düğmeye bastı. Cidden bastı.

Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak deyimi gerçeğe dönüştü. Pandemi sonrası yeni dünya düzenini bizzat yaşayarak öğrenmiş olduk. Hayır hadi biz 80 kuşağıyız, bu olayları, yaşananları olgunlukla, sabırla ve soğuk kanlılıkla karşılayabiliyoruz ama gençler bu yaşananları cidden hazmedemiyorlar. Psikolojileri bunca yaşanan olaylara alışık değil. Bu nedenle de Z kuşağı sanırım günümüzde en çok etkilenen yaş grubu. Hepsi çok endişeli, korkulu, ümitsiz ve de zayıf.

Akut’u bilmeyeniniz yoktur. Türkiye’nin ilk profesyonel Arama Kurtarma Derneği olarak yıllardır Türkiye’de ki doğa üstü olaylarda ve arama kurtarma çalışmalarında aktif görev üstlenen bir dernek.

Kurucu Başkanlığını Nasuh Mahruki’nin üstlendiği ve yıllarca başkanlığını yapmış olan Mahruki, 1968 yılında İstanbul’da doğdu. Kendisi Osmanlı döneminde Sultan II. Mahmud’a hizmet etmiş Kaptan-ı Derya Nasuhzade Ali Paşa'nın 5. kuşak torunudur.

Nasuh Mahruki’nin ailesi 200 yıldır Türkiye’de yaşamış köklü bir ailedir. Babası Cafer Cem Mahruki, Türkiye’nin önemli koleksiyoncularından biridir.

Ülkemize şeriat gelsin diyen ve sokaklarda bangır bangır bağıran ey müslüman halkım. Sen şeriate yeşil ışık yakarken, elin başka bir müslümanı daha doğrusu şeriat ile yönetilen Suudi Arabistan’ı artık şeriatten uzaklaşıyor.

Bilmiyorum duydunuz mu? Suudi Arabistan’da 68 yıl aradan sonra ilk kez müslüman olmayan diplomatlara ve turistlere alkol satışı serbest bırakıldı. Ayrıca hatırlarsanız 2024 yılında Abu Dabi’de ilk kez bir bira fabrikası kuruldu.

Peki Arabistan’da içki satışı neden yasaklanmıştı hatırlayalım. 1952 yılında Kral Abdülaziz’in oğlu sarhoş olduğu esnada diplomat olan bir İngilizi silahla öldürmüştü. Bu tarihten itibarende alkol satışı yasaklanmıştı.

Her köşe yazımda belirttiğim gibi her hafta kötü ve olumsuz haberlerle günü karşılıyoruz. Hayat çok sıradan, çok sıkıcı çünkü güzel haberler, enerjisi yüksek olaylar yaşanmıyor, ya da yaşatılmıyor. Cinayetler, tecavüzler, kavgalar, dövüşler, hırsızlık olayları, yolsuzluklar, hak, hukuk, adalet derken şimdi de sanal bahis operasyonu çıktı karşımıza.

Sanal bahis ve kumarı özendirme suçundan, Türkiye’nin ünlü sanatçıları ve ünlü isimlerinin gözaltına alındığı haberiyle yine muhteşem bir gündem yaratıldı. Yok efendim neymiş ünlü sanatçı Serdar ORTAÇ ve Mehmet Ali ERBİL, ünlü fenomen İbrahim YILMAZ, eski futbolcu Batuhan KARADENİZ gibi isimler halkı sanal bahis ve kumara özendirmekten gözaltına alınmak istendi. Toplam 16 ismin bulunduğu bu gözaltı sürecinde eski futbolcununda aralarında bulunduğu iki kişi yurt dışında bulunduğu için Türkiye’ ye dönmeleri bekleniyor.

İfadelerinde, böylesine bir sonuçla karşılaşacaklarını tahmin etmediklerini, eğer halkı özendirdiysek de, kötü örnek olduysak da halkımızdan özür dileriz, amacımız sadece video çekmekti, şeklinde açıklamada bulundular.

Gün geçtikçe kötüye gidiyoruz, gün geçtikçe eksiliyoruz, gün geçtikçe enerjimiz düşüyor, gün geçtikçe düzlükten aşağı doğru yuvarlanıyoruz.

Dikkat ettiniz mi hiç güzel haberlerle uyanmıyoruz güne. Nerede bir sıkıntı nerede bir problem nerede bir daralma nerede bir cinayet nerede bir kavga haberi varsa, enerjimizi düşüren haberlerle gözümüzü açıyoruz.

Bundan yaklaşık bir ay önce evimizde hizmet almış olduğumuz internet sağlayıcısı Türk Telekom ile ilgili bağlantı sorunu yaşamıştım. Telefonla arayıp şikayetimi dile getirdim. Gün içerisinde 22 kez internetin gidip geldiğini ve bu sorunu çözeceklerini söylediler. Uzaktan bağlantı yaptık. Ev adresime teknik ekibi yönlendireceklerini söylediler. Birkaç kez telefonla arayıp konuştuktan sonra sorunum kısa süreli çözümlenmişti. Bu sırada telefondaki yetkili ev adresimde fiber internet altyapısının bulunduğunu ve isterseniz hemen başvuru yapalım, daha sağlıklı kesintisiz bağlanırsınız demişti. Bende kendilerine konuyla ilgili onayı verdim.

Bu konuşmanın üzerine en az on kez mesaj gönderildi. Birçok kez aranıldım. Yok evdeyseniz onu yapın bunu yapın şunu yapın dediler, ne söyledilerse harfi harfine istediklerini gerçekleştirdim.

Aradan birkaç hafta geçti ve yine internet bağlantı sorunu yaşadım. Bugün kesinti üzerine yine müşteri hizmetlerini arayarak sorunumun çözülmesini istedim. Mesai çalışma saatlerinde olduğum için kendilerini aileme yönlendirdim. Ablam kendilerini karşıladı. Gelen ekip modemin yandığını ve değiştirilmesi gerektiğini, fiyatının ise 1.600 TL olduğunu söyledi.

Türkiye’de ekonomik kriz her geçen gün derinlemesine ilerlerken, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan müjdeli bir haber geldi.

Bireysel kredi kartı kullanan yaklaşık 32.599 kişinin borcunun 60 ay vadeye yayılarak vatandaşların rahat nefes alması sağlanılacak.

Bu karar doğrultusunda TCMB, bireysel kredi kartlarında yapılandırmada kullanılacak azami faiz oranını referans faiz olan yüzde 3,11 ile sınırlandırırken, ihtiyaç kredileri ise anapara ve faiz ödemelerinin 30 günden fazla gecikmesi halinde ilave kredi olmadan 60 aya kadar yapılandırılabilecek.

Çin otomotiv devi, Dünyanın en büyük elektrikli ve plug in hibrib üreticisi haline gelerek, yine dünyada en istikrarlı en yüksek teknoloji ve kaliteye sahip olan otomotiv şirketi olma ünvanına sahip.

1995 yılında dünyanın batarya üretimini karşılamak amacıyla kurulan BYD bugün otomotiv sanayiine batarya üretmeye başlayarak Tesla’yı geride bırakmıştır.

BYD’ nin marka babası Wang Chuanfu çok yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve Üniversiteyi Pekin’de okumuştur. Üniversiteyi bitirdikten sonra dev bir teknoloji işe başlamış ve bu şirkette yöneticilik yaptı.

Son günlerde hayatımıza giren Dubai çikolatası bazen abartılıyor bazen de ciddi anlamda tadından dolayı gündemimize oturuyor.

Peki nedir bu Dubai çikolatası. İsminden dolayı mı yoksa tadından dolayı mı bu kadar çok beğeniliyor. Bir kaç markanın üretime başlayarak satışa çıkardığı Dubai çikolatası son zamanlarda bir çok markanın ismi ile üretilmeye başlandı.

200 gramı 400-TL ile 1.000-TL aralığında değişen çikolata yok satıyor. İnsanların İstanbul’da metrelerce kuyruk oluşturup ve sınırlı sayıda üretilen bu çikolataya sahip olanları çok şanslı.

Teknoloji ve dijital çağında yaşıyoruz, elektrikli arabalar, şoförsüz taksiler, ses komutuyla çalışan ışıklar, telefonlar, televizyonlar, dronlar, ihalar, sihalar, demir kubbeler, robot insanlar, uzaya gönderilen astronotlar derken zaman çok hızlı geçiyor ve teknolojiye yetişemiyoruz.

Elimizin altındaki akıllı telefonlarla dijital çağa ayak uydurmaya çalışıyoruz. Yemek siparişleri, alışveriş ve bankacılık işlemleri hepsi küçücük bir aygıttan gerçekleşiyor.

Ertesi gün uyandığımızda yepyeni ürünler, teknolojik yatırımlar ve birbirinden önemli haberlere gözümüzü açıyoruz.

Bir sevgili düşünün, mesleği başsavcı, yani devletin belirlediği kanunlar çerçevesinde hak,hukuk ve adalet üçgeninde kararlar alıp, yine kararlar verebilecek yetkiye sahip bir kişi.

İddialara göre, Zonguldak’ta Savcı olarak görev yapan bir kişi, kendi adına sosyal medya hesabı açtığı gerekçesiyle 5 kişiyi gözaltına aldırıyor. Bu 5 kişinin ortak özelliği ise Savcı Beyin sevgilisinin eski sevgilileri olması.

Evet yanlış duymadınız, sevgilisinin eski sevgilileri olan 5 kişiyle ilgili iddiada bulunup gözaltına aldırdı. Gözaltına alınan kişilerin cep telefon ve bilgisayarlarında yapılan incelemede her hangi bir suç unsuruna rastlanılmadı.

Dünya nereye evriliyor, insanlık nereye gidiyor. Hadi anlıyorum kötü insanlar, daha çok kazanma hırsıyla dolu bir çok kişinin ego savaşına dönmüş durumda, peki yeni doğan bebeklerden ne istiyorsunuz. Hiç mi inancınız yok, hiç mi Allah’ınız yok. Şeref yoksunları, karaktersiz ruh hastaları sizi.

Yeni bir çete deşifre oldu. Çetenin ismi ‘YENİ DOĞAN ÇETESİ’. Geçtiğimiz gün bir savcıyı tehdit ederken gizli kamereyla olayı ortaya çıkaran savcının cesaretli davranışı ile devleti yaklaşık şu ana kadar 1 Milyar Türk Lirası dolandıran çete yakayı ele verdi.

İstanbul başta olmak üzere bir çok şehirde yenidoğan bebekleri, YENİ DOĞAN ÜNİTELERİNDE gereksiz yere yatırarak bugüne kadar 12 bebeğin ölümüne neden olan hastane çetesi üyeleri, yakayı ele verince soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısını tehdit ederek aileni ve seni yakından takip ediyoruz, senin attığın adımdan , whatsapp durumundan, her şeyinden haberimiz var.. İçerdeki adamın arkadaşları yurt dışında suikast yapan insanlar, içerdeki adamı hemen çıkar. Bu adamlar kurşuna kafa atan adamlar, amaçları savcı beye ve sevdiklerine acık çektirmek olan kişiler.