Buket Afkan

Buket Afkan

Soylu’nun seçim performansı

Seçime 10 gün kaldı. Normal bir ülkede yaşıyor olsaydık, adayların mitinglerdeki, alanlardaki performanslarını konuşuyor olacaktık. Oysa biz garip ve izaha muhtaç gündemlerle uğraşıyoruz. Gazeteciler olarak gelişmeleri analiz etmekte güçlük yaşıyoruz. Şahsen her gün yazı yazmama rağmen gündemin hızına yetişemiyorum.

Muhalefet cephesinde her şey olağan bir şekilde ilerliyor aslında. Liderler ve adaylar kent kent gezip her gün birden fazla miting düzenliyor. İttifakın adayı Kılıçdaroğlu, kısa videolarla da vaatlerini çeşitli seçmen gruplarına ulaştırmaya çalışıyor. Seçmenin karşısına güler yüzle çıkılıyor, olumlu mesajlar veriliyor. Normal bir demokraside olması gerektiği gibi pozitif bir kampanya yürütülüyor.

İktidar cephesinde ise öyle gelişmeler oluyor, ağızlardan öyle sözler çıkıyor ki, işi siyaseti okumak olan deneyimli gazeteciler bile yorumlamakta güçlük yaşıyor.

Yazının Devamı

Makyavelizmin dorukları

Seçmen desteği azaldıkça, iktidarın ötekileştirme siyaseti önce düşmanlaştırma, şimdi de şeytanlaştırma siyasetine dönüştü.

“Kılıçdaroğlu emri Kandil’den, ben Allah’tan alıyorum” dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan. Milli ve manevi değerleri sonuna kadar zorlayarak sloganını buldu nihayet. Türkiye kaderini belirleyeceği seçimde, Kandil ile Allah arasında bir tercih yapmaya zorlanıyor.

Bu performansı, iktidarda kalabilmek için her yolun meşru ve mübah olduğunu savunan Machiavelli görseydi, gözleri yaşarırdı. Politik manipülasyonunun şahikasına ulaşıldı bu seçimde.

Yazının Devamı

Ne demek istiyorlar?

Son anketler gösteriyor ki, cumhurbaşkanı adayları Sinan Oğan ve Muharrem İnce’nin oyları düşüşe geçti. Bu zaten beklenen bir gelişmeydi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı olan ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına çeşitli gerekçelerle karşı çıkan seçmen, tepkisini İnce ve Oğan üzerinden gösteriyordu. Ancak sandık yaklaştıkça duygusal tepkiler yerini sağduyuya bırakıyor. Madem bu iki adaydan biri seçilecek, seçmen de birini tercih ederek oyunda yerini almak isteyecek.

Oğan ve İnce’nin oylarındaki düşüş, seçimin birinci turda sonuçlanma ihtimalini artırıyor. Erdoğan’ın ne ilk turda ne de ikinci turda kazanma ihtimali yüksek görünüyor. Kılıçdaroğlu’nun ise ikinci turda kazanması çok yüksek bir olasılık iken, şimdi birinci turda da kazanabileceği yorumları yapılıyor.

Yazının Devamı

Cumhur’da HÜDA PAR rahatsızlığı

AK Parti’nin HÜDA PAR ile seçim ittifakı kurma kararı, başından beri çok riskli bulunmuştu. Kanlı bir terör örgütü olarak kabul edilen Hizbullah ile organik bir bağı olduğu bilinen İslamcı ve Kürt milliyetçisi HÜDA PAR’la yapılacak bir ittifakın getirisi mi, götürüsü mü fazla olur tartışmaları yapılmıştı. Seçime artık günler kalmışken görüyoruz ki HÜDA PAR’ın varlığı Cumhur İttifakı’nın dengesini bozuyor.

İttifak üyesi BBP lideri Mustafa Destici’nin rahatsızlığını ifade eden çıkışları değil bahsettiğim, tabanda ciddi rahatsızlık olduğu görülüyor. Yıllardır “yerli ve milli” olmakla övünen ve rakiplerini HDP ile işbirliği yapmakla suçlayan seçmenin insicamı fena halde bozulmuş durumda. Seçmen günlük tartışmalarda kullandığı en önemli argümanı kaybetmiş gibi. “HDP” dedikleri anda “Sen HÜDA PAR’dan bahset” cevabını alıyorlar. “Nereden çıktı bu HÜDA PAR” diye hayıflandıkları çok belli.

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu da hiç yardımcı olmadı Cumhur İttifakı’na. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile açılışlara katılan Yapıcıoğlu, verdiği röportajlarda cesur sayılabilecek çıkışları ile dikkatleri üzerine topladı.

Yazının Devamı

Meral Akşener’e yapılan kadınlara hakarettir

Türkiye’de kadınların siyasete katılımının düşük olması, cinsiyet eşitliği sorunun hem nedenlerinden hem de sonuçlarından biridir. Toplumun en ağır sorunlarla boğuşan yarısının, siyasette yeterli oranda temsil edilememesi, kadınları erkeklerin insafına terk etmek anlamına geliyor.

Bu durumun en önemli nedenleri, erkek egemenliğine dayalı cinsiyet rejiminin yarattığı ekonomik ve toplumsal eşitsizlikler olduğu kadar erkek egemen siyasi kültürdür.

Eril zihniyetin siyaset sahnesini kadınlara nasıl dar ettiği, bugün İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener örneğinde bütün çirkinliğiyle görünür olmuştur. Bir genel başkana yapılanları görünce, Anadolu’nun ücra köşesinde ilçe yöneticisi, mahalle temsilcisi olmaya cesaret etmiş bir kadına neler yaşatılabileceğini tahmin etmek hiç zor değil.

Yazının Devamı

Adaletin bu mu Bozdağ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışına giden doktorlara ülkeye geri dönme çağrısı yapacakmış. Kamu spotu hazırlanmış, yayına girecekmiş. “Sizi yuvanıza, ülkenize dönmeye davet ediyorum” diyecekmiş Erdoğan.

Oysa daha bir yıl önce ne demişti: “Açık konuşmayı severim. Varsın gidiyorlarsa gitsinler, bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam eder, buralarda yola devam ederiz.”

Demek ki öyle olmuyormuş. Müteahhitlere yaptırdığımız hasta garantili hastaneler, içinde hizmet eden nitelikli hekimler olmadan bir işe yaramıyormuş. Hastalar derman bulamadıktan sonra, o koca koca binalar, milyon dolarlık teknolojiler bir anlam ifade etmiyormuş.

Yazının Devamı

Bu vaatler ekonomiyi batıracak

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kurulurken büyük bir öngörüsüzlük yapıldı. Bu öngörüsüzlüğün bedelini de en çok Cumhurbaşkanı Erdoğan ödüyor. Bütün devlet gücü elinde olmasına, medyanın neredeyse tamamı kendisini desteklemesine rağmen Erdoğan, 14 Mayıs’ta 50 artı 1’e ulaşmak için meydan meydan, açılış açılış, televizyon televizyon koşturmak zorunda kaldı. Sonunda da rahatsızlandı.

Erdoğan, dünkü programlarını iptal etmişti. Bugün de Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin açılışına canlı bağlantıyla katılabilecekmiş. Oysa bu proje iktidar için çok önemliydi. Rusya Devlet Başkanı Putin’in de açılışa gelmesi için epey uğraşmışlardı. Şimdi her ikisi de canlı bağlantıyla yapacak açılışı.

Erdoğan’ın bugünkü Mersin mitingi ve akşam katılacağı ortak televizyon yayını da ertelenmiş. Çok açık ki bünyesi bu kadar koşturmayı kaldıramadı.

Yazının Devamı

Makarnacılardan, soğan kafalılara...

Soğan fiyatlarındaki artışa dikkat çekmek için elinde kuru soğanla video çeken Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, eleştirilere “Soğanın cücüğüyle oyna biraz cücüğüyle” sözleriyle karşılık veren Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye cevap verdi.

Sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan Kılıçdaroğlu “Soğan, cücük hakaretleri ediliyor. Soğan kafalı diye paylaşım yapıyorlar. Ben neyin huzurundayım biliyor musunuz? Eskiden bunları sureti bizlerden görünenler yapardı. Makarnacı, kömürcü diye alay edilirdi fakirle fukarayla. Çok şükür onları aramızdan uzaklaştırmayı başardık.

Çok zor oldu ama başardık, vallahi de billahi de. Biz halkçı olma mücadelesi verdik ve kazandık. Saraylılar ise zenginleşti. Çok zenginleşti. Artık fakirle fukarayla alay ediyorlar. Soğan, peynir, yağ onlar için komik şeyler. Allah'ımıza şükürler olsun ki, biz değiştik” ifadelerini kullandı.

Yazının Devamı

Korku çürütür

Korkular aslında bizi tehlikelerden korudukları ve hayatta kalmamızı sağladıkları için DNA’larımızla atalarımızdan aktarılmıştır. Vahşi yaşam şartlarında, diğer hayvanlar için bir av olan insan, “korkak” olduğu için türünü devam ettirebilmiştir. Bugün zekasıyla dünyanın en güçlü canlısı haline gelse de insanın fıtratı değişmedi elbette.

Çocukluğumuzda da korkutulmak eğitimimizin bir parçasıdır. Ailelerimiz, büyüklerimiz, öğretmenlerimiz, arkadaşlarımız tarafından korkutularak “büyürüz”.

Korku edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan HP Lovecraft “"İnsanlığın en eski ve en güçlü duygusu korkudur ve en eski ve en güçlü korku türü bilinmeyenin korkusudur" der. Gerçekten de onun öykülerini tüyler ürpertici yapan şey “bu dünyaya ait olmayan” varlıklar ve durumlardır.

Yazının Devamı

Kararsızlar kararlı olabilir mi?

Seçime 20 gün kaldı ama cumhurbaşkanı adaylarından herhangi biri yüzde 50 artı biri garantilemiş değil. Her gün yeni bir anket sonucu paylaşılıyor ve hala seçim sonucunu kararsızlar belirleyecek gibi görünüyor.

Anketlerde kararsız seçmen toplam seçmenin yüzde 10 ila 15’ini oluşturuyor. Yani üçüncü büyük parti Kararsızlar Partisi.

Bu seçmenin büyük bölümü, geçmişte iktidara oy vermiş, ama artık ülkenin iyi yönetilmediğini düşünüyor.

Yazının Devamı

Diyanet, provokasyon ve Sudan’da çatışmalar

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu “Kucaklaşmamız lazım, helalleşmemiz lazım” dedikçe saldırıya uğruyor. Dün Adıyaman’da mezar başında ellerini açıp dua ederken sözlü saldırıya uğradı, türbe ziyaretinde yuhalandı, türbede istenmediği söylendi. Konvoyundaki bir araca da AK Partili grup tekmelerle saldırdı.

Mezarlıkta kendisine “Bu Fatiha okumayı bilmiyor ki, sen buna neden Fatiha okutturuyorsun?” diye sözlü tacizde bulunan vatandaş hakkında Kılıçdaroğlu “Mezarlıkta acılı insan her şeyi söyleyebilir, yapabilir; acısına vermek gerekir. Lütfen o insanımızı da ifşa edecek şeyler yapılmasın, özellikle sosyal medyada sorumlu davranalım. Benim hakkım varsa ben helal ettim” dedi.

Mezarlık provokasyonu sırasında yanında olan bir gazeteci, sözlü saldırıya uğrayan Kılıçdaroğlu’nun gözlerinin dolduğunu aktardı. Hatta onu öyle görünce kendisinin de gözleri dolmuş. Her şeyi bir yana bıraktım, 75 yaşındaki bir insanı ağlatmak hangi dine, hangi vicdana sığar? *Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Sultanahmet Camii’ni miting alanına çevirdi. Cami cemaatinden ““Muhalefet Diyanet’i kaldıracakmış, bunları 14 Mayıs’ta siyasi mevta haline getireceğiz” diyerek oy istedi.

Yazının Devamı

İbn-i Haldun ve değişim

“Bir topluluk kendisini değiştirmedikçe Allah onları değiştirmez.” (Ra’d Suresi)

Ramazan Bayramı’nın bu ilk gününde bir İslam düşünürünü analım istedim. 14. Yüzyılda Kuzey Afrika’da yaşamış İbn-i Haldun, dünyanın pek çok önemli düşünürü tarafından modern tarihin, siyaset biliminin ve sosyolojinin kurucusu olarak kabul edilir.

Aynı zamanda bir devlet adamı olan İbn-i Haldun, Batı’da Ortaçağ yaşanırken yüzyıllar sonrasını aydınlatacak bir ışık kaynağıdır.

Yazının Devamı

Hak ettiğimiz gibi bayramları da göreceğiz elbet

Türkiye, hayatım boyunca deneyimlediğim en acı Ramazan ayını geride bırakıyor. Deprem felaketi, sadece kentleri yıkmadı, sadece on binlerin canını almadı, binlerce insanı sakat, yüz binleri evsiz bırakmadı; 84 milyonun güvenlik duygusunu yerle bir etti.

Kimse huzurla başını yastığa koyup uyuyamıyor. Evlerimiz artık en güvende hissettiğimiz mekanlar olmaktan çıktı. İlk sarsıntıda bize mezar olabilecek duvarlar arasında yaşadığımızı hissediyoruz ama hiçbir şey yapamıyoruz. Kiracı ev değiştirmeye kalksa astronomik rakamları ödeyemeyeceğini görüp oturuyor oturduğu yerde. Ev sahipleri binaları depreme dayanıksız çıkacak, evsiz barksız kalacaklar diye yüreği ağzında bekliyor.

Maslow’un ihtiyaçlar piramidinin ilk basamağına gerilemiş vaziyetteyiz. Barınaklarımızda güvenle barınamıyoruz. Huzurla uyuyup uyanamıyoruz. Devlete, kurumlara, belediyelere, müteahhitlere, yapı denetim firmalarına zerre güvenimiz kalmadı. Bir gecede medeniyet kurgusundan çıkıp doğal yaşam formuna geri dönmüş gibiyiz. Vahşi hayvanlar yüzünden gece gündüz korku içinde yaşayan, bir an tedbiri elden bırakmayan, sürekli arkasını kollayan avcı toplayıcı atalarımız kadar güvensiziz. Bunca medeniyeti bir dakikada tepemize insin diye mi kurduk biz? Neden Japonya’nın medeniyeti tepesine inmiyor? Yoksa biz hiç medeni olmadık mı?

Yazının Devamı

Ekonomi için de referandum

Seçim sürecinin çok önemli bir bölümünü Ramazan ayı içinde geçirdik. Kahramanmaraş depremlerinin arkasından gelen Ramazan’da da seçim heyecanı yaşayamadık. Muhalefet adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu daha çok iftar programlarında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ise açılışlarda ve televizyon programlarında gördük. Bayramdan sonra seçim çalışmalarının meydanlara ineceğini ve heyecanının artacağını tahmin edebiliriz.

Erdoğan, seçim kararını açıklarken, depremler nedeniyle Cumhur İttifakı olarak hazırladıkları müzikleri yasakladıklarını ve seçim çalışmalarını ikili görüşmeler şeklinde sürdüreceklerini söylemişti. Pek öyle dediği gibi olmadı. Açılışlar miting havasında geçti ve Erdoğan 40 ilde bizzat miting yapma kararı aldı. Üstelik bunları 25 günde yapacak. Fikrini değiştirenin de anketlerde görülen oy oranları olduğu anlaşılıyor. Erdoğan siyasi hayatının en zor seçimine gidiyor. Bu kez işler onun için iyi gitmiyor.

Erdoğan’ı en fazla zorlayan konu ekonomi. Hiçbir iktidar seçime bozuk ekonomi ile gitmek istemez. Var olan ahvalin seçim döneminde hissedilmemesi için tedbirler alıp en azından algıyı yönetmeye çalışır ve sorunları seçim sonrasına öteler. Bunu bile başaramadılar. Doğal olarak seçmenin endişeleri de artıyor: Seçim döneminde böyleyse, seçimden sonra bizi ne bekliyor?

Yazının Devamı

Kim bu teröristler?

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dün yine bir video yayınladı. “Kürtler” notuyla paylaşılan videoda, özetle, sosyal medyada kendisini hedef alan iktidara yakın hesapların, Kürtlere terörist muamelesi yaptığını söyledi.

İktidarın uzun süredir kullandığı “Altılı Masa’nın görünmeyen ortaklarının HDP ve PKK olduğu” propagandasının toplumda karşılığı da var ne yazık ki.

Sokak röportajlarında açıkça dile getirilen bu söylemin, çevremizde de benimsendiğini görebiliyoruz. Üstelik bunları dile getirenler sadece iktidar partilerinin seçmenleri değil. İktidara asla oy vermeyeceğini söyleyen çok sayıda seçmen de, bu propagandadan ciddi biçimde etkileniyor. Bunlar ya Muharrem İnce’ye oy vereceklerini ya da sandığa gitmeyeceklerini beyan ediyor.

Yazının Devamı

Korku mu, özgürlük mü?

Sandık başına gitmemize 27 gün kala, Türkiye’nin gündemi ekonomi ve kimlik meseleleri üzerinden yapılan tartışmalara odaklanmış durumda.

Dolar ve euro yeni haftaya rekorla başladı. Euro, 21,5375 seviyesine ulaşarak bir kez daha rekor kırdı. Yükselişini sürdüren dolar da 19,5662 ile tarihi zirvesini yeniledi.

Merkez Bankası’nın ilan ettiği kur ile piyasadaki kur arasında fark oluştu. Çoklu faizden sonra şimdi de çift kur durumu oluştu. Kurun seçime kadar tutulup tutulamayacağı merak ediliyor. Gözler kurda olacak.

Yazının Devamı

Sadullah Ergin tartışması neye işaret ediyor?

DEVA Partisi’nden Sadullah Ergin’in CHP listesinden aday gösterilmesi üzerine kopartılan fırtına, Altılı Masa adıyla siyaset sahnemize çıkan yapının ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gösterdi.

Altılı Masa zayıf bir fikir olduğu için yaşanmıyor bu durum, tersine çok güçlü bir fikir. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın içinde bulunduğu siyasi krize de alternatif bir çözüm oluşturuyor. Güçlü fikirlerin hayata geçirilmesi zordur sadece.

Postmodern kriz diyebileceğimiz, kimlikler üzerinden yaşanan “biz” ve “öteki” ayrışmasını aşmanın tek yolu, farklı kimliklerin hoşgörü içinde bir araya gelebilmesidir. Bir tarafın diğer tarafa kendini dayatmadığı, çoğunlukçuluğun değil çoğulculuğun mümkün olabildiği bir dünya kurmaktan başka bir seçenek bulunmuyor. İnsanlık bunu kabul etmediği sürece, siyasi ve onun neden olduğu sosyoekonomik krizler aşılamayacaktır.

Yazının Devamı

Kadınların seçimi

Türkiye’de kadın hakları mücadelesi 19’uncu yüzyılda başlar. 1886 yılında kadınlar "Şükûfezâr" isimli Türk ve Müslüman dünyasının ilk kadın dergisini kurdular. 2. Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e kadar geçen süreçte, kadınların toplumsal yaşamdaki konumlarına yönelik ciddi iyileştirmeler yapıldı. Çok sayıda kadın derneği, kadın gazetesi ve dergisi çıkarıldı.

Cumhuriyet döneminde kabul edilen Medeni Kanun ve kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi ise devrim niteliğindeki gelişmelerdir. Bu nedenle kadınlar Cumhuriyet’e ve Atatürk’e çok şey borçludur ama kadınların Osmanlı’da başlayan mücadelesi de unutulmamalıdır.

Türk milliyetçiliğinin kurucusu Ziya Gökalp “Türkçülüğün Esasları” eserinde Türk feminizmine bir bölüm ayırmış ve feminizmi övmüştü. Gökalp’in başını çektiği Türk milliyetçisi aydınlar, milletin özgürleşmesinin kadının özgürleşmesiyle mümkün olabileceğini savunuyordu. Atatürk de bu düşüncelerden etkilenmişti.

Yazının Devamı

Hangi ekonomiyi oylayacağız?

AK Parti’nin seçim beyannamesine bir göz gezdirdiğinizde, ülkede nelerin yanlış gittiğini görebiliyorsunuz. Bir muhalefet partisi hazırlamışçasına sorunlar tespit edilmiş. AK Parti, AK Parti’yi eleştirmiş diyebiliriz.

Aslında ne olmalıydı? 2018 seçim beyannamesinde vaat edilenlerin gerçekleştiği bir Türkiye’nin önüne yeni hedefler konmalıydı. Ama biliyorsunuz, başta ekonomi olmak üzere hiçbir konuda hedef tutturulamadığı gibi işler iyice kontrolden çıktı.

21 yıl sonra “Türkiye Yüzyılı için doğru adımlar” atmaya karar vermişler diyebilir miyiz? Maalesef onu da diyemiyoruz, çünkü sorunlar tespit edilmiş de bir çözüm sunulmuyor.

Yazının Devamı

Listeler seçim sonuçlarını etkileyecek mi?

Partilerin aday listeleri günlerdir tartışılıyor. AK Parti listelerine itirazlar teşkilatlardan geliyor. Diyarbakır’dan Konya’ya, Ordu’dan Şanlıurfa’ya kadar açıklanan adayların rahatsızlık yarattığı belli. Mesele sadece hemşerileri olmayan bakanların tepeden inme liste başına yerleştirilmesi de değil gibi görünüyor.

AK Parti ve MHP’nin seçime ortak liste ile gitmemesi halihazırda bir dezavantaj yaratmıştı. Cumhur İttifakı’nın bu tutum nedeniyle 15-20 vekil kaybedeceğini hesaplayanlar var. Şimdi de adayların yarattığı tepkinin, seçim bölgelerinde çıkarılacak vekil sayısını düşüreceği tahminleri yapılıyor.

Bu sabah Serbestiyet’te Mucahit Enes Turbil’in Konya ile ilgili analizini okudum. Durumu özetler nitelikteydi: “AK Parti’nin MHP ile ortak listede seçime girmemesinin ve birinci sıra adayına duyulan tepkinin Cumhur İttifakı’na Konya'da 2-3 milletvekili kaybettireceği yorumları yapılıyor. CHP’nin şehirdeki muhafazakâr çevrelerde karşılığı olan il başkanı Barış Bektaş’ı liste başı yapması CHP’nin vekil sayısını artırabilir. Ünal Karaman’la İYİ Parti küskün MHP’lilerin oylarını alabilir.”

Yazının Devamı

Hangi Türkiye Yüzyılı?

AK Parti’nin seçim beyannamesi ve milletvekili aday tanıtım toplantısı bugün yapılacak. Sloganları "Türkiye Yüzyılı için doğru zaman doğru adam" ve "Doğru adımlarla yola devam" olacakmış.

Belli ki seçim sürecinde İHA’lar havada uçacak, SİHA gemileri denizleri aşacak, TOGG duble yollarda arzı endam edecek, hamasi söylevlerle coşulacak.

Muhalif kesimler istedikleri kadar “Yahu etin tadını unuttuk, soğanı tane ile alır olduk, SİHA mı yiyeceğiz, TOGG mu alabileceğiz?” diyedursun.

Yazının Devamı

Seçmen demokrasiye dönüşü oylayacak

Aday listelerinin de açıklanmasıyla 2023 milletvekilliği seçimine de gerçek manada start verilmiş oldu. Bu seçimde meclis aritmetiği yeniden önemli olacak. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle önemi azalan parlamento, şimdi yine kritik konumda.

Bunun birinci nedeni Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması halinde, seçmenin Meclis çoğunluğunu sağlayan adaya yönelme olasılığı. Diğer bir sebep ise Meclis’in çok parçalı bir yapıda oluşacağına dair tahminler. Görünen tablo, bir partinin ya da ittifakın Meclis’te ağırlık oluşturamayacağını gösteriyor. Cumhurbaşkanı kim olursa olsun Meclis’i dikkate almak zorunda kalacak. Bence bu demokrasimiz adına olumlu bir gelişme olacak.

Demokrasi demişken, bu seçim daha fazla otoriterlikle daha fazla demokrasi arasında yapılacak. Tüm gücün tek adamda toplandığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu sisteme rekabetçi otoriterlik diyen de var, sultanizm diyen de. Ne dersek diyelim, dozu her geçen gün artan bir otoriter rejimle yönetildiğimiz tartışma götürmez.

Yazının Devamı

Pahalılıktan kim sorumluydu sahi?

Marketlerde ürünlerin üzerine yapıştırılan “Bu ürün size pahalı mı geldi? Erdoğan sayesinde" çıkartmalarını hazırlayan görsel iletişim tasarımcısı Mahir Akkoyun, dün gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı.

Sulh Ceza Hakimliği, ifadeyi alan savcının adli kontrol şartıyla bırakılması talebini de reddetti.

Savcı, Akkoyun’u “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “Seçim Kanunu’na muhalefet etmek”le suçlamıştı. Hakim, aynı fikirde değilmiş demek ki.

Yazının Devamı

Matreniçkadan darağacı yaratmak ve KKM faizleri

Seçimlere sayılı günler kala ekonomi konuşulmasın diye seccade konuştuk günlerce. Şimdi de istiyorlar ki Kılıçdaroğlu’nun seçim pankartındaki darağacını(!) konuşalım.

CHP’nin 4 Nisan’da düzenlediği Trabzon mitingi sırasında kullanılan pankartta görülen matreniçka bilekliği asılı dalın darağacı olduğunu ve Yassıada zihniyetini yansıttığını söylüyorlar. Sosyal medya trolleri değil bahsettiğimiz iddianın sahipleri. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik!

Aynen şunları söyledi Çelik: “Bugün söylediğiniz sözler, bugün kullandığınız üslup; seccadeyi ayakkabıyla çiğnemekle başlayan, darağacı gösteren pankartı Trabzon mitinginde asan ve kürsüye kurşun dizmeye kalkan Yassıada zihniyetinin boy göstermesinden başka bir şey değildir.”

Yazının Devamı