İyileşme hikayem

Basın sektörü sürekli değişen gündemiyle oldukça yoğun bir tempoya sahip. Nokta Medya ise yeni döneminde şehir için faydalı işler yapmaya gayret eden, her gün bir şeyler üretmeyi çabalayan bir kurum olunca yoğunluğumuz hiç eksik olmuyor. Bu yoğunluk ben dahil tüm arkadaşlara heyecan veriyor. Kurum olarak bu hareketli tempoya alıştık artık.

Ben yapı itibariyle çok hasta olan bir insan değilim. Çalışma hayatım boyunca bugüne kadar hiç rapor almamışımdır mesela. Ancak Ramazan Bayramı’nda başlayan soğuk algınlığım sebebiyle bayramı hasta geçirmiştim. Sonra iyileştim.

Ne var ki birkaç gün sonra, geceleri uykumu bölen inatçı bir öksürük başladı. Sesim kısıldı ve bedenime çöken halsizlik beni iş yapamaz duruma getirdi. Gittiğim doktor ciğerlerime inen enfeksiyon sebebiyle bana 4 günlük bir rapor yazdı.

Bazen beden ‘dur’ der. Tam olarak onu yaşadım.

4 gün boyunca ilaçlarımı alarak evde dinlendim ve iyileşerek bugün işime geri döndüm. Cuma gününden beri süren hastalığım uzun süredir ihmal ettiğim bir alışkanlığıma geri dönmemi sağladı. Orta okul yıllarımdan beri her gün en az 50 sayfa kitap okumayı kendime alışkanlık edinmiştim. Ancak son zamanlarda iş temposundan ve koşuşturmalardan kitapları elime almadığım günler yaşadım.

Uzun süredir okumayı ertelediğim Danimarkalı yazar Tove Ditlevsen'in Çocukluk, Gençlik ve Bağımlılık kitaplarından oluşan Kopenhag üçlemesini bitirdim. Gerçekten çok sevdiğim beni etkileyen bir okuma deneyimi oldu. Ditlevsen’in kitapları kendi yaşam hikayesini şeffaf bir şekilde anlatıyor.

İçinde bulunduğu dönemde kadın bir şair olan Tove’nin çocukluk anılarını, gençliğini ve bağımlılığını okurken kendi geçmişinizle göz göze gelmeniz kaçınılmaz.

Sonra bizden Anadolu’dan bir şeyler okumak istedim. Yaşar Kemal’i çok severim ama Teneke ve Yılanı Öldürseler kitaplarını okumamıştım. Her zamanki gibi müthiş bir zevk aldım Yaşar Kemal’in satırlarından... Köklerimizi hatırladım...

Birkaç senedir İran edebiyatının önde gelen düzyazı ve hikaye yazarı Sadık Hidayet ile tanışmak istiyordum. Nihayet Kör Baykuş’u okuyarak yazar ile tanıştım. Şimdiye kadar yaptığım en olağandışı okumalardan oldu. Gerçeküstü imgeler açısından çok zengin olan Kör Baykuş’u anlamak ve anlatmak zor... Karabasanlı rüya tadında, sizi rahatsız edecek bir kitap olmasının yanı sıra sayfaları edebi kalite kokuyor.

Ve sonra dün akşam 37 sayfalık Fransız Yazar Annie Ernaux’a ait Genç Adam’ı bitirdim. 2022 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi olan Ernaux’un kütüphanemde kalan son kitabını okudum... Annie Ernaux’un yalın bir dili var. Kitaplarını okuması oldukça kolay ve keyifli. Ya da Sadık Hidayet’in ağdalı cümlelerinden sonra kafamı biraz rahatlattı diyebiliriz...

Evet hastaydım. Ama bu 4 gün benim için sadece iyileşme süreci olmadı. Kendime döndüm. İyileşmemde ilaçlar kadar kitapların da katkısı var. İşte bu da benim iyileşme hikayem. 4 günde okuduğum bu 7 kitap zihnimi yumuşattı, dinlendirdi. Bu arada yazıda geçen tüm kitapları şiddetle tavsiye ediyorum. Şimdi yeniden koşuşturma zamanı...