Ne Galatasaray, ne Fenerbahçe tek gerçek ahlaktır

Cengizhan Göksu

Cengizhan Göksu

Tüm Yazıları

Selamlar sevgili okurlarım bu yazımda hemen hemen herkesin ilgi duyduğu bir spor dalı olan futbol ve ahlak konusunu ele almak istedim.

Futbol, milyonları peşinden sürükleyen bir oyun. Sadece bir spor değil, aynı zamanda bir kültür, bir tutku ve bazen de bir hayat tarzı. Ancak bu oyunun içinde her zaman tartışılan bir mesele var: Ahlak!

Futbolda ahlak denildiğinde akla ilk gelen şey, sahada adil bir oyun oynanıp oynanmadığıdır. Ama mesele sadece bununla sınırlı değil. İşin içine sahtekârlık, hakem kandırmacaları, sert fauller, haksız kazançlar, şike, taraftar olayları ve futbol ekonomisi girince, "Bu oyunda ahlak ne kadar önemli?" sorusu ister istemez akıllara geliyor.

Sahada Ahlak: Kazanmak İçin Her Yol Mübah mı?

Bir futbolcu, rakibini aldatmak için kendini yere attığında veya hakemi kandırarak haksız bir penaltı kazandığında, bunu "oyunun bir parçası" olarak mı görmeliyiz, yoksa "ahlaksızlık" mı demeliyiz? Bugün birçok teknik direktör ve futbolcu, "Rakibin yapıyorsa biz de yapmalıyız" mantığıyla hareket ediyor. Peki bu, sporun ruhuna uygun mu?

FIFA ve UEFA gibi kurumlar, fair-play kavramını sürekli öne çıkarsa da pratikte bu ne kadar uygulanıyor? Bir futbolcunun rakibine bilerek sert bir faul yapması, sonra da masum bir yüz ifadesiyle "Ben bir şey yapmadım" demesi ne kadar etik? Hakemin hatalı kararını kendi lehine kullanmak, kazanmanın bir parçası mı olmalı?

Şike ve Kirli Para Düzeni

Futbolun saha içinde ahlaki problemleri olduğu gibi saha dışında da büyük sorunları var. Şike olayları, bahis skandalları ve kirli para aklama konuları, futbolu çirkinleştiren unsurların başında geliyor. Futbolun ticari bir sektör haline gelmesiyle birlikte, birçok kulüp etik değerleri bir kenara bırakıp sadece kâr-zarar hesabı yapıyor.

Bazı futbol kulüpleri, oyuncularına maaşlarını ödeyemezken, bazı yöneticiler büyük sponsorluk anlaşmalarından milyonlar kazanıyor. Adalet nerede? Taraftar, gönül verdiği takımın şike skandalına karıştığını öğrendiğinde, ne yapmalı? Takımına sırt mı çevirmeli, yoksa bu kirliliği görmezden mi gelmeli?

Taraftar Kültürü ve Ahlak

Bir diğer önemli konu ise taraftar ahlakı. Maç izlemek bir eğlence mi, yoksa bir savaş mı? Bir takımın yenilmesi, rakip takımın oyuncularına ve taraftarına küfür etmek veya fiziksel saldırıda bulunmak için bir sebep mi olmalı? Tribünlerdeki şiddet olayları, futbolun bir spor olmaktan çıkıp, bir savaş alanına dönüşmesine neden oluyor.

Bugün, sosyal medyada bile futbol taraftarlarının birbirine hakaret ettiğini, hatta futbolculara ırkçı veya tehdit içeren mesajlar attığını görüyoruz. Peki, bir spor dalı insanları birleştirmek yerine neden bu kadar kutuplaştırıyor?

Sonuç: Ahlaklı Futbol Mümkün mü?

Futbol, dünyanın en güzel oyunlarından biri. Ama bu oyunun içinde adalet, centilmenlik ve etik olmazsa, her şey çirkinleşiyor. Bir takımın kazanması, tüm değerlerden daha önemli hale geldiğinde, futbol sadece "kirli bir iş" olmaya başlar.

Belki de futbolu gerçekten seven herkes, önce şu soruyu sormalı: Kazanmak için her yol mübah mı, yoksa bir oyun kaybetmekten daha önemli şeyler var mı?

Gerçek futbol ruhu, sadece kupalar kazanmak değil, onurlu bir şekilde oynayıp kazandığında sevinmek, kaybettiğinde de rakibini alkışlamaktır. Eğer bir gün futbolun ruhu tamamen kaybolursa, geriye sadece ticari bir sektör ve sahtekârlıkla dolu bir oyun kalır. İşte o zaman, futbol artık futbol olmaktan çıkar!
Vesselam..

fenerbahçe Galatasaray ahlak
Yorumlar (1 yorum) Yorum yapmak için tıklayınız
Yükleniyor...