Tokun gözünde açın karnı yoktur

Cengizhan Göksu

Cengizhan Göksu

Tüm Yazıları

Bazıları için hayat bir sofradır; çeşit çeşit yemekler, altın tabaklar, kristal bardaklar... Otururlar başköşeye, önlerine ne serilirse silip süpürürler. Sonra da döner, pencere camının ardından sokaktaki çocuğa bakar gibi bakarlar hayata. Tok insanın aç insanı anlaması bu kadar sığdır işte: Bir cam kalınlığında merhamet, bir vitrin mesafesi kadar vicdan...

Açlık, sadece midedeki boşluk değildir. Açlık, çaresizliktir. Kimsesizliktir. Her sabah “bugün ne yiyeceğim?” diye düşünmektir. Ama tok olan bunu bilmez, bilmek de istemez. Bilse bile, empati değil acıma duygusuyla yaklaşır; bu da yaranın üzerine tuz basmaktan başka bir şey değildir.

Tok, yardımı "lütuf" gibi sunar. Aç ise alırken bile ezilir. Çünkü bu düzen öyle kurulmuştur: Aç karnını doyururken bile minnet duymalıdır. Oysa gerçek adalet, tokun açla eşit hissettiği andan sonra başlar. Ama nerde o duygu, nerde o vicdan!

Sosyal medyada bir tas çorba paylaşarak vicdanlarını yıkamaya çalışanlar, marketten aldığı üç poşet erzağı büyük bir lütuf gibi görenler, yardım kolisi yaparken üzerine kendi adını yazdıranlar... Siz toklar, açlığı anlamazsınız çünkü aç kalmadınız. Açlık sizi hiç yoklukla tanıştırmadı. Hiç çocuğunuza "yok oğlum, bugün de ekmek yok" diyemediniz. Diyemediğiniz için de susun!

Açlık yaşamın gerçeğidir. Ama toklar için sadece bir haber bülteni malzemesidir. Kendi karnı doyduğu sürece, başkasının açlığı onları ilgilendirmez. Çünkü tok, acıkanın isyanını “nankörlük” sanır. Halbuki aç insan isyan etmez, sadece yaşamak ister.

Unutmayın, sofradaki ekmek kadar, adalet de paylaşılmadıkça bayatlar.

Vesselam..

Açlık Kimsesizlik Empati
Yorumlar (1 yorum) Yorum yapmak için tıklayınız
Yükleniyor...