Nasılsınız? Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Bir dostça el uzatıp, gözlerinizin içine bakarak bir kahve içimi boyunca sizi dinlemek istesem, nasıl gidiyor desem, ne dersiniz, neler anlatırsınız? Neler paylaşırız?
İstikrar, ne kadar mütevazi bir kelime ise, hayatımızın en rutin işlerini yapmak için bile önemi o derece çok ve mühim. Yaşama başlıklı asıl işimizi sürdürmek için asli, olmazsa olmaz bir olgu. Sahi asıl işimizi unutmuyoruz değil mi? Öyle boşa, sadece nefes alarak değil, mutlulukla, hedefle, gelişerek, büyüyerek, her anlamda zenginleşerek yaşamak. Fayda sağlayarak, sevinerek, üreterek, paylaşarak, çoğaltarak yaşamak. Konu "Nefes alıp veriyoruz işte" seviyesinde kalırsa yaşamanın tanımı, bu sıkıntı ve pek çoğumuz bir sebeple böyle hissediyor olabiliriz.
Eurostadt'a göre Avrupa sınırları içinde enflasyon % 2.4'e gerilemiş durumda Mart 2025 itibariyle. Bizimki ise % 39.05 oldu. Avrupa Birliği Ülkeleri ve Avrupa Birliği Bölgesi Ülkeleri ortalamasının 16 katı bir enflasyonla hayatta kalmayı başarmak da gerçekten önemli bir başarı. Kendimizi, her bir firmayı, bireyi, anneyi, babayı, büyük sanayiciyi, küçük esnafı, KOBİ sahiplerini tek tek tebrik etmeliyiz aslen ayaktaysak. Bu enflasyon oranı ve daha yüksekleri ile aylardır mücadele ediyoruz. Çok dalgalı bir denizde yüzmek gibi. Bazen dalga boyları öyle sağa sola salvo atarak devleşir ki, yüzmeye çalışan kişi, nefes almak için yukarı çıkamaz, dalga inene kadar nefesini ekonomik kullanmayı başaramaz. Bir keresinde dalga beni öyle savurdu ki, yönümü değiştirdi ve ben gökyüzünün nerede olduğunu bulamadım bir süre. Bulup çıktığımda son gücümü kullanıyordum. Ekonomik kriz ya da istikrarsızlık, bu dev dalgalar gibi sağa sola savurur, dünyasını değiştirir, yönünü kaybettirir insana ve hayatta kalmak bir başarı hikayesi olur böyle durumlarda.