Eski şehirler

Ben doğma büyüme İstanbul'luyum. Beyoğlu'nda doğdum. 4 Yaş-16 yaş arasını Acıbadem ve Kadıköyde, sonrasını da çok uzun yıllar Beşiktaş'ta biraz da Selamiçeşme'de geçirdim. Anadolu yakasında, Tuzla'ya, Avrupa yakasında da, İkitelli'ye kadar olan her yerini bilirim. Ama ancak olduğu gibi kalanı bilebilirsiniz değil mi? Taşınanı ya da tanınmayacak halde değişeni ne yapacağız? Hafızamızın içinde eski halleirni kuş tüylerine sararak koruyacağız muhtemelen. Dğeişimin savunucularını bile ağlatan bir kötü dönüşüme kurban gitti uzun yıllar İstanbul. Bu yüzden İstanbul'un baba yadigarlarını takip etmek çok zor. Ya yok oldular maalesef, ya tanınamayacak kadar dönüştüler. Birkaç ziyaret durağı var özümüz gibi bakmamız gereken, Kadıköy'de, Beyoğlu'nda, Beşiktaş'ta, Eminönü'nde sadece 7-8 lokasyon, dükkan, hatıra duğaı kaldı diye hatırlıyorum. Eski mahallesine gidip de eski okulunu bildiği adıyla bulabilen insan sayısı çok da fazla değil.

Çocukluk döneminde de olan, şimdi bulabileceğimiz tanıdık kokular, tanıdık tatlar, tanıdık mekanlar anlamında İzmit hala şanslı diye düşünüyorum. Olduğu gibi kalabilen ve yaşayan bu noktaları - çok sevilen ve hala eski canlılığında yaşayan birkaç noktaya sahip benim görebildiğim, tanıdığım kadarıyla- çok iyi koruması gerek İzmit'lilerin.

Hikmet Kolonya'ları lokasyon avantajı ile tanıştığım, tanıdığım, sevdiğim Vintage diyebileceğimiz bir dükkan örneğin. Harika kokular üzerine kurulu bir mutluluk alanı. Yüzleri hep gülsün isteyeceğiniz insanların işlettiği, incelikli bir yönetim anlayışı ve güleryüzlü müşteri yaklaşımına sahip. Baba yadigari HİKMET kolonyalarını ziyaret ettiğim her seferde, eğer biraz boş vakti varsa, Emine hanım'In İzmit'in biraz eski zamanlarını da anlattığı çocukluk hikayelerini dinlemeyi çok severim.

Bir hikaye örneğin, Kapanönü'ndeki bir saatçi dükkanının orada eski zamanlarda yer alan bir yer kapağı ya da kapısından girip, Yeni Turan'dan çıkabildikleri yer altı yolları ile ilgiliydi. Bizans zamanından kalma mı, Osmanlı döneminden kalma mı, şimdi maalesef kimse bilmiyor. Çünkü kapatılmış. Üzerine toprak atılmış. Ne ilginç değil mi? Şaşkınlıkla dinledim. Ne müthiş bir hikayesi var kimbilir.

Sonra, çocukluğunda SEKA'dan denize açılan babasının gördüğü, deniz altındaki sütunlardan bahsetti. Kayıkta otururken, denize doğru bakınca görülebilen, denizin altındaki sütunlar... Aklım uçtu. Şimdi neredeler? Ne oldu onlara ve bu yer altı yollarına acaba? Peki başka neler var?

Şehir hafızasının korunmaya çalışıldığı birkaç nokta var. Tarihi Koridor harika bir fikir. Daha çok olmalı. Çünkü anlaşılan burada daha ne masalsı -ya da korkutucu- hikayeler var. Masalsı olmasını tercih ederiz tabii.

Nerede yaşadığınızı bilmeniz önemlidir. Kimler vardı sizden önce, ne oldu orada, neler yaşandı. Bu farklı bir bilinç kazandırabilir içinde yaşadığımız kentle ilgili. Birini hikayesi ile seversiniz. Öyle meta olarak sevmek birini imkansızdır. Kentler için de bu böyle. Birilerinin kentin hikayelerini anlatmaya devam etmesi önemlidir. Kentin gazetecileri, özgür basın, özgür zihin ve kalemler, yerlileri, esnafı, yaş almış aydınlık zihinleri, tarafsız bir şekilde, parçası oldukları kent hikayelerini aktarmalılar ki insanların bir parçası olmaya devam etsin kent, tüm tarihiyle.

Bu neden önemli?

Geçtiğimiz hafta sonu Mirgün Cabas'ın Youtube Kanalına konuk olan gazeteci Fatma Sibel Gürcihan, Fikirtepe'nin eskiden ne olduğunu hatırlattı herkese. Fikirtepe, öyle naif ruhlara göre bir yer değildi pek. Hemen hemen hiçbir zaman. Tehlikeli bir sosyolojik alt yapısı ve nadir de olsa ilginç eski birkaç ailesi vardı. Üzerine rezidanslar kurdular. Sonradan gelen biri için, örneğin beyaz yakalılar için, çok kötü sürprizler oldu dedi gazeteci Fatma Sibel Gürcihan. Bilseydiniz, bu kent hafızası aktarılıyor olagelseydi, orada kurulan bir bit pazarında Ahmet Minguzzi'yi, o naif ve kibar çocuğu, ne kimse götürürdü, ne kendi giderdi, ne de muhatap olurdu kimseyle, tehlikeyi bildiği için.

KENT HAFIZASI, o kentli olanların sorumluluğundadır. Anlatırsanız dinlenir. Aktarılır. Kültür aktarıldığı sürece var olur. Kent ruhu, çarpıtılmadan, görmezden gelinmeden, anlatıldığı ve aktarıldığı sürece yaşar ve sizi korur. Ya da koruyamaz...

Ramazan Bayramı İzmit Fikirtepe kent
Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız