Türkiye ve üretken yapay zeka

TÜSİAD Dijital Stratejiler ve Yeni Teknolojiler Çalışma Grubu tarafından, PwC Türkiye işbirliği ile hazırlanan rapor, Üretken Yapay Zeka Devrimi ve Türkiye'nin bu konudaki konumuna mercek tutuyor.

Yapay zekanın ekonomik etkisi iki temel dinamik üzerinden şekilleniyor. İlk olarak otomasyon ve gelişmiş işgücü yetkinlikleri, işletmelerin verimliliğini arttırarak hata oranlarını düşürüyor ve ve maliyet optimizasyonu sağlıyor. İkincisi ise kişiselleştirilmiş yapay zeka destekli ürün ve hizmetler tüketici talebini yönlendirerek sürdürülebilir büyüme ve yeni pazar fırsatları yaratma şansına sahip. Ölçek olarak Sanayi Devrimi sıçramasına benzer bir sıçrama sağlaması beklenen dev bir dönüşüm bu.

Türkiye özelinde üretken yapay zeka uygulamaları özel sektör tarafında önemsenmekle birlikte çok da fazla uygulama yok 2025 yılı itibariyle. Olan uygulamalar da pilot aşamasında, bu rapora göre. Bununla birlikte her 4 şirketten 3'ü önümüzdeki 2 yıl içinde, üretken yapay zekayı iş ve operasyon süreçlerine entegre etmeyi hedefliyor.

Üretken yapay zeka, bir verimlilik aracı olmanın ötesinde, iş modellerini yeniden tanımlamak için bir kaldıraç görevi görecek önümüzdeki günlerde. Erken benimseyen şirketler hız, inovasyon ve veri odaklı karar alma süreçlerinde rekabette avantajlı duruma geçecek. Bunu atlayan firmalar ise maalesef rekabet gücünü kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacak.

Küresel çapta, yapay zeka yatırımları, işgücünü daraltmaktan çok, genişletmekte.

Yine küresel çapta, CEO'ların yüzde 56'sı yapay zeka uygulamalarının verimlilik artışı sağladığını, belirtti yüzde 32'si gelirlerini arttırdığını, yüzde 34'ü ise karlılık üzerinde olumlu etkiler yaptığını söylüyor.

Bu küresel trendi kaçırma şansımız yok.

yapay zeka TÜSİAD Verimlilik
Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız