Vicdan ve Nefsin Savaşı
Hayvan ve insan ilişkisi, etik, felsefe ve sosyoloji gibi birçok alanda tartışılan önemli bir konu. Yaşayan, canlı bir varlık için düşmanca hisler beslemek, korku kaynaklı değilse, yani bir tehlike söz konusu değilse, yetiştirilen ortam ve insanlar ilgili bir bias. Çoğunlukla haksız bir önyargıdan kaynaklanan yanlış, çok yanlış bir yetiştirilme yöntemi.
İnsanın çok yanlış, çok hatalı, hatta hastalıklı-bir nevi delilik düzeyinde- ön yargıları yüzünden neler yaşandığını hatırlayalım.
Siyahi insanları köle pazarlarında bir hayvan gibi alıp satmak. Onları ikinci sınıf bir varlık, hatta eşya gibi gören ve kendini çok haklı, akıllı ve doğru bulan insanlar, yüzyıllarca durdurulmadan egemen bir hayat sürdüler.
Kadınların köle gibi at pazarından alınır gibi alındığı dönemlerde egemen insan, kendini çok doğru ve haklı buluyordu.
Orta çağ karanlığında, bitkilerle şifa ve ışık arayan şifacıların kadın olanlarını yakarken de cennete gideceklerini düşünüyorlardı .
Kedilerin şeytan olduğunu düşünen ve onları yakan, öldüren Avrupa, müthiş bir haklılık hissediyordu bunu yaparken. Sonra Veba helak etti çoğunu.
Bu liste, insan yanılgıları için sadece bir başlangıç noktası üstelik.
Gebze Barınağı nöbeti tutan gönüllüler, hayvanların yaşama hakkını savunanlar, arılar ölürse biz de ölürüz diyenler, balıkları kapanla avlamayın ki, yaşamaya, yolculuk etmeye, üremeye devam edebilsinler diyenler, işte böyle bir Orta Çağ karanlığı ve cahilliğine benzeyen durumlarla mücadele ediyorlar.
İnsan ne kadar yanılabilir? Uzun vadede öğrenilen dersler oluyor elbette. Ağır cezaları ile birlikte öğreniliyor ama.
Martin Buber: “İnsan, sadece kendi vicdanıyla değil, aynı zamanda başkalarının vicdanından da sorumludur” diyerek vicdanın bireysel bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olduğunu söyler. Düşünmeye değer değil mi?
Vicdanınla mücadele eden şey, nefsin.
“Kalbin sesini dinle, o sana doğru yolu gösterecektir.” Mevlana
Nefsinle her gün girdiği mücadeleyi kazandığı sürece elbette.
Yaşam hakkı savunucuları, Allah’ın yarattığı tüm canları korumak için, katletmeden önce bir düşünmeye davet ediyor insanları. Bir vicdan muhasebesine davet bu. İnsanın evrimi devam ediyor. Daha öğrenecek çok şey ve evrilecek çok insan modeli var muhtemelen.
Unutmayalım ki, bir cana merhamet etmeyen insan, kendini türüne de merhamet etmeyecektir.
“Bir hayvanın acı çekmesi, bir insanın acı çekmesinden daha az önemli değildir” Schopenhauer