Yalova
Yalova'dan taziye için yola çıkan aracın sahibi kaputa vurmayınca, Osmangazi Köprüsü'nü motora yakın bir yerde tutunarak geçirmiş 2 aylık kediye, Yalova adını verdik.
Körfezkent'te yürüyüş yapan site sakinleri ağlayan yavru kedi sesi duyunca, araç sahibi arandı ve Yalova motordan kurtarıldı. Sonrasında, daha bu 66 kilometrelik mucizevi yolculuğun imkansızlığını düşünmeden yuva aramaya başladık Yalova'ya. Önce bulan gönüllümüzün evinde kaldı bir süre. Yetişkin ve kedi sevmeyen huysuz oğlu kadıncağızı ağlatacak kadar şikayet edene kadar. Sonra ağlayarak köye giderken kediyi bana bıraktı çaresizlikle. Benim zaten kendi 4 çocuğum varken bir de sara hastası ve kör bir kediye bakıyorken, Yalova adlı minik sarı fırtınayı yine de misafir ettim. Yuva da bulduk. Ama "Çok hareketli" şikayetiyle geri geldi minik bir gün sonra. Arayışımız devam ederken ve Yalova evdeki kör kızla oynamaya çalışırken, bir yuva daha bukduk. Ta Karasu'daydı aile, kızları lise öğrencisiydi ve fotoğraflarına aşık olmuştu. Atladık 120 km yolun ötesindeki yeni yuvasına taşıdık Yalova'yı. Bir sevinç, bir mutluluk. Derken 3 gün sonra evin annesinin alerjisi çıktı, evin babası istemedi, kızları ağlarken üzüntüden, biz de onu geri getirmek ya da yeni bir yuva bulmak için çalışmaya başladık üzüntüyle.
Yalova da minik kapalı ama muhtemelen soğuk bir balkonda bizden haber bekliyor. Gönüllüler aradık. Sokakta yaşayamayacak bir miniğe, bir kapı bulamadık ezcümle.
SATIN ALMA, SAHİPLEN
Etrafta yaşama tutunmaya çalışan binlerce minik yavrudan biri YALOVA. Ekonomik şartlar zorlaştıkça, sokaktaki hayvanları zor zamanlarda doyuran ve tedavilerini yaptıran insanların da eli ayağı çekilmeye başladı sokaklardan. Besleme yapan ve hayvanları gözeten gönüllüler bu değişimi gözlemleyebiliyor.
Çok zor ekonomi şartları, hayat pahalılığı ve ücretlerin hiç de komik olmayan ama şaka gibi düşük olan seviyesi, kalbi büyük insanları daha çok zora sokuyor. Gıda fiyatları yüzde yüz artarken- örneklem olarak, yoksa son 2 yıldır hepsi katlanarak, yani yüzde 300-400 seviyelerinde arrtı elbette- yem ve mama fiyatları onun 4 katı kadar arttı. Çok acımasızca zam yapılan ve ellerin titremediği bir ürün kalemi sanırım bu. Bu durumda orta ölçekli bir ailenin hayvanlara merhamet duan annesini ve aynı ailenin kedileri, kuşları, köpekleri ve tüm canları seven genç çocuğunu, sevgi ile zorunluluklar arasında tercih yapmak zorunda bırakıyor. Sokaklara terkedilen onlarca sahiplenilmiiş ya da satın alınmış cins hayvanın hepsi zorunluluktan terk edilmemiştir ama çok yüksek bir kısmı ekonomik şartların zorluğu nedeniyle bırakılmıştır muhtemelen. Bu kolay bir karar değildir asla. İnsan olan için tabii. AMa iki ayaklı bir tür de var tabii insanlarla birlikte yaşayan.
Satın alma Sahiplen kampanyaları, üretim hayvanların ne zorluklarla ve annesinden süt çocuğu iken daha, annesi bir daha doğursun diye çiftleşmeye götürüldüğü için koparılan masum kedi ve köpeklerin üretimine son vermek için bir çığlıktır. Mal gibi alınıp satılan ve anneden koparılan bu minik yavruların bir çoğu çok güzel ama hastadır. Üretim cinslerin iskemik sistem, dolaşım sistemi, sinir sistemi sorunları olduğu söylenir, anlatılır. Ama bunu bir sınıf atlama unsuru olarak görenler parası neyse verip almak istiyorlar hala. "Zaten doğmuştu ve parasız aldım bir tanıdıktan" diyenlere de "Peki o tanıdık kısırlaştırmak yerine neden hamile kalmasına izin veriyor ve bu ölümcül zinciri sürdürüyor?" diye sormak gerekli diye düşünüyorum. Sormazsak, sorgulamazsak, her şey kötüye gidiyor unutmayalım ki...
Ama sokak canları için sokaklar cehenneme dönmüşken, bir yavruya yuva olamaz mıydınız acaba? Bir minder, bir lokma mama, bir baş okşama ile hayatta kalabilecekken, çok zor şartlar altında bir ölüm ya da toplama, öldürülme, tekmelenme, eziyet görme ve ezilme sonucu hayatını kaybeden çoğu sokak canına biraz merhametle bakabilir miydiniz cins köpek diye tutturmadan önce siz ya da çocuğunuz? Sevgi sınırsızdır. Sana ait olanlar dışında, başka bir cana sevgi duyamıyorsan zaten o alışveriştir, sevgi diyemeyiz bence. Senden olduğunu düşündüğün şeye sevgi, kendini sevmek başka hiçbir şeyi sevmemektir bence. Sadece kendini sevenleri de, kendi çocukları dahi sevmez. Böyle bir sevilemezlik nişanıdır o işte, auralarında ölene kadar taşıdıkları. Örnekleri siz de görmüşsünüzdür.
VEREN EL OLMAK, HERKESİN HARCI DEĞİL
Paylaşma kültürü, zaten ailede varsa ve şartlar da sizin için zor değilse, ancak ergenlikten sonra oturan bir kültür. İçinde bulunduğunuz aile, mahalle, arkadaşlar, okul, eğitimciler, öğretimciler ne kadar gerçek ve iyi insanlarsa, sizde paylaşma kültürü o kadar yerleşir. İyi olmayan insanlara zaten kimsenin ihtiyacı yok. O halde iyiliği ve iyileri çoğaltalım. Paylaşma kültürü yaşatır. Sadece hayvanları ve doğayı değil, seni de yaşatır. Aslında bu olmadan bir millet ya da topluluk da olmak imkansızdır. Veren eliniz yoksa, sadece alan elle, kimsenin işi olmaz, doğanın da. Sevilmediklerini için için hissetmeleri de bundandır bu insanların.
Gelelim Yalova'ya
Karasu'da bir yazlıkçı balkonunda, onu almamızı bekleyen Yalova, tüm bu gezdiği coğrafi lokasyonlar, insanlar ve yüzlerden bir şeyler öğrendi, henüz iki aylık bir melek olarak yaşadığı yeryüzünde. Bunları kaydetti minik zihnine, korku dolu gözleriyle. Bu kayıtlar emin olun, bir gün hesap defterinde herkesin yüzüne okunur. Ayıbın tenhada yapılması, ayıpların saklı olacağını garanti etmez. İyilik tertemiz bir kalple yapılır. Tereddüt, sizin henüz veren el olacak kadar tekamül etmiş bir ruh olmadığınızı gösterir ve bunun yine de sizin sınavınız olduğu gerçeğini değiştirmez. İyilik fırsatı ve sınavlar sipariş üzerine gelmez. Karşınıza çıkar. EN olmadık anda sınanırsınız. Aması olmaz. Sınavdan kalınca, kalırsınız. Geri dönüşü de olmaz hiçbir sınavın, hepsi tektir, özeldir. Yalova'yı Allah bizi test etmek için göndermiş olsa ve hemen yanına alacak olsa örneğin, ancak bu kadar kötü bir sınavdan geçmiş olabilirdik. Karasu'da bazı gönüllülerden yardım istedik uzun yol yolcusu minik için. Kalıcı ya da geçici yuva arıyoruz tez elden.
Biz gönüllüler bu sınavı nasıl atlatacağız bakalım.
Gönülsüzler zaten sınavı terk ettiler ve bir sınav şansları daha olmayacak muhtemelen.