AK Parti Kartepe kongresinde gözden kaçmaması gereken şeyler var!
Hafta sonu Kartepe’de AK Parti’nin 6. Olağan Kongresi’ni takip etme fırsatı buldum. Kartepe’deki etkinliklere hangi parti olursa olsun daha istekli gidiyorum. AK Parti’de de diğer partilerde de dostlarım var. Cumartesi günü çocukluk arkadaşım, dostum Mustafa Kılıç oradaydı annesi çok sevdiğim Nebahat teyze de. Kardeşim Eren Aktoprak’ı, Kayhan Baysal abiyi de orada gördüm. Neyse evlenip Üçyol’a taşındığımdan beri bu kadar Derbentli’yi dışarıda bir yerde görmemiştim, iyi oldu!
ERDOĞAN’IN ÖNEMİ
Kongrede tek aday olduğu için açıkçası bir seçim heyecanı yoktu fakat AK Parti’nin bu tür işlerde her zaman varolan disiplini ve belirli seviyede bir kontrollü heyecanı vardı. Kongrede her cümle elbette Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la başladı, Erdoğan’la bitti. Bunu normal karşılıyorum çünkü AK Parti bir lider partisi. Bir lider etrafında kümelenen grupların kendi aralarında rekabeti azalttığı, bir hedefe daha rahat yöneltilebildikleri ve görece daha uyumlu çalıştıkları AK Parti tecrübesinde artık bir gerçeklik.
PARTİ İÇİ DEMOKRASİ GEREKLİ Mİ?
Ne demek istiyorum? AK Parti’de parti içi demokrasi bir talep değil. Partide önemli olan lidere uyum, hedefe odaklanma ve galibiyet. 23 yıllık iktidarının bize öğrettiği bir şey şu ki, daha demokratik bir Türkiye ya da AK Parti kurulamamış olsa da ortada büyük bir başarı var. Bu da bir açmazı beraberinde getiriyor… Daha fazla demokrasi talep edilmeyen bir parti içi kültürü, liderine bağlı kalarak zafer kazanmayı öğrendi. İşte bu kültüre ‘lider kültürü’ diyebiliriz. Ayrıca böyle bakıldığında sistem işliyor… Sistem işliyorsa sorun yok denilebilir lakin son yerel seçimlerde AK Parti değil, CHP birinci parti oldu.
ERDOĞAN’A RAĞMEN KAZANMAK
Benim iddiam şu ki AK Parti’ye yıllarca kazandıran lider bir gün yaşlandığında, gerilediğinde, artık doğru kararları veremediğinde bu parti kendi içinde değişim yapabilecek güce sahip değil. Bunu şöyle formüle dökmüştüm: “Bu zaman dek Erdoğan sayesinde kazanılıyordu, Tahir Büyükakın ilk kez bu seçimde Erdoğan’a rağmen kazandı.”
KONGRE GÖZLEMLERİ
Kongreden çıktıktan sonra bunları düşündüğüm için yazma gereksinimi duydum. Kongre içinse başka notlar aldım.
· Kongrede Tahir Büyükakın’a dek (O da fark edip, özür dileyerek bahsetti) hiç kimse Kartepe’de Cumhur İttifakı ortaklarından bahsetmedi. Hatta Büyükakın’dan sonra da kimse bahsetmedi. Kartepe’deki konuşmayı bir kağıda döksek herhalde MHP ve BBP’den neredeyse hiç bahsedilmeyen bir kongre oldu.
· Tahir Büyükakın akademisyenlikle siyasetçiliği birleştirirken hiç zorlanmıyor. Bir yandan neredeyse akademik bir dille Batı merkezciliği eleştirirken, bir yanda da İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’a köpek demesinin tek açıklaması bu…
· Milletvekillerinden Sami Çakır muharip uçaklardan bahsetti, savunma sanayinden bahsetti. Açıkçası ne ekonomiden, ne sağlıktan, ne ekonomiden hiç kimse söz etmedi ama önemli bir vurgusu vardı, belki de iyi bir hatırlatma: “Bizi millet getirir, millet götürür, ümitsiz olmayacağız.”
· Mustafa Kocaman’ın kürsü hakimiyeti oldukça iyi. Şifahen gerçekleştirdiği konuşmasında Kartepe’de siyaset yapmanın zor olduğunu, yeni bir ilçe olduğunu ve mahalleler arasındaki rekabetin devam ettiğini vurgulaması önemliydi. Çünkü bana göre Kartepe hala kocaman bir köy…
· Bir diğer konu ise protokolün telefonlarla oynuyor oluşu… Kim konuşursa konuşsun birileri telefonla oynuyor. Bu da biz gazeteciler için ilgi çekici fotoğrafların ortaya çıkmasına neden oluyor. Dinlerken bu kadar sıkılıyorsanız neden buradasınız diye sormak şart…
· Bu arada en uzun konuşan kişi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri oldu. Tam bitti derken 3-4 kez bizi yanıltıp, tekrar konuşmasına döndü.
MURAT YILMAZ’A NASIL BAKIYORLAR?
Yeni AK Parti Kartepe İlçe Başkanı’na ise özel bir başlık açmak istedim. Uzaktan ismini duyduğum biriydi ama huyunu suyunu pek bilmem. Kongre esnasında da, sonrasında partili ya da partisiz bir kişi bile negatif bir şey söylemedi. Beni tanıyanlar bilir ki çanak soru sormam, çanak cevap da istemem… Yani aradığım, konuştuğum kişileri zorlamama rağmen kimse kötü bir şey söylemdi. Ortak kanaat şu: Murat Yılmaz gayretli, çalışkan ve birisi kapısına giderse partili partisiz bakmaksınız yardım edecek bir yönetici. Bu da onu derleyici, toparlayıcı birisi yapıyor.