Sertif Gökçe’yi nasıl anlatırdım?

Emirhan Akman

Emirhan Akman

Tüm Yazıları

Gazeteci için haberin öznesiyle yüz yüze karşılaşmak önemlidir. Orada artık ne basın bülteni vardır ne de bir basın danışmanı, aracılar ortadan kalkmıştır; perde aralanmış ve muhatabınızın yüzüne ilk ışık düşmüştür. Siyasilerle yüz yüze gelmek bu yüzden önemli.

Dün Nokta Medya olarak Derince Belediye Başkanı Sertif Gökçe’nin konuğuyduk. Sertif Gökçe ile yüz yüze tanışma fırsatı buldum. Gökçe ile bir söyleşi gerçekleştirdik, o metne 3-4 parça olmak üzere ulaşabilirsiniz ama orada Gökçe kendisini anlatıyor… Köşe yazısında ise ben onu.

KAZANMAYI VE KAYBETMEYİ BİLMEK

Gökçe 2019’da Derince’de seçilemedi fakat başarılı bir kampanya yürütmüştü, bir hikâyeye dönüşmese de bir iz bırakmıştı o dönemde. Sonra Derince’nin peşini bırakmadı ve kazandı. Sertif Gökçe daha önce Kocaeli Baro Başkanlığı’nı da iki kez kazandı. Kazanmayı ve kaybetmeyi öğrenmek meziyettir, Gökçe’nin kariyerinde ikisi de var. Hiç kaybetmeyenler, hiç kaybetmeyecek gibi davranabiliyorlar bu yüzden Gökçe’nin Derince’deki hikâyesi önemli.

BİR SİYASET HEVESLİSİ: SERTİF GÖKÇE

Gökçe’yle Derince’yi konuşmaya başlayınca az önce sakin olan Gökçe’nin anlattıkça açıldığını, açıldıkça da hevesinin ortaya çıktığını görüyorum. Gökçe daha başta diyor ki, “Siyaset bir meslek değildir, ben yeterince mesleğimle para kazandım. Siyaset benim için hizmet etmek ve kendi adıma da bir tür hobi”. Bunu özellikle önemsedim. Türkiye’de birçok yetersiz kişi siyaseti bir karakter ve meslek kazanma alanı olarak görüyor, böyle olunca da ne koltuğu bırakabiliyor ne de etik davranabiliyor. Gökçe ise farklı, belli ki zaten paraya ve makama ihtiyacı yok fakat kendisini başka bir alanda sınamak, ileri adım atmak istemiş. Yazar, çevirmen Tanıl Bora bir söyleşisinde “amatör” kelimesinin bizde yersiz kullanıldığını, negatif anlam taşıdığını söyler, 1920’lerde amatör kelimesinin yerine ‘heveskâr’ kelimesinin kullanıldığını anlatır. Esasında amatör kelimesi, “bir işi para kazanmak amacıyla değil yalnızca oyalanmak, zevk için yapan kimse” demek. Yani aslında amatör, heveskâr kişidir. O işten para kazanmayı değil, zevk almayı önemser. Gökçe de bu anlamda siyaset alanında bir ‘heveskâr’, onun ‘hobi’ dediği yere ben bunu koyuyorum.

DEĞİŞİM İYİDİR

Gökçe’den önce Karamürsel Belediyesi’nde Ahmet Çalık’la görüşmüştük. İki başkan da bende ‘yeni ve titiz’ izlenimi yaratıyor. Anlattıkları ve düzelttikleri şeylere bakınca en büyük avantajlarının uzun süre aynı parti tarafından yönetilen ilçelerde, belki de pervasızlıkla yapılan hataları tek bir dokunuşla çözüyor olmaları. Ayrıca hakikaten bir partinin iktidar kalma süresi her nerede olursa olsun uzadıkça halkla bağı zayıflıyor, kopmasa da gevşiyor. Ahmet Çalık da, Sertif Gökçe de görüyorum ki halkın içinde ve kapıları tamamen açık. Böyle bakınca ‘değişim’ her zaman iyidir demek gerekiyor…

DOĞRUDAN İLETİŞİM

Gökçe bu avantajı iyi kullanıyor. Derincelilerin önceki yıllarda kendini sahipsiz hissediyor oluşu, çaresizliği ve belki terk edilmişliği Gökçe’nin en büyük avantajı çünkü bence Gökçe’nin en büyük gücü ‘doğrudan iletişim’. Çarşamba günü gerçekleştirdikleri halk gününde yüzlerce insana doğrudan ulaşmak, sosyal medya hesaplarından yazılan mesajların hepsine dönüş yapmak ve bir kısmıyla konuşup söz verdiği saatte orada oluşu halk tarafından nasıl karşılanır bir hayal edin?

MARKA OLMAK VE HAYALLER

Gökçe’yle konuşurken daha önceki bir konuşmasını hatırlatıyorum, “Başkanım daha önce 2 dönem ideal olandır” demiştiniz, şimdi hala o fikirde misiniz? Çok açık şekilde, “Evet, hala aynı fikirdeyim fakat elbette belki başka mevki, başka bir hedef ya da tamamen siyaseti bırakmak söz konusu olursa o başka…” diyor. Gökçe’ye dair en güçlü izlenimim ‘hayal kurmayı’ seven birisi olması. Baro Başkanlığı, mesleğinde en iyi olmak, belediye başkanlığı… Bunların hepsi ancak hayal kurarsanız gerçekleşir gibi görünüyor. Henüz ilk döneminin, ilk yıllarında ama siyasetten kolayca silinecek birisi olmadığına adım gibi eminim.

PATİKA SANDIĞINIZ ANA YOL OLABİLİR

Daha önce de yazmıştım, Kocaeli’de Cumhuriyet Halk Partisi’nin marka eksikliği var… Bunun nedeni uzun süre mağlup olunmasıydı. Şimdi ise elde zaferler var, bazı küçük hikâyelerin ilk nüveleri. Hikâyeler büyüdükçe markalar da büyür, marka oluşunca başka hayaller kurulur. Bir partide hayaller kuranlar azalırsa o parti köhner, ben uzun süredir Cumhuriyet Halk Partilileri AK Partililerden çok daha heyecanlı ve hayal kurarken görüyorum. Bu Türkiye’nin geleceği için iyidir, hep yürünmüş yollardan değil bazen patikadan yürümek gerekir. Kim bilir patika sandığınız yol birden ana yol olmuş, denemek lazım. Ne derler? Aramakla bulunmaz, lakin bulanlar arayanlardır.

Sertif Gökçe Derince Belediyesi Karamürsel Belediyesi