Neden şaşırıyorsunuz ki?

Kocaelispor adına her yeni gün değişik olayları beraberinde getiriyor.

Siz şaşırabilirsiniz ama ben şaşırmıyorum.

Yıldız Entegre’nin, Kocaelispor’dan sponsorluğu çekmesi yeni gündemimiz oldu.

Dün (Salı) bu muhabbeti sevgili Savaş Demir ile birkaç gün önce de bir kardeşimle konuştuk.

Her an fesih bekliyorduk ve oldu.

Görüşmeler devam edecektir.

Mevzunun tatlıya bağlanacağına inanıyorum.

Şimdi gelelim işin ana kısmına…

Feshin gönderilmesinin Ertuğrul Sağlam ile bir ilgisi olup olmadığı tartışılıyor.

Fazla düşünmenize gerek yok. Durum bu…

Ertuğrul Sağlam gitti, 2-3 gün sonra fesih gönderildi.

Bayram değil seyran değil gelinim beni neden öptü?

Fabrika, mali nedenleri öne sürüyor.

Siz bu kurumun yani Yıldız Entegre’nin günlük kazancının ne kadar olduğu biliyor musunuz?

Açıklanan yeni asgari ücret de tam kapitalist düzenin ekmeğine yağ sürmüşken mevzunun mali olmadığını anlamak zor değil.

Sezon öncesinde Başkan Recep Durul, Ertuğrul Sağlam’ı da yanına alarak fabrika kurmayları ile sponsorluk görüşmesine gitti.

Artık Hakkı Yıldız ya da Fehmi Yıldız, Ertuğrul Sağlam’a orada mı tav oldu ya da önceden bir bağlantıları mı vardı bilemem ama Yıldız ailesi ile Ertuğrul Sağlam arasındaki samimiyet iyi noktadaydı.

Sağlam gitti, fesih geldi.

Konu nettir… Kimse topu taca falan da atmasın!

Gelelim işin ikinci ara kısmına…

Kocaelispor uzun yıllardan beri belediye ya da dış kaynaklarla varlığını sürdürdü.

Bir türlü futbolcu pazarında artılar oluşturamadı. Hep verdi hep verdi. Verilen de kamu, yani senin benim paramdı.

İbrahim Karaosmanoğlu, Serhan Gürkan’a kızdı ve tüm desteği çekti.

Kocaelispor’un “Bastonu” olan belediye desteği ortadan kalkınca, Kocaelispor’un da elinin altından bastonu çekildi ve kulüp kötürüm oldu.

30 yıl önceki Sefa Sirmen dönemi de böyledi.

Kulübü İzmit Belediyesi yönetiyordu.

Sanki babadan oğla geçen hanedanlık gibi, Kocaelispor ile Belediye birlikteliği nikahlandı da durdu.

Yeşil Siyah programında kaç kez anlattık, buradan kaç kez yazdık belli değil…

Kocaelispor’un kendi yağı ile kavrulacak bir düzeni olmadığı sürece işte böyle fabrika muhabbetlerini dinleyeceğiz, “Ne diyecek?” diye Tahir Büyükakın’ın ağzına bakacağız.

Yarın bu olay tatlıya da bağlabilir ve denilir ki “Sorun yok, yola devam!”

Ancak sadece günü kurtaracağımızı da hepimizin bilmesi gerek.

İnsan buna üzülüyor işte…

Sportif başarıya olan yüksek konsantrasyon seni kendi gerçeğinden de uzaklaştırıyor.

Daha bu kulübün kendisine ait ne bir tesisi, ne de deplasmana götürecek bir otobüsü var.

Ve biz Süper Lig’in kıyısındayız...

Bir fabrika desteğini çekti diye “Eyvah” diyip karalar bağlamak “Şimdi ne olacak?” soruları ile muhatap olmak gerçekten sinir bozucu.

Türk futbol tarihinde emsali görülmemiş bir geri dönüşe imza atan bir kulübün taraftarı olarak içim rahat değil…

Ne yazık ki bu huzursuzluk kafamı sürekli kurcalayacak.

Ne zaman ki, mevcut belediye başkanı kimse, onun ağzına bakmazsak, ne zaman ki gelir giderlerimizi kontrolümüzde tutarsak o zaman asıl başarıya sahip oluruz.

Kocaelispor’un başına gelen başkan gelen yönetimler bir an önce başarılı olmak ya da anı en iyi şekilde yaşamak adına kafa yoruyor.

Şehir de ciddi bir kesim de sürecin bu şekilde yönetilmesini istiyor.

Buralara kadar nasıl ve ne şekilde geldiğimizi, mobeseden ya da inşaat tepelerinden maç izlediğimizi çok iyi bilen birisi olarak diyorum ki…

Kocaelispor şu an hiç olmadığı kadar değerli, hiç olmadığı kadar korunmak zorunda.