Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ne söylemek isterdim?

Furkan Çalışkan

Furkan Çalışkan

Tüm Yazıları

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 13 Aralık Cuma günü kentimize geliyor. Kocaeli’yi önemsediğinin altını çizmemize dahi gerek yok.
Ancak özellikle, “AK Parti Kocaeli İl Kongresine katılmak istiyorum” demesi son derece kıymetli.
İşte bunun kıymetini bilmeli AK Parti Kocaeli Teşkilatları. Muhakkak biliyorlardır da…
Şimdiden AK Parti İl Başkanı Şahin Talus’u tebrik edelim.
Biz kendisini helali haramı bilen, adı şaibeli işlere karışmış isimlerle arasına her daim mesafe koyan, kendi hastanesinde de titizlikle ticari yaşamını bilen, düzgün bir insan olarak biliyoruz. Allah yardımcısı olsun.
Ve…
Oturduk düşündük.
Hatta dün bir de haber yaptık, Kocaeli’ye sorduk.
Cumhurbaşkanı Erdoğan karşımızda olsa kendisine neler söylemek isterdik?
Tabi çerçevemiz Kocaeli ile ilgili.
Ülke gündemini işlemek değil hedefimiz.
Evet, Kocaeli’yle ilgili benim hatırıma gelen cümleler şunlar oldu. Buyurun…

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
Bu kentte yaşanan yolsuzluklara yeterli sesin çıktığını hissedemiyoruz.. 22 Temmuz 2024’te Körfez İcra Müdür Vekili Engin Karslı, 200-250 Milyon lirayı zimmetine kaçırıp kaçmış. Geçtiğimiz hafta Nokta Gazetesi olarak haberini biz yaptık. İlçenin icra müdürü kayıp, konuşan yok, açıklama yapan yok, durumu anlatan yok. Milletin parası bu kadar mı kıymetsiz? Daha neler var da,.. Şam Şeytanları konuyu kişiselleştiriyorsun iftirası atmasın diye tekraren yazmıyorum.

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
Tramvay projesi bu kentin çehresini değiştirdi. İlave kaynaklar ile demiryolunu; başta metro olmak üzere ne olur bu kentte arttıralım. Kocaeli olarak verdiğimizi yeterince almadığımızı düşünüyoruz kent olarak. Ne olur, demiryolu ulaşımı için daha çok kaynak aktarın bu kente…

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
İZAYDAŞ Çöp Tesisi, Alikahya’da. Şimdi Kandıra Akçakese’ye yapmayı istiyorlar. Bölge halkı orada su kaynakları olduğunu dahi söylüyor. Halbuki; 2020 yılında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Akademik Odalar Birliğinin raporunda da bulunan bir arsa var. İmar planında çöp tesisi olarak işlediği Dilovası’ndaki 150 dönümlük arsa. Malum rapor bende bile var. Hem atığın tekrar geri gönderileceği bölgelere de çok yakın. Maliyetler de düşebilir. Orayı neden değerlendirmiyorlar? Bizim bilmediğimiz başka arazisel meseleler mi var ki?

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
En son açılışına geldiğiniz Kocaeli Şehir Hastanesi çok önemli bir hizmet. Gölcük Devlet Hastanesi’nin yeni binası da öyle. Trafik sıkışacak deniyordu, o da olmadı. Emeği geçenlerden, vesile olanlardan Allah razı olsun. Kartepe, Başiskele ve Çayırova devlet hastaneleri de bekliyoruz Sayın Cumhurbaşkanım.
Ama bir randevu sorunumuz var. Ülke geneli bir sorun bu. Çözdürün be Sayın Cumhurbaşkanım. Varlık içinde yokluk çekiyoruz…

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
AK Parti İzmit İlçe Gençlik Kolları Başkanı olarak görevlendirilen Eyüp Akbal’ın ağabeyi Enes Akbal da aynı görevi yapmıştı. Dün bir röportajını okudum Sevgili Enes’in. 2016’da demiş ki; Kocaeli’nin en büyük sorunu trafik. Aradan geçen 8 yılda bu sorunumuz katmerlenerek devam etti.

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin Akademi Liselerde verdiği, “İnsani Değerler Eğitimi” dersi var. Tüm projelerden ayrı tutmak gerek. Milli Eğitim Bakanlığı’nın açığını kapatan bu projeyi ülkedeki tüm belediyelere yaymak gerek.

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
Yıllardır Başiskele ilçesinin aldığı göç ile gelişmesi ile övünüyoruz. Ancak yolumuz zelil durumda, yetmiyor. Şimdi Büyükşehir bir projeye başlayacak. Ancak alternatif yolumuz yok. Mevcut hali ile proje başlarsa, insanlar trafikte kalp krizi geçirip ölebilir.

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı körfezi temizleme çalışması yapıyor. Milyarlarca lira harcanıyor. Ancak bir taraftan İstanbul denizi pisletiyor! Bütünsellik olmalı Sayın Cumhurbaşkanım, bu işlerin bir yaptırımı olsun. Bana bazen, “Boşa mı kürek çekiyoruz?” hissi geliyor. Cumhurbaşkanlığı’ndan da bu proje için ciddi bir aktarım yapıldığı konuşuluyor. Muhakkak ki bu paraların takibi, yüklerin alınıp götürülmesi gibi hassas dengeler de gözetiliyordur. Allah razı olsun. Ama bütünsellik Sayın Cumhurbaşkanım. Pisletiyorlar ya!!!

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
Üç hafta önce TÜPRAŞ patladı, gizlemeye çalıştık. Dün ise TÜPRAŞ 147’nci ünitede yangın çıktı. EYT yasası nedeniyle TÜPRAŞ’ta tecrübeli işçiler emekli olmaya hazırlanıyor. Şimdi de toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başlayacak. Eğer makul zam alınamazsa, biz ölebiliriz Sayın Cumhurbaşkanım. Adamlar Tüpraş işçisi ile tehlikesiz işlerde çalışanları aynı tutuyorlar. Utanmasalar asgari ücret verecekler! Yaşanacak bir olumsuzluk hem bizi öldürür, hem de bu ülkenin ekonomisini çökertebilir. Tüpraş’ın sözleşmesi memleket meselesi. Sahip çıksın büyükler Sayın Cumhurbaşkanım!

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
Körfezimiz var. Ama deniz ulaşımını kullanmıyoruz. Hareket alanımız çok dar. Başiskele’de rıhtım dahi yok! Biz ise trafikte zelil oluyoruz. Ne olur söyleyin, deniz ulaşımı için yeni projeler üretilsin.

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
Dehşet bir vergi ödüyor bu şehir. Bize hakkımızı verin Sayın Cumhurbaşkanım.
Çok daha evvel; birçok projeye kavuşmalıydık. Bir Sekapark’ımız var mesela. Hala Türkiye bizi Sekapark ile tanıyor. Mesela yıldızlaştığımız başka alanlar olamaz mıydı? Sadece soruyorum Sayın Cumhurbaşkanım…

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
Bir vakitte 40’lı yaşlarda biri geldi oturduğum ortama. Fabrikadan çıkıp X bir belediyeye girdi. Sizin mitinginize gelmiş, 2 saat dinlemiş, siz gitmeden uzaklaşmış oradan. Dönmüş 9 saat mesai yazmış! Eminim bu bilgi sizi de rahatsız edecektir.
Bir de Sayın Cumhurbaşkanım; her seçim döneminde belediyelere doldurulan personeller helal midir, değil midir?
Giden ya da gelen belediye başkanı böyle bir iş yapmışsa, hali ne olmalıdır? Kendi şirketleri olsa; ihtiyaç fazlası personel alırlar mıydı?
Peki bu hamleyi yapan hele ki yeniden aday gösterilmemiş belediye başkanları… onların hali nicedir Sayın Cumhurbaşkanım? Neden böyle davranışlar sergileyen isimler, toplumun önünde küçük düşürülmez? Belki bir kere utandırsak, bir daha yapamaz kimse?

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
Belediyelerde bankamatikçiler var. Yüksek makam elde etmişler hem de siyaseten. Hem şirketleriyle belediyeye iş yapanlar var, hem de belediyeden maaş alıyorlar. İşe de gitmeden tabi ki! Birileri sizin kimliğinizi, AK Parti’nin kendisine verdiği gücü kullanıyor Sayın Cumhurbaşkanım. Bu ahlaksızlıkları, devleti kendi bilenleri size iletmiyorlar! Denge, menge diyorlar. Sanki ABD, Rusya, İran, Ortadoğu, İsrail, Afrika, Türki Devletler, Avrupa hattında politika üretiyorlar! Hangi denge, ben çözemedim.
Ve ne acıdır ki; yanlışa yanlış diyenden kaçıyorlar Sayın Cumhurbaşkanım!
Bunun amacı başka iftirası atıyorlar!
İftirayı atanlar; asla göründükleri gibi olamadıkları için, olduğu gibi görünene de inanmıyor, akıllarının arkasında başka akıl arıyorlar! Bu hadise kibir alameti değil de nedir Sayın Cumhurbaşkanım?

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
Belediye çıkmış araba ihalesine, teknik şartnameye sunroof koymuş Sayın Cumhurbaşkanım? Hangi hizmet için sunroof ya da Apple Air Car Play lazım Sayın Cumhurbaşkanım?
Hakkı konuşuyorlar ama bazen sıra kendilerine gelince, hakkı yontanlar var Sayın Cumhurbaşkanım!

**
Sayın Cumhurbaşkanım;
Bazen partililer diyor ki; “Partilerde, belediyelerde ispiyoncular, dedikoducular, laf taşıyanlar el üzerinde tutuluyor. Bu da ihlaslı insanların geri çekilmesine sebep oluyor.” Kimdir bunlar, bilmiyorum. Ancak bu kadar yaygın bir şekilde bu cümleler kullanılıyorsa, söz sahipleri bu kritik sorunu kökünden çözmeli. Dedikodunun bulunduğu ortamı da insanı da çürüttüğünü siz anlatın Sayın Cumhurbaşkanım. Sizi dinlerler. Hep iyi gözüp, aşağıdakilerin kavgasından güçlenen ve daha kötüsü, keyiflenenler var Sayın Cumhurbaşkanım.
Sorun samimi yol arkadaşlarınıza, size yalan söylemezler. Anlatırlar.

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
Kentteki AK Partili belediyeler çok ciddi sosyal yardımlar yapıyor. Ama bunları sanıyorum ki tevazudan, yeteri kadar göstermiyorlar. Göstersinler lütfen, devir daha çok anlatma devri! Rencide etmeden, ortalık etmeden anlatsınlar. Görülmeye ihtiyaçları var…

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
Devletin gücünü kendi gücü zannedenler var. Bir davayı takip ediyorum, yakında yazacağım. Devletin bir kurumu; fi bir tarihte devletin araziyi satın alma hakkı verdiği vatandaşa zulmediyor. “Bana satacaksın” diye baskı yapıyor. Hem de hiç paraya! Dava üzerine dava açıyor devleti kendinden bilenler. Sırf adam bıksın da satsın diye. Hak mıdır bu Sayın Cumhurbaşkanım? Bekliyorum dava sonuçlansın. Çarşaf çarşafyazacağım onları. Siz bir kaşınızı kaldırsanız, mum olur bu zalimliği yapanlar da göz yumanlar da. Kurumlar üzerinde yetkisi olmayan, ama birilerine yakınlıkları nedeniyle sorgusuz, sualsiz at oynatanlar var Sayın Cumhurbaşkanım. Danışman mı yapışkan mı belli olmayanlar var.

**

Sayın Cumhurbaşkanım;
Samimi yamalı atletlileri, esaslı yırtık donluları, bol gömleklilere boğdurmasınlar. Kol kırılıp yen içinde kalmasın Sayın Cumhurbaşkanım. Cezanın kesildiğini görmek istiyor vatandaş. Kestirin Sayın Cumhurbaşkanım. Yasal ile helal arasındaki farkı bir kez daha anlatın Sayın Cumhurbaşkanım.
Tıpkı Efendimiz AleyhisselamınBedir Savaşı’nda affedip, Uhud Savaşı’nda o şairin boynunu vurdurması gibi…
Edep lazım geldiğinde, o boynu vurdurmaktır. Siz söyleyin bunu Sayın Cumhurbaşkanım…
Söyleyin Cumhurbaşkanım, doğruyu söyleyeni dışlamasınlar.
Söyleyin Cumhurbaşkanım, dosdoğru yaşayan insanların önüne set çekmesinler. İletişim kanallarını cebren kopartmasınlar.
Söyleyin Cumhurbaşkanım, bizim böcek değil, insan olduğumuzu unutmasınlar.

İpucu

Sanman taleb-i devlet ü câh etmeğe geldik.
Biz âleme bir yâr için âh etmeğe geldik.

Yenişehirli Avni

Recep Tayyip Erdoğan Şahin Talus Kocaeli Engin Karslı