Fuar muhteşem. Ama bu çok büyük ayıp!

Pazar günü 14. Kocaeli Kitap Fuarındaydım. Saat 15:00’te AK Parti Kocaeli Milletvekili Sami Çakır’ın Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa temalı “Şiir Dilinde Acı” söyleşisine katılmayı çok istedim. Günümü saat 15:00’te orada olacakmış gibi planladım ancak kul kurdu, kader bozdu.
Amcam, yengem ve minik yavrularıyla birlikte bir trafik kazası geçirdi.
Bende planladığım saatte fuarda olamadım. Söyleşiyi kaçırdık.

DİJİTAL DÜNYADA EBEVEYN OLMAK

Saat 16:00’da Yazar Orhan Toker’in “Dijital Dünyanın Ebeveyni Olmak” söyleşisine katıldım. Bu konu da hayli ilgimi çekiyordu. Selim Sırrı Paşa Salonu ağzına kadar doluydu.
Orhan Toker ebeveynlere özellikle; çocuklarıyla karşılıklı güven, değerli hissettirme, sevgiyi hissettirme, aileye aidiyet duygusu, takdir edilme ve kıyas noktasında önemli tavsiyelerde bulundu.
Oyun bağımlısı çocuklar ya da oyun bağımlılığına meyleden çocuklar için, “Kuru kuruya bıraktıramazsınız. Çocuğun işi çok zor. Binlerce yazılımcı online oyunları çocuklar bırakamasın diye çeşitli tuzaklar hazırlıyor. Bu nedenle yerine bir şey koyun ve o koyduğunuz etkinlikte siz de olun” notunu düştü ebeveynler için.
Ve ekledi:
Çocuğunuz K-Pop dinliyorsa, sıkı bir şekilde Manga okuyor ve Anime izliyorsa çocuk: “Ben değersizim. Bana yardım edin. Ben kendime bir yer arıyorum” diye çığlık atıyor çocuğunuz.”

ZAMANIN DIŞINDA BİR DERGİ: İZDİHAM

Söyleşi tamamlandıktan sonra fuarda denk geldiğimiz 21 yaşındaki Burak Koktay kardeşimle birlikte turlamaya başladık.
Bu yıl gündemimde yeni bir kitap satın almak olmadığı için yayınevlerinin stantlarına hiç uğramadım.Kitapların fiyatlarına bakmadım.
Yalnızca A Salonundan girdiğiniz zaman hemen sağ taraftaki ilk stantta rahmetli Bülent Parlak’ın Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı, şimdi de kızı Yaren Parlak’ın dergiyi sırtladığı, İzdiham’ın standını ziyaret ettim.
Kocaeli Kitap Fuarı’na giden herkese İzdiham Dergisi’nin standına uğramasını tavsiye ederim.
Dergi içerik olarak zaten size bambaşka bir dünya sunuyor.
Ve dergi kapakları… Evladiyelik.
50 yıl sonra açıp dergiyi karıştırsanız, yine hem ruhunuza hem de yaşamınıza katkı verebilecek bir formattan bahsediyorum.
İzdiham Dergi, zamanın ötesinde bir çizgide.

BİRBİRİNE BENZER ÜRÜNLER VARDI

Biraz sahafları dolaştım. Açıkçası çok orijinal bir şey bulamadım.
Yalnızca rahmetli Doğan Cüceloğlu’nun bir kitabını 50 TL’ye satın aldım.
Sahaflarda özellikle hediyelik almak istedim. Ancak tüm stantlar birbirlerine benzerdi.
Anneme ve eşime, sevdikleri sanatçıların kasetlerini aldım.
Baskılı kupalardan almak istedim. 150 TL biraz fazla geldi, almadım.
Tüm stantları da inciğine cinciğine dolaştım desem yalan olur.
Bu nedenle gözden kaçırdığım şeyler de olmuş olabilir sahafların bölümünde.
Server Yayınlarının standına da uğradım B bölümünden çıkarken.
Özellikle meal, tefsir ve hadis konularında kaynak arayan isimler varsa tavsiye edebilirim.
Şunu da söylemeliyim: Geçtiğimiz yıla göre otoparka kurulan B bölümünün çadırı, çok daha iyi.
Bir önceki yıla göre geniş ve ferah. Daha nefes alınabilir bir yer.
İnanıyorum ki bir sonraki yıl, daha da üstüne koyulacaktır.

AKÇAKHOCA SALONU YAKIŞIRDI

Pazar günü Kocaeli Kitap Fuarı’na gitme planımın en önemli gerekçesi ise Altay Cem Meriç’ti.
Araştırmacı Yazar Altay Cem Meriç, genç bir kardeş.
Ancak İslam Felsefesi, İslam Tarihi ve ilim noktasında yaşının fersah fersah üzerinde.
İlk etapta söyleşisini Süleyman Sırrı Paşa Salonuna almışlar.
Ancak bakmış ki Büyükşehir personelleri, olay çıkacak.
Dış bölümde barkovizyonun önündeki bölüme aldılar söyleşiyi.
Ben İlber Ortaylı’dan sonra ilk kez böyle bir kalabalık gördüm Altay Cem Meriç’te.
Büyük bir çoğunluk da gençti. Bu yüzden de çok kıymetliydi.
Fark ettim ki, söyleşilerin yerini planlayan yetkililer de Altay Cem Meriç’in potansiyelinin farkında değildi.
Ona yakışacak alan Akçakoca Salonu’ydu.
Neyse… En azından tecrübe ederek öğrenmiş oldular.

KAHVE 40 LİRA OLUR MU!

Ve gelelim en can sıkıcı meseleye.
Bir yerin adı fuar ise, ucuz olmalı diye düşünürüm ben.
Fuarın çeşitli bölümlerinde oluşturulan Antik Kafelerde fiyatlar çok pahalı demek doğru olmaz.
Çay 10 lira, su 10 lira, tost 75-80 TL, tavuk döner ayran 100 lira, et döner ayran 140 lira, simit poğaça açma gibi ürünler 15 lira.
Ama….
Cafe Crown marka, evime asla sokmadığım, yalnızca mecburiyetten içtiğim, insan sağlığına da oldukça zararlı klasik üçü bir arada 40 lira!
Kahve seviyorum. Mecburiyete düştüğüm zaman üçü, ikisi bir arada falan da içiyorum.
Ben de fiyatını sormadan kahve söyledim.
Siparişi veren arkadaş utana sıkıla fiyatının 40 lira olduğunu söyledi.
Deliye döndüm.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi logolu bir stantta, marketten 5 lira verip almayacağın bir kahve nasıl 40 lira olur!
Ne gerek böyle bir şeye diye köpürdüm kendi kendime.
Kitap fuarına gidenlere tavsiyem: Kahveden uzak dursunlar.
Öyle bir nüans ki, milyonluk iş yapıyorsunuz, muhteşem bir hizmet veriyorsunuz millet gidip kahvenin fiyatını konuşuyor.
Sanmayın ki ben konuşuyorum!
Gidin kahveyi veren Büyükşehir çalışanlarına sorun.
Her gelen isyan etmiş belli ki adamlar başını eğerek kahvenin fiyatını söylüyor.
Bence müdahale edilmesi gerek.

Bir kaç gün ara

Çok yoğun günler geçiriyoruz.
Sitemizi yeni bir alt yapıya kavuşturacağımız bu hafta ve önümüzdeki günler, bizim için hayli verimli ve bol mesaili olacak.
Yarın nasipse Medar Hastanesi’nde bir ameliyat geçireceğim.
Birkaç gün yazılarıma ara vermek durumunda kalabilirim.
Döndüğümde özellikle Artvinliler Vakfı’na adeta peşkeş çekilen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin arsasıyla ilgili topladığım bilgileri gündeme getirmek istiyorum.
Bunun üzerine de çalışmaya devam edip, insanları dinleyeceğim.
Beytülmaldan bir zümreye 100 Milyonluk da 100 TL’lik de ayrıcalık yapılmışsa, Allah bunun hesabını sorar.
Unutmayın.
Susana da sorar.
Hele eliyle ve diliyle bunları düzeltebilecek olanları hayli hayli sorar.
İnançlı olmalarına rağmen Lut kavmi ile helak edilenleri hatırlayın.
Sorumluluk ağır.
Taşıyamıyorsanız, o makamları bırakın. Ahiretinizi de yakmayın.
Bu bir dost tavsiyesidir.
Allah’a emanet olun, lanetli kavmin başlattığı katliamın birinci yıl dönümünde Gazze’yi, Lübnan’ı ve Doğu Türkistan’ı unutmayın, görüşmek üzere.

İpucu

Batılı keyfe göre yaşar. Bundan dolayı da vicdan azabı çekmez. Çekerse o vicdan azabı da onun için güzel gördüğü deneyime dönüşür. Onu da filme ve romana çevirir, paraya dönüştürür.

Prof. Dr. Sadettin Ökten

Kocaeli kitap fuarı