Gör artık ince ruhumu Sevgili Mehmet Ceran
Sevgili Mehmet Ceran.
Öncelikle ben Nokta Gazetesi’nin muhabiri değil, Genel Yayın Yönetmeniyim.
Muhabirlik mesleğini de şerefimle ve severek yaptım. Genel Yayın Yönetmeni olduğumu bilmene, muhataplarımızın da bilmesine rağmen beni ‘muhabir’ olarak itham edip kendince aşağılamaya çalışman, muhabir arkadaşlarına da arkadaşlarıma da hakarettir güzel kardeşim. Ayıp ediyorsun meslektaşlarıma.
Yalan yanlış kenar gazete haberi demişsin ya. Çok güldüm ona. Hem yalanı söyleyen sensin. Hem de stüdyosuyla, ortamıyla, kadrosuyla, etki alanıyla kentin en önemli medya kuruluşlarından birine, “Kenar gazete” deme cehaletini göstermişsin.
Senin adın bundan sonra Mehmet Cahal olmalı.
Şaka şaka, kızma hemen. Latife ediyorum. Daha yeni başladık yazıya. Tadımız kaçmasın.
**
İtibarımı kaybettiğimi söylüyorsun. Sanıyorum ki 2 Milyar TL’yi bulan vurgunun dernek ve danışman firma yolsuzluğunu ortaya dökmem hasebiyle uğradığım saldırı ve kırılan burnumu kast ediyorsun.
Ah be Mehmet’im. Malum saldırı benim için şeref madalyasıdır.
2 Milyar lirayı bulan vurgunu yazan, elindeki evrakları milyonlara çevirebilecek imkana sahip iken, senin zengin olma hayalleriyle kurduğun şirket zahmetine dahi girmeden, zengin olabilirdim. Bu nedenle malum hadisenin de benim itibarıma zarar verdiğini zannetmiyorum. En fazla öcü oluruz. Ziyanı yok.
**
Derdi teşkilat demişsin. Bir zümre siyaseti yapıyorsun. Nokta Gazetesi olarak AK Parti’nin ilçe kongrelerine en az 3 arkadaşımızla katıldık. Türlü haberler yaptık. Biliyorum, partinin belki bizim haberlerimize ihtiyacı yoktur fakat yine de ses olduk işte partiye.
Dedim ya, bir zümre siyaseti yapıyorsun da sakıncalı bir zümre bu. Anladın sen onu Mehmet Ceran. Aklınca teşkilatı arkana alıp, beni öcü yapıp destek arıyorsun. Ama ben dolandırıcıların gözünde öcüyüm zaten. Teşkilat da yaşadıklarıma şahit. Merak etme…
AK Parti Gençlik Kolları MKYK üyesisin. Kendince benle savaşıyorsun. Ama bu çağrını bile, WhatsApp gruplarındaki destek arayışına rağmen 30 küsür kişi beğenmiş yahu. Anla işte bir şeyler, gör bazı detayları.
Yan kendi haline, acı düştüğün duruma. Titre ve kendine gel aslan.
**
Benim para alıp haber yaptığımı ima etmişsin. İsmimi de yazmamışsın hani. Sanıyorum avukat dostların, “Aman dava açmasın” falan diye uyardı seni. Korkma be kardeş bu kadar! Mert ol.
İddianı ispatlamaya davet ediyorum seni güzel kardeşim.
Eğer ispatlayamazsan, onurunu kaybetmiş kabul edeceğim seni.
Ama el uzatıyorum anla işte. Gel kaybolmuş o onuru birlikte arayalım. Benim gönlüm zengindir. Vallahi yardımcı olurum.
**
Operasyon çocuğu demişsin. Ki bir çocuk bile; o söylediğinin geldiği çirkin manayı bilir.
Hiçbir şey söylemeye gerek yok.
Benim güzel annem, ömrünü vakfetti senin nefsin için şerefini iki paralık ettiğin davaya. Hoş sen istesen de bu davayı iki paralık edemezsin de. Kalkan yapma işte. Ayıptır.
Sen maddi menfaatine köle etmeye çalışıyorsun partini. Ve bir titrin de olduğu için, bir yerde el uzatılır sana. Sahip çıkılır. Biliyorsun bunu.
Ama yazdın ya oraya, “Operasyon çocuğu” diye.
Geçtim benim canım annemi.
Partide kadın kollarındaki o menfaatsiz kadınların yüzüne nasıl bakacaksın?
Amaan benimki de laf.
Bakarsın sen aslan. Mehmet Ceran’sın sen.
**
Son olarak… Mümkünse senle ilgili son yazım olsun istiyorum.
Saye Medya isimli şirketinin 80 küsür faaliyet kollarını tek tek yazacaktım aslında.
Ancak sana verilecek ihalelere sebep olmak istemiyorum açıkçası.
Hani yalan demişsin ya.
Merak eden girsin Ticari Sicil Gazetesi’ne şirketi aratsın.
Yalan mı değil mi anlaşılır. Açık kaynak neticede.
Teknoloji ile arası olmayan var ise yazsın, ben evrağı gönderirim. Bunları paylaşmak da suç değil. Altını çiziyorum; açık kaynak hepsi.
Yalan demişsin ya. Buyur kardeş, ver mahkemeye.
İlk değil ki. Bizim işin cilvesi bu.
**
Onur dedik ya. Gel kardeş sana son çağrı.
Nokta Gazetesi’nin de Nokta TV’nin de kapısı sana ardına kadar açık.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde neden ve nasıl işe girdin?
Kadir Büyükkaya firmasındaki ortaklığının ardından çok mu dara düştün?
Sen bankamatikçi misin?
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde kaç gün işe gittin?
İşe gitmediğin günlerle ilgili maaşlarında nasıl bir düzenleme yaptırdın ya da yapıldı?
Batı yakasından herhangi bir belediyeyle iş tuttun mu?
Batı yakasının beri tarafında kalan bir belediyenin sosyal medya işlerini istedin mi?
Neden senin çalışma alanlarında olmamasına rağmen 80 küsür ayrı faaliyette gösteren bir şirket kurdun?
Gel kardeş, gel yahu. Anlat diyoruz. Sıfır müdahale. Sıfır manipülasyon. Kendin gibi bilme beni. Vallahi çok üzülürüm.
**
Yaptığın edebi hatalar mı desem, üzerime atmaya çalıştığın iftiralar mı desem, kendi menfaatin için partini kalkan yapmaya çalışman mı desem, ticari hayatın mı desem, siyasi hayatın mı desem. Sen nerenin şiirisin Mehmet Ceran kardeşim? Gel anlat kardeşim, anlat.
Ama bir daha ailemi üzecek şekilde yazı yazma rica ediyorum.
Bana saldır kardeş. Mesele değil.
Yanlış algılanacak, mesela en başta annemin gönlünü kıracak şeyler yazma lütfen.
Sınır olsun yahu.Müslüman Müslümana Yahudi gibi düşmanlık eder mi Mehmet’im? Adının hürmetine yahu. Özenme Siyonist Yahudilere.
Bak dikkat edersen, ben sadece senin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştığını yazdım. Halbuki fazlasını bildiğimi tahmin ediyorsundur. Merak etme, sırrımız o bizim.
Gör ince ruhumu. Rica ediyorum.
İpucu
Pek inanmasalar da; derdimiz var ya kendimize göre memlekete dair. 7 Ekim’de şunları yazmışım Facebook’a. Aklıma geldi, bir hatırlatmak istedim:
“Partilerdeki adamcılık, liyakatsizlik, özellikle şehirlerdeki lobiler memleketi işte böyle fikren çürütebiliyor. Ve buna ses ettiğinizde size garip garip suçlamalar getiriyorlar.
Fareler bile tehlike anında ailesini korur, kalkan yapmaz.
Siyasetçi de namusluysa eğer; kendi hatalarına karşı davasını kalkan yapmaz. Buyurun kısa bir delirme kıssası:
İyidere Belediye Başkanı Saffet Mete, "Rize’de ve Türkiye’de binlerce Burger King var. Ben orada hiç yemek yemedim. Yeseydim İsrail’e destek vermiş olacaktım" dedi.”