Furkan Çalışkan

Furkan Çalışkan

O fotoğraf saat 15:00’te çekilmedi

Mitingler her şey demek değildir.

Ama mitingler; psikolojiyi çok etkiler.

Her ne kadar sayılar önemsizdir dense de çok önemlidir.

Yazının Devamı

Araç bayilerinin bu yaptığı doğru mu?

Türkiye’de neden bu kadar arttığı anlaşılamayan iki ana başlık var. Birincisi kuşkusuz kira fiyatları. Kira fiyatları, piyasadan son derece bağımsız, anormal bir şekilde artış gösterdi. Birçok ürün iki yılda belki fiyatını üçe katladı. Ama kira fiyatları ona katladı. Freni patlamış kamyon gibi, nereye savrulacağı belli değil. İnşallah dün açıklanan yaptırım bir fayda sağlar. Bir diğer saçma yükseliş ise ikinci el araç piyasasında yaşandı. Fiyatlar anormal şekilde yükselmeye başladı. Çünkü piyasa sadece satıcıların vicdanına teslim edildi. Araç fabrikaları (bana kalırsa) bile isteye piyasaya sıfır araç sokmamaya başladı. Buna müdahale de edilemedi. Geldiğimiz noktada aptal aptal arabalara müthiş paralar verilmeye başladı. Peki... Her şeyi anlıyorum ancak... Sıfır araç satış bayilerine ne oluyor onu anlamıyorum. Eşten dosttan duyuyorum. Bazı araç bayilerinden araba alabilmeniz için belirli şartlar varmış. O şartlardan biri de sıfır araç almak isteyen vatandaşlardan bayiler, ikinci el bir araç istiyormuş. Yani sıfır araç istiyorsan, önce ikinci eli getireceksin. Bayi bu aracı senden alacak. Alacak ama nasıl alacak? Orada da bir adaletsizlik var. Bugün piyasada 400 bin liraya satabileceğiniz ikinci bir aracınız olsun. Bayi bunu senden 300 bin liraya alıyor. Sıfır aracı sana öyle satıyor. Senden aldığı ikinci el aracı da muhtemelen süslüyor ediyor, çakıyor başkasına. Daha sonra bayi kendini şöyle temize çıkarıyor. Diyor ki; “Kardeşim sen benden bu sıfır aracı 800 bin liraya aldın. Dışarıya adım attın o araç oldu 900 bin lira, 1 Milyon lira. O yüzden ben sana bu sıfır aracı liste fiyatıyla vermem. Bana ikinci el araç getireceksin. Ben liste fiyatından kazanamadığım parayı öyle kazanacağım. Yoksa sana araba falan yok” Yani bayiler piyasanın acımasızlığının hıncını kendi müşterisinden alıyor. Şimdi şurada iki saçma durum var. Birincisi; bayiler muzdarip olduğu ikinci el piyasasını aynen işleterek karına kar koyuyor. İkincisi; sizin o vatandaşa satmadığınız sıfır aracın alış fiyatıyla ilgili bir sıkıntınız yok, düşük fiyata alıyorsunuz, kar marjınız da sabit. Benim bu işten anladığım; araç bayilerinin gözü vatandaşın cebine giren ekstra parada. Ona da ortakçı çıkıyorlar. Nasıl olsa alıcıları çok, istedikleri gibi at oynatıyorlar. Vaziyet kötü. İnşallah bu piyasadaki müthiş tutarsızlıkların sonlandığı günleri görebiliriz.

Ufak bir Davutoğlu tutarsızlığı

AK Parti’nin 17 yılında imzası olan, şimdinin sıkı muhalifi Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu bugün Kocaeli’deydi. Bir dönem emir eri olduğu Erdoğan’a, “Faizci” diyerek yüklenen geçmiş dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, ufak bir tutarsızlığa da imza attı. Davutoğlu İzmit’teki basın toplantısında, “Bütün adaylarımız kıymetli fakat Kocaeli’nin çalışan kadınlarının mecliste temsil edilmesi gerekiyor. İlk 4 sırada erkek adaylarımız var. Kadın adaylarımız da mecliste görmek istiyoruz. Onları da yanımıza görmek istiyoruz. İlk başkanlarımız şimdi milletvekili adaylarımız” ifadelerini kullandı. Sayın Davutoğlu, yanınızda görmek isteydiniz tarafı olduğunuz listenin ilk 3’üne bir kadın isim yazdırma dirayeti göstermeliydiniz. Beşinci sıraya kadın koyup bu ifadeleri kullanmanız, biraz tutarsızlık barındırıyor. Haberiniz olsun.

Yazının Devamı

Tarihi bir akşam

...

Nokta TV ekranlarında dün tarihi bir programa imza attık. Kolay değil, Türkiye’nin en popüler dört isminden birini Başiskele’de bulunan Nokta Medya binasında ağırladık. Ata İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Dr. Sinan Oğan, Nokta TV Genel Yayın Yönetmeni Berkan Aslan ve Nokta Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abbas Çakar ile birlikte sunduğumuz Seçim Özel programına konuk oldu. Sinan Oğan’ı konuk ettiğimiz program bizim gerçekten gurur akşamlarımızdan biri oldu. Henüz 3 aydır yayın hayatında olan bir kanalız. Ancak ortaya çıkardığımız iş Kocaeli standartlarının çok üzerindeydi. Yayını binlerce insan takip etti, yüzlerce yorum aldık. Sayın Sinan Oğan’ın programda söylediklerini uzun uzun köşeme taşımayacağım. Yayını izlemek isteyenler için linki aşağı bırakacağım, ayrıca Nokta Gazetesinde canlı yayınla ilgili birçok haberi de yayınladık, öne çıkan başlıkları okuyucularımıza sunduk. Benim gündeme getirmek istediğim konu; Kocaeli’deki bir televizyon kanalının böylesi bir başarıya imza atabilmesi. Başiskele’deki stüdyomuzda ülke çapında bir işe imza atmanın mutluluğunu yaşadık. Bu başarıyı asla kendi başarımız olarak görmüyoruz. Çünkü siz okurların, seyircilerin desteği olmasa yaptığımız hiçbir işin kıymeti yok, bunun fazlasıyla bilincindeyiz. Nokta Gazetesinin de Nokta Televizyonunun da adı teröre bulaşmamış tüm isimlere kapısı açıktır. Hepimizin bir dünya görüşü var. Ben tarafsızım diyen her gazeteci yalan söylüyordur. Herkesin gönlünde bir aslan yatar, herkesin kendince bir fikri vardır. Mesele bir gazetecinin gönlünde yatan değil, muhataplarına ne kadar konuşma imkanı tanıdığı, farklı görüşlere ne kadar yer verebildiği, tahammül edebildiğidir. İşte biz Nokta Medya olarak bunu yapabilmenin gayretindeyiz. Evet, bizim için tarihi bir akşamdı. İnşallah sizlerin desteğiyle çok ama çok daha iyi yerlere geleceğiz. Lütfen elinizi, gözünüzü bizden çekmeyin. Yanlışımızı eleştirin, yüzümüze çarpın. Biz burnu havada, ben söylüyorsam doğrudur diyen bir bakış açısında değiliz. Gücün sizlerden geldiğini bilen, gazeteciliğimizi maddiyet önceleyerek değil, toplum için yapanlardanız. Ve bizim her daim sizin desteğinize ihtiyacımız var. Siz yoksanız, bizim hiçbir anlamımız yok.

Nokta Atışı bir kültür oluşturacak Bizden bahsetmeye devam edeyim. Hayalimdi, bir program yapıp, karşıt görüşleri aynı masa etrafında oturtup ortak konuları tartıştırabilmek istiyordum. Çok şükür, Nokta TV çatısı altında bu hayalimi gerçeğe dönüştürme fırsatı yakaladım. Moderatörlüğünü yaptığım, her Çarşamba akşamı saat 20:30’da yayınlanan Nokta Atışı programına AK Parti İzmit Belediye Meclis Grup Başkan Vekili Muharrem Tutuş ve CHP Kocaeli Milletvekili adayı Mehmet Ümit Küçükkaya ile başladık. Bir AK Partili, bir CHP’li oturup her akşam kent ve ülke gündemini değerlendirdik. Kimse kimseye bağırıp çağırmadı, ortak bir masa etrafında seviyeli bir şekilde fikirlerimizi konuşabildik. Muharrem Tutuş, AK Parti İzmit İlçe Başkanı olarak görevlendirildikten sonra programımızdan ayrılmak zorunda kaldı. Geçtiğimiz hafta ise Muharrem Tutuş yerine aranan kanı bulduk. AK Parti İl Başkan Yardımcısı sevgili Murad Ergelen’le birlikte Nokta Atışı tekrar çıkış ayarlarına dönüş yaptı. Murad Ergelen eli kalem tutan, donanımlı, konuştuğunu dinleten, bilgili, milliyetçi-mütedeyyin kesmin bu kentin değerli temsilcilerinden biri. Sevgili Mehmet Ümit Küçükkaya ile birlikte Murad Ergelen de Nokta Atışı’na büyük bir değer katıyor. Ben istiyorum ki Nokta Atışı programı bu kentte yok olmaya yüz tutmuş bir geleneği canlandırsın. Farklı siyasi partilerden isimler aynı masa etrafında oturabilsin, fikirlerini konuştursun. Bu sebeple Nokta Atışı programı, kent televizyonculuğunun çok daha iyi yerlere evrilmesine sebep olacak kilometre taşlarından biri oldu. Ama konu yine size geliyor sevgili okurlar, sevgili seyirciler. Eğer siz destek olmazsanız, siz izlemezseniz, siz katkı vermezseniz bizim tüm uğraşlarımız beyhude bir çabadan ibarettir. Okurlar olarak özgür bir platform istiyorsunuz; işte özgür platform. Farklı görüşten insanlar bir arada konuşabilsin istiyorsunuz; işte o aradığınız program. Her görüş kendini ifade edebilsin istiyorsunuz; işte Nokta TV işte Nokta Gazetesi. Gelin kent basınına yeni bir soluk, yeni bir heyecan getiren Nokta Medya Grubunu birlikte büyütelim. Bize konu desteği verin, soru desteği verin, yeri gelsin yerin, yeri gelsin hakkımızı teslim edin. Hep beraber çok daha büyük ve güzel işlere imza atacağımıza inancım tam.

Yazının Devamı

151 aday adayı 1 kişilik kontenjana talip olmuş

AK Parti Kocaeli Milletvekili Aday Listesi sanıyorum ki teşkilatın çok büyük bir bölümünü şaşırttı. Listenin iyi mi kötü mü şeklinde tartışılacak bir tarafı yok bu saatten sonra. Ancak üzerine çeşitli değerlendirmeler yapılıyor ve bir süre daha yapılmaya devam edecek.

SOKAKTA SORUN YAŞATMAZ Öncelikle AK Parti’nin Kocaeli Milletvekili adaylarını sırasıyla hatırlayalım: Prof. Dr. Sadettin Hülagü, Radiye Sezer Katırcıoğlu, Veysal Tipioğlu, Mehmet Akif Yılmaz, Cemil Yaman, Sami Çakır, Yasemin Özdemir, Mehmet Ellibeş, Ali Güney, Berna Abiş, Hasan Soba, Erkan Aksoy, Gülay Artut ve İbrahim Efe. Evet, liste sokakta sorun yaşatmaz. Şöyle yaşatmaz; ismi şaibeli işlerle ayyuka çıkmış, vatandaşın kafasında soru işareti oluşturan kişiler değil bu saydıklarımız. Demografik olarak değerlendirdiğimiz zaman listede bir Giresunluya, seçilebilecek bir sırada Manav bir isme yer verilmesi daha pozitif yorumlara sebep olabilirdi.

RÜZGARI KİM ESTİRECEK? AK Parti Kocaeli Milletvekili Aday Listesi aslında adaylar açıklanmadan bir önceki akşam kulislere düştü. Biz de listeyi gördük. Açıkçası ben dahil birçok gazeteci, birçok teşkilat mensubu listenin doğru olmadığına kanaat getirmişti. Dikkat ederseniz böyle dönemlerde korsan liste haberleri çok yapılır, yüzde 100 doğru çıkan listeyi kulis haberi olarak bile yapmadı. Ve liste belli olduktan sonra teşkilat mensupları şunu sormaya başladı. Bu listede sokakta rüzgar estirecek, listeyi sırtlayıp götürecek, coşkuyu arttıracak isim kim? Mevcutta olan milletvekillerini zaten bu kategoriye koymuyoruz. Bu noktada Sadettin Hülagü’ye çok ciddi bir görev düşüyor. Liste başı olarak bürokrasinin verdiği durgunluktan kurtulup, gerek teşkilat mensuplarıyla gerekse de vatandaşla çok daha samimi diyaloglara girmesi, kendini sevdirmesi gerek. Aynı değerlendirmelerim Veysal Tipioğlu için de geçerli.

Yazının Devamı

CHP tarihinin en iyi salon programı

CHP 28. Dönem Milletvekili Aday Adayları tanıtım programı dün Kocaeli Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. Bende hedeflediğim saatte gidemesem de, oradaydım. Şunu ifade ederek yazıya başlamak istiyorum. Dünkü program, CHP Kocaeli tarihinin en organize, en muntazam salon programlarından biriydi. Emeği geçenleri tebrik etmek gerekiyor. Şimdi, başlayalım.

SADEYDİ Kocaeli Kongre Merkezine saat 12:45 sıralarında gelebildim. Otoparkta çok ciddi bir araç yoğunluğu vardı. Arabamı Seka Bahçe Düğün Salonunun çaprazındaki otopark sırasına koydum. CHP İl SKM, dışarıdaki bayrak süsüne pek önem vermemiş. Boydan boya dolanmış bayraklar yoktu. Kongre Merkezinin girişinde yine öbek öbek partililer vardı. Bazılarıyla selamlaştıktan sonra içeri girdim. Kongre Merkezinin içi de doluydu. CHP’liler yıllar sonra iktidara herhalde en çok şimdiki kadar inandılar. Coşkululardı, heyecanlılardı, umutlulardı.

İL KONGRESİNDEN BİLE KALABALIKTI CHP Kocaeli İl Örgütü, sanırım ilk defa Kocaeli Kongre Merkezini tamamen doldurmayı başardı. Salonun alt kısmındaki tüm oturma alanları, merdiven boşlukları ve üst balkon tamamen doluydu. Salon süslemeleri de oldukça sadeydi. Sanırım CHP İl SKM, bayrak doluluğundan ziyade program doluluğuna odaklanmıştı. Dikkatten kaçmaması gereken bir nokta var. Yıllarca CHP programlarına gittim, ben bu kadar kalabalık olup bu kadar dakik başlayan başka bir program görmemiştim. Program tam saatinde başladı ve İl SKM Başkanı Mehmet Nazım Gençtürk kürsüye geldi. Gençtürk özellikle konuışmasının son bölümünde vurgu ve tonlamasıyla salonu bir stadyuma çevirmeyi başardı. Gençtürk’ün ardından kürsüye CHP İl Başkanı Bülent Sarı geldi. O da heyecanlıydı. Daha sakin bir konuşma gerçekleştirdi ve zaman kaybedilmeden aday adaylarının tanıtımına geçildi.

Yazının Devamı

Temayülde ‘patron benim’ dediler

28. Dönem Milletvekili aday adayları için temayül yoklaması gerçekleştirildi.

AK Parti’de dün heyecanlı bir gündü. 28. Dönem Milletvekili aday adayları için temayül yoklaması gerçekleştirildi. Antikkapı Restoranda gerçekleştirilen temayül yoklaması saat 10:00 sıralarında başladı. 6 saat süren temayül yoklaması Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, İl Başkanı Şahin Talus, İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca ve Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç’in gözetiminde gerçekleştirildi. 1.855 teşklilat mensubunun oy kullanma hakkının bulunduğu temayül yoklamasında 1.664 teşkilat mensubu oy kullandı. Yani temayül yoklamasına katılım oranı yüzde 90’ı buldu. Bir Cumartesi günü. Hem de ramazan ayındayız. Hemen hemen herkesin oruçlu olduğu bir günde teşkilat, eksiksiz bir şekilde temayüle geldi desek abartmış olmayız. Peki ortam nasıldı?

BÜYÜK MORAL OLDU AK Parti’nin yaptığı temayül yoklamaları, bir zamanlar diğer partiler tarafından çok eleştirilirdi. Sonuçlar öğrenilmiyor, temayülden kimler çıktı bilinmiyor, öyleyse sandığa gitmenin ne önemi var vesaire vesaire. Etkisi olmadığı iddia edilen AK Parti’nin temayülleri gibi coşkulu sandık programlarını da diğer partilerde göremediğimizi ifade etmek isterim. Dünkü temayül AK Parti teşkilatlarına çok büyük moral oldu. Çünkü böylesi sıkıntılı bir dönemde yaklaşık 2 bin kişiyi gönül rızasıyla, ramazan ayında sandık başına getirmek tartışmasız çok önemli bir iş.

Yazının Devamı

İzmit Belediyesi'nde sendika değişir mi?

İzmit Belediyesinde ve iştirak şirketinde çalışan yaklaşık 1.800 personeli ilgilendiren toplu iş sözleşmesi geçtiğimiz hafta imzalandı.

Sözleşmenin imzalandığını öğrendiğim zaman ilk olarak Genel İş Sendikası Şube Başkanı Vedat Küçük’ü arayarak detayları öğrendim.

Belediyede birinci grup için yevmiye 450, ikinci grup için 468, üçüncü grup için 483, dördüncü grup için 498, beşinci grup için 544, altıncı grup için 575, yedinci grup için ise 675 lira oldu.

Yazının Devamı

Muhalefetteki Muharrem İnce endişesi

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin önlenemez bir yükselişi var.

Muharrem İnce, Türk siyasetindeki yeni figürlerden biri değil.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni CHP’yi oluştururken dışarıda bıraktığı ancak uzaklaştıramadığı İnce, ‘Gel bakalım Muharrem’ denilerek, Genel Merkezin de kaybedileceğini bildiği bir seçimde Cumhurbaşkanı adayı gösterildi ve kendisine final yaptırıldı.

Yazının Devamı

“Fatma başkan vekilliğe dönmek istiyor”

Evet, son günlerde CHP’nin içinden farklı farklı çok insandan duyduğum bir cümle.

“Fatma başkan milletvekilliğine geri dönmek istiyor. Bunun için bir süredir zemin yokluyor.”

Evet, son günlerde CHP’nin içinden farklı farklı çok insandan duyduğum bir cümle. “Fatma başkan milletvekilliğine geri dönmek istiyor. Bunun için bir süredir zemin yokluyor.” Bu iddiayı ya da niyet okumayı mı desek daha uygun olur bilemedim, CHP’lilerin kendilerine göre haklı sebepleri ve çıkarımları da var. Bazı CHP’li arkadaşlar ciddi ciddi diyor ki; - Fatma başkan her fırsatta İzmit’ten kaçıyor. Son bir aydır deprem gündemi var, her fırsatta oraya gidiyor. İzmit Belediyesinin deprem bölgesinde yaptığı işlere bakarsan, kendisinin sürekli orada olmasına da gerek yok. Ama depremden önce de iki aydır sürekli Ankara’ya gidiyordu. Bulduğu her fırsatta İzmit’ten uzaklaşıyor. - Elinden gelse hiçbir meclise katılmayacak. Son üç aydır İzmit meclislerine katılmıyor. Ondan önce de ne kadar seyrek katıldığını hepimiz biliyoruz. Gerçi o olmadığı zaman İzmit meclisi daha huzurlu. Bak ne zamandır kavga yok. - İzmit’in, belediyenin sorunlarına eğilmiyor. Aylardır devam eden sözleşme görüşmelerini çözmüyor. İşçilerin beklediği promosyonlara dalmıyor. Göstermelik açılışlar yapıyor. Gün öldürüyor. - İlişkilerini her zaman CHP’nin kafadaki isimleriyle sıcak tutmanın peşinde. O yüzden sürekli Ankara temasları yapıyor. Yerel siyasette ilerlemeyi hedefleyen birisi neden sadece “büyüklere” oynasın? - CHP İl Başkanı Bülent Sarı'ya ayar verdi. İzmit İlçe Başkanı Gökhan Darcan’ı tanımadı. CHP İzmit İlçenin WhatsApp grubuna alındığı gibi çıktı. Herkesi bu kadar yok sayan, kıran, döken, yanından uzaklaştıran biri nasıl yerel siyasette devam etsin, nasıl tekrar insanları birleştirsin? - Milletvekiliyken daha popülerdi. Çünkü icra makamında değildi. Daha rahat hareket ediyordu. Belediye başkanlığı Fatma başkanın siyaset tarzına yeterince uymadı. Bir fırsat varken onu değerlendirmek istiyor. Fakat ben, her ne kadar bazı haklı çıkarımlar da ortaya koyulsa, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in milletvekilli olacağına pek ihtimal vermiyorum Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Fatma hanım için, “Büyükşehir adayımız” demedi mi zamanında? Öte yandan İzmit Belediyesinde 21 Cumhur İttifakı meclis üyesi, Fatma başkanla beraber 17 Millet İttifakı meclis üyesi bulunuyor. Hürriyet’in görevi bırakması durumunda bu senaryoda İzmit Belediyesini CHP teslim etmiş olur. Ayrıca 9 Mart 2023 tarihli CHP’nin MYK toplantısında, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve il genel meclis üyelerinin milletvekili aday adaylığı için istifa etmemeleri yönünde tavsiye kararı alınmış. En önemlisi de şu. Fatma Kaplan Hürriyet zaten bir görevde. CHP’nin içinde çok fazla milletvekilliği görevini taşıyabilecek, örgütü için mücadele vermiş kadınlar var. Böyle isimler varken, zaten görevde olan birini milletvekili yapmak örgüt içinde de homurtulara neden olacaktır. Bu Kemal beyin, “Sofrayı büyütme” tabirine de uymaz bana kalırsa. Yani bu çizilen senaryonun gerçeğe dönüşeceğine pek ihtimal vermiyorum.

İlçe başkanları beklenmeliydi

AK Parti İl Başkanı Mehmet Ellibeş istifa etmeden önce, il yönetiminin de mütabık kaldığı bir ismi, Ahmet Sönmez’i İl SKM Başkanı olarak belirledi. Ellbeş istifa etti, iki ay sonra yerine İl Başkan Vekili Şahin Talus geldi. Şahin Talus, Halit Çokan ve Selim Çoban’ın genel merkezde mülakata girmesinin ardından, İl SKM Başkanlığında da değişiklik yaşandı. Genel Merkezin isteği doğrultusunda İl SKM Başkanı Ahmet Sönmez’in yerine Alper Doğan getirildi. AK Parti İl Teşkilatında bu hadise krize yol açtı, Ahmet Sönmez haklı olarak tepki gösterdi. Şimdi ise AK Parti ilçe teşkilatları, geçtiğimiz hafta ilçe SKM başkanlarını belirledi. Ancak SKM başkanlarını belirleyen ilçe başkanlarından, milletvekili aday adaylığı için istifa edecek. Hal böyleyken, ilçe SKM başkanlarını belirlemek için, mevcut ilçe başkanının durumunu beklemek doğru olmaz mıydı? Atanacak ilçe başkanları ile mevcut SKM başkanları arasında bir iletişim sorunu olursa ne olacak? Başiskele İlçe Teşkilatında SKM başkanının belirlendiği süreçte yaşanan krizleri gördük. Benzer şeyler diğer ilçelerde de mi yaşansın? Neden bu ‘sorun’ kapısı aralık bırakılıyor? Ben anlamadım...

Yazının Devamı

Belediyelerde 40 saat krizi

...

Kocaeli Büyükşehir Belediyesinde ve ilçe belediyelerinde toplu sözleşme görüşmeleri Aralık 2022’de başladı. Aradan geçen 4 ayın içinde yalnızca iki belediye toplu iş sözleşmesini imzaladı. Bunların ilki Karamürsel Belediyesi oldu, çıta yükseltildi. 2 Şubat’ta imzalanan toplu iş sözleşmesinden önce Karamürsel Belediye Başkanı İsmail Yıldırım Nokta Gazetesine konuşmuş, belediyesindeki işçilerin net maaşlarının 13.500 TL seviyesine, giydirilmiş ücretin ise 15.000 TL seviyesine geldiğini söylemişti. Kocaeli Büyükşehir Belediyesinde de imzalar 11 Şubat’ta atıldı. Büyükşehir ile İSU’da görev yapan 5.300 Belde A.Ş. işçisinin 280 TL olan en düşük yevmiye tabanı 334 TL’ye çekilerek, üzerine de %60 oranında zam yapıldı. Böylece en düşük yevmiye 533,76 TL’ye çıkarıldı. Yakacak, çocuk, yol ve yemek parasıyla Belde A.Ş. işçisinin en düşük ücreti ocak ayı itibariyle 15.000 TL oldu. İkramiye ve bayram parası da eklendiğinde ocak ayında en düşük giydirilmiş maaş 16.750 TL olacak. Şimdi ilçe belediyelerini, Kocaeli Büyükşehir Belediyesiyle kıyaslamam ama Karamürsel ile kıyaslayabilirim. Sözleşme görüşmelerinin sürdüğü 7 belediyeden yalnızca iki tanesi ücret teklifi vermiş. O da giydirilmiş 12.500 TL. Diğer 5 belediyeden teklif gelmemiş. Yerel Sen temsilcileri görüşmelerde başkanların afet bölgesinde olmasından dolayı işin ağırdan ilerlediğini ifade ediyormuş. Evet, büyük bir felaket yaşadık. Depremde mağdur olan, canı yanan vatandaşlarımızın yanında olalım, olmaya devam edelim. Ama burada da hayat devam ediyor. Belediye başkanları kadar belediye işçileri de deprem bölgesinde mücadele veriyor. Ayrıca bu süre zarfında Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, deprem bölgesinde değil de Bodrum’da tatil falan yapıyor herhalde? Yani sözleşme sürecini uzatmak için lafı eveleyip, geveliyorsunuz gibi geliyor bana. Uzatmadan, lafı eğip bükmeden. 12.500 TL giydirilmiş ücret teklifi yapan belediye başkanlarına soruyorum; siz bu maaşla geçinebilir misiniz? Ramazan ayı geliyor, toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başlayalı 4 ay olmuş, hala hiçbir aşama kaydedilmemiş. Şaka mı bu? Grev oylamasına doğru gidiliyor belediyelerde. Türkiye tarihinin en kritik seçimi öncesinde, siz AK Partili belediyelerin böylesine bir sıkıntıyla gündeme gelmesini anlayamıyorum. Asgari ücretin geldiği nokta ortada. Hayat pahalılığının ulaştığı nokta ortada. Bütçe diyorsanız bende o zaman işçi kadrolarını bu kadar şişirmeseydiniz derim. Bakın, Karamürsel Belediyesi nasıl başardı? Siz neden başaramıyorsunuz? Diğer ilçe belediyelerinin Karamürsel Belediyesindeki toplu iş sözleşmesinin baya bir altında teklif vermesi ne derece doğru? Ayrıca bazı belediyelerde çalışma saatleriyle ilgili de ciddi bir problem var. Büyükşehir Belediyesinde 40 saat çalışılıyor. Başiskele Belediyeisnde sözleşmede 45 saat gözükse de 40 saatlik mesai uygulanıyor. İzmit Belediyesinde 40 saat çalışılıyor. Bazı belediyeler 45 saatlik mesaiyi 40 saate çekmek istemiyormuş. Ciddi bir kriz nedeninin de bu olduğunu öğrendim. Hizmet İş Sendikası da diyor ki; “Biz geçtiğimiz sözleşme döneminde, ilk sözleşme diye 45 saati onayladık. Bu dönem 40 saat talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Birçok belediye 40 saat mesaiyle çalıştığına göre, demek ki istediğimiz şey gayet mantıklı. Geri adım atmayacağız.” Bence de atmasınlar. Sevgili belediye başkanları; gelin bu darboğaz dönemde işçinin sesini duyun, adamların hakkını da verin, çalışma saatlerine de düzenleme getirin tıpkı diğer belediyelerdeki gibi. Bu iş greve varmadan çözülsün.

OSMANLI BEYGİRLERİ GİBİYİZ

Haftada 40 saat çalışma meselesinden hazır konu açılmışken... Osmanlı Devletinde yük hayvanlarının da tatili varmış biliyor musunuz? Kadim Osmanlı medeniyeti, Padişah 3. Murad döneminde, 1587'de "yük beygirlerine taşıyabileceklerinden fazla yük yüklenmemesi konusunda" ferman çıkarmış. Fermanda, sahiplerinden, hayvanlarını iyi beslemeleri istenirken, hayvanlara tahammül edebilecekleri ağırlıktan fazlasını yüklemek de yasaklanmış. Daha sonra ise 1856’da yük hayvanlarına Cuma günleri izin verilmiş. Tatil günlerinde yük hayvanlarına herhangi bir şey taşıtmanın yasaklandığı gibi, hayvan sahiplerinin de örneğin beygirinin üzerine gezmesi yasaklanmış. Dönemin zabıtaları Cuma günleri yük beygirine bindiğini gören hayvan sahiplerine uyarılar yapıyorlarmış. Bende dahil, haftada bir gün izin yapan tüm dostlara sesleniyorum. Osmanlı’daki yük beygirinden farkımız yok. Ulan en azından beygir tatil gününde şuraya gideyim, buraya gideyim diye düşünmüyordur. Biz düşünüyoruz, zaten bir günümüz var, değerlendirelim diyoruz. Sonra dinlenemiyoruz. Dinlensek, bir şey yapamıyoruz. Avrupa ülkelerinde çalışma saatinin 4 güne indirilmesi konuşulurken haftada bir gün izin, insanlık için bir dramdır.

Yazının Devamı

Meral Akşener sattı mı? Harcandı mı?

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cuma günü öğleden sonra Türk siyasal tarihine damga vuracak açıklamalardan birini yaptı. Türk siyasetine yön vermek isteyen Altılı Masa, ilk toplantısını 12 Şubat 2022’de yapmıştı. O günden bu yana masa toplandı, dağıldı, toplandı, dağıldı. Ve Cuma günkü Akşener’in açıklamasıyla beraber artık Altılı Masa’dan söz etmek pek de mümkün değil. Bu önemli meseleyi sanırım birkaç perspektiften değerlendirmek gerekiyor. Başlayalım...

KILIÇDAROĞLU’NUN KATKISI YADSINAMAZ

İyi Parti’nin siyasal yükselişinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun etkisi yadsınamaz. 2018’de partinin genel seçimleri katılabilmesi adına en büyük desteği Kılıçdaroğlu verdi. Önce İyi Parti’ye 15 milletvekilini verdi, TBMM’de grup kurmasını sağladı. Millet İttifakı kurulduğundan bu yana geçen süreçte CHP’nin bütün belediye başkanları, il başkanları, ilçe başkanları İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve İyi Partililere çok hürmet gösterdi. CHP’li başkanlar Meral Akşener’e adeta kurşun askerlik yaptı. O hangi kente gittiyse Kocaeli dahil, herkes emir eri gibi peşinden koşturdu. CHP örgütleri de CHP’li belediye başkanları da İyi Parti’yi el üstünde tuttu. Hatta bir dönem kentte dönemin CHP İzmit İlçe Başkanı Hakan Çakar’ın CHP’li İzmit Belediyesinde bazı işleri çözdüremediği ancak dönemin İyi Parti İzmit İlçe Başkanı Pelin Coştur Filiz’in belediyedeki hareket alanının çok daha geniş olduğu yazıldı, çizildi. İyi Parti’yi büyüten faktörlerden biri de CHP’nin yayın organlarıydı. Tele 1’i, KRT’si, FOX’u her zaman İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e kucak açtı. Kendini ifade etme fırsatı sundu. İyi Parti bir nevi CHP’nin tüm cephaneliğini kullandı ve bugünlere ulaşmasında CHP’den müthiş bir şekilde istifade etti. Bu anlattıklarım reddedilemez, ya öyle değil böyle aslında denilemez gerçekler.

Yazının Devamı

İzmit merkezde 40 dakikada 4 patlama

Evet, başlık biraz abartılı gibi gözükse de şaka değil, anlatacağım.

Evet, başlık biraz abartılı gibi gözükse de şaka değil, anlatacağım. Nokta Medya’nın binası Başiskele’de olduğu için eskisi gibi sık İzmit çarşıya inemiyorum. Geçtiğimiz Salı günü uzun zamandan bu yana gelememenin hasretiyle çarşıdaydım. Günü merkezde geçirdim. Saat 18:00 gibi Mehmet abinin sahibi olduğu, Kahve Dünyasının karşısında Cebesoy Sokak üzerindeki Çay Dünyasına oturdum. Öyle kendi halimde otururken, hemen yan binanın çatısından aşağı demir saclar uçuşmuş. Bu sacların biri bir arabaya isabet etmiş. Allah’tan birinin kafasına, koluna, bacağına denk gelmedi. Yolda yürürken bir yerden kafanıza demir sac uçuşuyor, hastanelik oluyorsunuz, belki de ölüyorsunuz. Allah esirgesin. Daha sonra Büyükşehir Belediyesine ait itfaiye ekipleri geldi, tehlike arz eden sacları topladı. Herhalde Çay Dünyasında 40-45 dakika kadar oturmuşumdur. Bu dakika aralığında Kent Meydanından 4 defa torpil patlaması sesi geldi. Çarşının göbeğinde, binlerce insanın geçip gittiği yerde gençler eğlencesine birbirine torpil atıyor. Ya da birilerini korkutmak için 10 dakikada bir torpil rastgele patlatıyorlar. 50 metre ileride de Yeni Cuma duvarlarının hemen yanında bir ekip otosu var, GBT kontrolü yapıyor. Böyle kalabalık yerlerde torpil patlatmak ne kadar doğru, ne kadar gerekli anlayamıyorum. Bana kalırsa müsaade edilmemeli. Oradaki kafelerde yüzlerce insan oturuyor. İnsanlar bariz bir şekilde rahatsız oluyor. Siz kalabalık bir yerde yürürken aniden yanınızda gürültüyle bir torpil patlasın ister misiniz? 10-15 dakikada bir kendini bilmez 3-5 gencin torpil patlatmasından çevre esnafının da mutlu olduğunu düşünmüyorum.

Koskoca bilim insanı!

Bazen sosyal medyada atılmış bir tweet, koca koca gazetecilerden, gazetelerden, televizyonlardan çok daha etkili oluyor. Sosyal medya paylaşımları çok hızlı dolaşıma giriyor, bilgi çok seri bir şekilde yayılıyor. Ben nasıl burada yazdıklarımdan mesulsem, yargılanıyorsam, sosyal medyada etki alanı olan herkes yazdıklarından mesuldür. Bir iki gündür gündem, Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan. Ercan’la ilgili şöyle yalan bir bilgi dolaşıma sokuldu. “Ahmet Ercan, hükümetin deprem politikasını eleştirdiği için gözaltına alındı.” Bırakınız bu işleri lütfen. Binlerce takipçisi olan, yazdıklarıyla, söyledikleriyle ciddi bir etki alanı bulunan Ahmet Ercan sosyal medyasından, “İlk iki gün asker inmediği için korumasız kadınlara tecavüz edilmiş.” “Yakınlarını yitiren genç kızlar, imam nikâhıyla evlendirilerek, kim olduğu belirsiz kişilerce alıp götürülüyor.” “Malatya’da bin kadar çocuk kayıp. Organ mafyası ya da çocuk pornocularından kuşkulanıyorlar” şeklinde paylaşımlarda bulunmuş. Ben bu iddiaları haberleştirsem, bende gözaltına alınırım. Koskoca bir bilim insanı, yüksek mühendis, herkesin yazmadan önce üç-beş kez düşünüp araştırması gerektiğini bileceği bu korkunç cümleleri kafasına göre kuramaz. Kurmamalı!

Nokta Atışı’nı izleyin...

Nokta TV olarak çok güzel bir yayın projesini hayata geçirdik. AK Parti İzmit Belediye Meclis Grup Başkan Vekili Muharrem Tutuş ve CHP İzmit İlçe eski Başkanı Mehmet Ümit Küçükkaya ile birlikte her Çarşamba akşamı saat 20:00’de Nokta TV Youtube Kanalında canlı yayındayız. Kent ve ülke gündemiyle ilgili ne varsa oturup tartışıyoruz. Her görüşün kendini rahatlıkla ifade edebildiği, özgür bir alan oluşturduk. Bu program sadece bizim için, televizyon için değil, kent için önemli. Ortak bir masada oturup tartışabilmek, bir fikri dikte etmeden özgürce konuşabilmek son derece önemli. Sizler de bu programa sahip çıkın. Yorumlarınızı, sorularınızı gönderin. Konuşulmaya değer ne varsa konuşalım. Bu kentin fikirsel gelişimine gelin, hep birlikte taşları döşeyelim.

Yazının Devamı

Hürriyet örgütünü tanıyacak mı?

CHP İzmit İlçe Örgütünde başkansız ve yönetimsiz kalınan 2 ayın öncesini, sonrasını yazmaya kalksak, yaz yaz bitiremeyiz. Hatta hayal gücü benden daha geniş, kurgu, olay örgüsü bilen biri burada yaşananları senaryoya dökeyim dese, en az 10 bölümlük bir sezon dizi çıkarır. Ama nihayet süreç sona erdi. İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, amacına ulaşamadı. Dalistan Filiz’in başkanlığı için çok ısrarcıydı, ama olmadı. CHP İl Örgütünün istediği isim, yani Gökhan Darcan ilçe başkanı olarak atandı ve yönetimi onaylandı. Darcan’ın ilk icraatı ise meclis üyelerinin grup toplantılarını partide gerçekleştirmek oldu. Dünkü toplantıya bende katıldım, fotoğrafı çektim, haberini yaptım. CHP’liler grup toplantılarının belediyeden, örgüt binasına taşındığı için çok memnun. İlk toplantıda Başkan Hürriyet yoktu. Ben şimdi merak e diyorum, bir sonraki ay gerçekleşecek grup toplantısına İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet katılacak mı? Yani bir nevi Başkan Hürriyet, örgütünü tanıyacak mı? Bekleyip göreceğiz...

Nokta Gazetesinde bugün okudunuz, Kocaeli’nin milletvekili sayısı 13’ten 14’e çıktı. Bu haberin kentimizdeki yüzlerce siyasetçinin içini kıpır kıpır yaptığına eminim. Madem sayı belli oldu, biz de vekil sayısı tahminimizi şimdiden tarihe not düşelim. Kocaeli, genelde AK Parti’ye Türkiye ortalamasının üzerinde oy vermiş bir kent. Bunu da göz önünde bulundurarak notumuzu düşelim. Düşelim düşmesine de sayısını net veremeyeceğim iki opsiyon var. Onu da mazur görün. AK Parti 6 ya da 7 CHP 3 ya da 4 İyi Parti 2 MHP 1 HDP 1 Bu arada sizlerin de milletvekili dağılım tahminlerinizi hayli merak ediyorum....

Kızılay’ın ne kadar büyük bir insani yardım yapılanması olduğunu, afet bölgesine büyük katkılar sağladığını inkar edemeyiz. Kızılay iştirak şirketi üzerinden çadır satması, uzun ömürlü saklanabilir gıda satması normaldir. Çünkü bu gibi büyük ihtiyaç kalemlerini, çeşitlerini kendi bünyende üretebiliyorsan bu maliyet açısından doğru bir hamledir. Ancak deprem günü, Kızılay’ın iştirak şirketindeki depoda bir çadır varsa, bölgede de ihtiyaç varsa, sende adı ne olursa olsun X bir kuruma-derneğe satışla çadır veriyorsan hatalısın. Bu yönetim zafiyeti de bir liyakat problemidir. Kızılay Başkanı dahil olmak üzere, kim bu köklü kurumu aciz göstermişse derhal kurumdaki görevinden istifa etmelidir.

Yazının Devamı

Defne’ye bir çadır bile gitmemiş! Mİ?

Türk milleti olarak Kahramanmaraş’ta meydana gelen asrın felaketinin ardından yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz.

Kocaeli olarak depremin ilk gününden itibaren afet bölgesi için seferber olduk.

Türk milleti olarak Kahramanmaraş’ta meydana gelen asrın felaketinin ardından yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Kocaeli olarak depremin ilk gününden itibaren afet bölgesi için seferber olduk. Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyüyakın ve 12 ilçe belediyemiz, var gücüyle afet bölgesi için mücadele ediyor. Şahidiz, görüyoruz, gözümüz kör değil. Dostlar, yazıya başlamadan önce iki cümleyle mesleki manada kendi halet-i ruhiyemi de ifade edeyim. Nokta TV’de sevgili Muharrem Tutuş ve Mehmet Ümit Küçükkaya hazırladığımız Nokta Atışı programında Babala TV’nin manipülatif paylaşımları, yalan ihbarlarını, Athena Gökhan’ın plazada RT yapan 30 kişiyi sahadaki binlerce gönüllümüzden üstün tuttuğunu dile getirdiğim için YANDAŞ ilan ediliyorum. Bir taraftan, “Yıkımın tek sorumlusu müteahhitler olamaz” dediğimde YOLDAŞ ilan ediliyorum. Böyle bir zamanda konuşmak ve yazmak bazen zor olsa da; biz yine kınıyacıların kınamasından korkmadan, fikirlerimizi beyan etmekten geri durmayacağız. Hak edene hakkını teslim edeceğiz. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Hatay’ın Defne ilçesine kamp kurdu. İlçe belediyelerimiz de bu bölgede görevlendirildi. Peki Defne ilçesinde neler yapıldı? Sadece Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Defne’ye 1.000’e yakın çadır sağladı. Bölgeye yine Büyükşehir tarafından günde 150’den fazla çadır nakliyesi sağlanıyor. 150 sayısı az gibi gözükebilir, ancak çadırların üretildikçe bölgeye sevk edildiğini de ifade etmek gerekiyor. Yine Defne’de 6.500 metrekarelik alanda 54 yatak kapasiteli bir hastane kuruluyor. Bu hastanenin 250 bin kişiye hizmet vermesi hedefleniyor. Bir taraftan da 35 dönümlük bir alan içinde 350 konteynırdan oluşan bir kent inşa ediliyor. Büyükşehir ekipleri bölgede içme suyu, kanalizasyon, altyapı hizmetleri, elektrik, sıhhi tesisat gibi aklınıza gelebilecek türlü belediye hizmetlerini sağlıyor. Sadece Büyükşehir’den afet bölgesine 800 kişilik ekip gitti, şimdi bu sayının 560 bandında olduğu ifade ediliyor. Defne’ye belediyesiyle, AFAD’yla, insanı yardım dernekleri ve vakıflarıyla toplamda 7.200 bandında çadır dağıtımı yapılmış bugüne dek. Yine Büyükşehir’in Defne’deki çadır kentinde eczane, sosyal market, yemekhane, berber-kuaför, okul öncesi eğitim alanı gibi ihtiyaçlar da giderilmeye çalışılıyor. Yeter mi? Yetmez. Emeği geçen her insan için söylüyorum; ortada bir emek var, mücadele ver, insanlar iş yapmaya, yaralara merhem olmaya çalışıyor. Sağcısı solcusu, ülkücüsü komünisti, emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Dün ise Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzel, Halk TV’ye çıkıp şunu söylüyor: “Dost belediyeler geldi. Beslenme, su, battaniye ihtiyacını karşıladık ama insanların burada başlarını sokabilecek bir yerleri yok. Duyun artık ya. Vallahi yeter. Bir çadır gönderemediniz. Bunun muhatabı kimse üstüne alınsın. Beni de Silivri'ye atın. Artık yeter.” Yukarıdaki bilgilere baktığımızda evet Defne’ye gerçekten bir çadır gönderilememiş. Binlercesi gönderilmiş. Hatırlanacağı üzere henüz iki gün önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da beraberindeki Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak’la beraber Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ı ziyaret etmiş, çalışmalarından dolayı tebrik ve teşekkür etmişti. Sanırım Defne’nin CHP’li belediye başkanı biraz yerel siyasetin gereğini yapıyor. Yoksa kendi genel başkanını da yalanlayan bir pozisyona düşmezdi diye düşünüyorum. Ayrıca CHP'li İbrahim Güzel'in diline bir bakın. Nedir bu tutuklanma sevdası? Yok gelsinler tutuklasınlar, yok Silivri'ye atınlar. İlginç. Biz anormal bir felaket yaşıyoruz. Yaralar çok derin, çok acı verici. Sadece Hatay’da 22 binden fazla vefatımız var, çöken binlerce binamız var. İnsanları kışkırtmak yerine yaraları sarmaya odaklanmamız lazım. Şov değil iş zamanı.

Ekşisözlük manipülasyonu

Sosyal medya dezenformasyonları; yaşadığımız asrın felaketinden sonra çok daha fazla konuşulacak. Belki şu anda yeterince gündemde değil, ama onun da sırasının geleceğini düşünüyorum. Müthiş bir bilgi kirliliği, tek elden çıkan büyük büyük yalanlar sosyal medyayı esir almış durumda. Almaya da devam ediyor. Deprem sürecinde Ekşisözlük de böyle bir mecraya dönüştü. Müthiş manipülatif başlıkla açıldı, günlerce en tepede ziyaretçilere gösterildi. Ve bu bilinçli yapıldı, buna da şahidim. Ve bir sabah uyandığınızda o başlıklar siteden kaldırıldı, yalanların delilleri yok edildi. Kaynak kim? Belli değil. Ortada bir iddia var, gerçeklik yok. Ama bir bakıyorsun herkes inanmış. Ekşisözlük’te bir kesim sadece manipülasyona çalışıyor. İşte ona bir örnek; Ahmet Hakan bugünkü köşe yazısında demiş ki; “İyi ama bu sitede sadece terör övgüsü, panik yaratma gibi kötülükler yapılmıyor ki. Burası bireylerin hukukunu çiğneme açısından da zıvanadan çıkmış durumda. Ekşisözlük’te yuvalanmış bazı pisliklere karşı bizi kim koruyacak?” Bugün ise Ahmet Hakan bu köşe yazısının ardından Ekşisözlük’te en çok okunanlara şu başlıkla girmiş: “ahmet hakan'ın sözlük yazarlarına pislik demesi” Yaaaa işte. Laf kalabalığı yapmaya bile gerek yok. Anlama kapasitesi ve seviye ortada.

Yazının Devamı

En büyük önlemlerden biri tersine göç

Çok büyük acılara, çok büyük yıkımlara şahit olduk.

6 Şubat Pazartesi günü Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki büyük deprem, bizim için asrın felaketi oldu. Çok büyük acılara, çok büyük yıkımlara şahit olduk. Öfkelendik, kızdık, umutlandık, bu zor günlerde içimizdeki dostu da gördük, düşmanı da. 6 Şubat’tan bu yana ülkemizdeki tek gündem deprem. Yavaş yavaş hayatı normalleştirme adımlarını görmeye başladık. Fakat bizim işimiz bitmiş değil, biz yaralarımızı sarmış değiliz. Yaraları sarmakla beraber, kentlerin yeniden inşa edilmesi konusunda da adımlar atılmaya başlandı. Allah devletimize güç, kuvvet versin. Vatandaşlarımıza sabır versin. Zor günler geçiriyoruz. Günlerdir televizyonlarda İstanbul depremiyle ilgili insanlara korku pompalanıyor. Korku pompalanıyor demem yanlış anlaşılmasın, gerçekten korkulması gereken, tir tir titrenmesi gereken bir senaryo Büyük İstanbul Depremi. Eminim ki bu yazıyı okuyan herkes İstanbul’u benden çok daha iyi biliyordur. İstanbul’da nefes alacak yer yok. Dapdar sokaklar, güvensiz binalar, her semtte yüzbinlerce insan. O dar sokak ve caddelere boylu boyunca park etmiş arabalar. Müthiş bir kalabalık, müthiş bir kargaşa. Uzun uzun İstanbul depreminde olacakları anlatmaya gerek yok. Herkes biliyor, herkesin bir düşüncesi var zaten. Peki bizim ne yapmamız lazım? Bina güçlendirmeleri, sağlam yapılar, afet planlamasının dışında, teknik isimlerin hakim olduğu konular dışında kalan önemli noktaları da konuşmamız gerekiyor. Bizim İstanbul’u rahatlatmamız lazım. Öncelikle tersine göçü teşvik etmemiz, artık bu herkese dar gelen İstanbul’u rahatlatmamız lazım. Kırsala, köylere yapılaşmayı kolaylaştırarak, vatandaşı teşvik etmemiz lazım. Sanayi ve ticaretin kalbi İstanbul’u Anadolu yaymamız lazım. Yeni yatırımları bir şekilde Orta Anadolu’ya, Karadeniz’e, civar şehirlere kaydırmamız, bu mega kentin yükünü hafifletmemiz lazım. Bugünkü haliyle İstanbul çökse, Türkiye çökmüş demektir. Bizim bugünden tezi yok, İstanbul’u farklı bölgelere dağıtmak için gerekli planları uygulamaya koymamız lazım. Bir umutla İstanbul’u düşünenleri, birden fazla umutla Anadolu’ya dağıtmamız lazım.

Yıkılan binaların tek sorumlusu müteahhitler olamaz. Herkes elini vicdanına koysun. Yıkılan binanın müteahhidinden, yapı denetimcisine, projesine onay vericisinden, yeterli inceleme yapmadan imar barışına sokanına kim varsa... Ama kim varsa hesap vermelidir. Vurun abalıya olmaz, vurun suçluya, vurun suçlulara.

Yazının Devamı

Deprem, tatbikat, kaos, imar affı ve siyaset

Türkiye, her geçen gün doğal olup olmadığıyla ilgili soru işaretleri ortaya atılan büyük bir afetle karşı karşıya kaldı.

Türkiye, her geçen gün doğal olup olmadığıyla ilgili soru işaretleri ortaya atılan büyük bir afetle karşı karşıya kaldı. ABD’nin 2002 Millenium Challenge (Binyılın Meydan Okuması) tatbikatında işlenen senaryonun bugünlerde iyice popülerleştiğini görüyoruz. ABD menşeili bir şirketi depremin merkez üssü Kahramanmaraş Pazarcık ilçesinde yerin 6 bin metre altında bir petrol arama kuyusunun olduğu iddiası ve depremin 7 km derinde meydana gelmesi, depremin ardından önümüze sürekli olarak düşen, yıllar önce ABD’de denenmiş yapay deprem oluşturmak için deprem bombalarının kullanıldığı videolar, gerek bir anda apar topar elçiliklerin kapanması, durduk yere gelen bir boğaza demirleyen Amerikan savaş gemisi, depremin hemen ardından nükleer enerji sınıfında olan USS George H.W. Bush gemisinin apar topar Akdeniz açıklarına gönderilmesi, çok büyük bir acıyla uğraşan Türkiye’de sürekli olarak pompalanan dezenfermasyonla kaosun tetiklenmeye çalışılması, Türkiye’deki çeşitli etnik topluluklarını birbirine karşı düşmanlaştırma gibi birçok örneği yukarıda ifade ettiğimiz Binyılın Meydan Okuması tatbikatı ile ilişkilendirebiliriz. Merak edenler meşhur tatbikatın içeriğini internetteki açık kaynaklardan araştırabilirler. Öyle bir deprem yaşadık ki; yıkıcı etkisinin ne kadar büyük olduğunun tam da farkında değiliz gibi. Bunca acıyla, enkazla, parçalanmış hayatlarla uğraşırken, görüntülere içimiz kan ağlarken, ayrı ayrı bir sürü gündemle eş zamanlı olarak meşgulüz. İnsanlar cansiperane enkazdan canlı çıkarmaya çalışırken, yok ona yardım yapılmış, bu şuna şöyle demiş, yok hiçbir yerde devlet yokmuş gibi anlık toparlanma sürecine hiçbir katkısı olmayan gündemlerle sürekli beynimiz bulandırılıyor. Bazen ne düşüneceğimizi, ne konuşacağımızı bilemiyoruz. Tabi bu deprem ülkemizdeki yapılarla ilgili korkularımızı en üst seviyeye çıkardı. Şimdi İmar Affı konusuna geçiş yapalım. İmar Affı bir ihtiyaçtı, vatandaşın evini yıkamıyordun, ama tapu sorununu da çözmek zorundaydın. Ve çözdün. Peki nasıl? İşte asıl mesele burada başlıyor. Net bir şekilde uygulanan imar affıyla ilgili fikrimi beyan edeyim: Eğer betonarme, risk teşkil eden yapılarda binayla ilgili hiçbir fizibilite çalışması yapılmadan belediyesiyle, bakanlığıyla, müteahhidiyle, göz yumanıyla, sadece vatandaşın eline bir tapu kağıdı verdiysen, yasa kapsamına giren ve yıkılan binalardaki kan, sorumluların eline sıçramış demektir. Son birkaç gündür de şiddetli bir şekilde CHP kanadı; imar affı üzerinden hükümete yükleniyor. Peki CHP imar affına karşı mıydı? Ya da ne kadar karşıydı? Yine açık kaynaklardan gördüğümüz ve Twitter’da bir sürü hesaptan paylaşıldığı gibi; İmar barışı yasasına CHP’li Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, Mersin Milletvekili Hüseyin Çamak, İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, İzmir Milletvekili Musa Çam, Samsun Milletvekili Hayati Tekin ve Tokat Milletvekili Kadim Durmaz neden imza vermiş? Bu detay hayli dikkat çekici. Şimdi yakın tarihe dönelim. BBP Genel Başkanı Mustafa Destici imzasıyla İmar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi halihazırda Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda bekliyor. Teklifin özetinde, “Teklif ile ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla Yapı Kayıt Belgesi başvuruları için daha önce belirlenmiş sürelerin uzatılması ve daha önce bu sürelerden kaynaklı belgeleri iptal edilenler hakkında tesis edilen idari işlemlerin ve para cezalarının iptal edilmesi amaçlanmaktadır” deniyor. 11 Ekim 2022’de verilen bu kanun teklifi zannediyorum ki yaşanan felaketin ardından geri çekilececektir. Çekilmelidir de. Yine CHP kanadından konuyla ilgili ilginç bir gelişme daha yaşanmış. CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, imar barışıyla ilgili bir teklif veriyor. Teklifin verildiği tarih 4 Ocak 2023. Teklif özetinde, “Teklif ile, ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapılar için yapı kayıt belgesi başvuru süresi ile kayıt bedeli ödeme süresinin uzatılması ve daha önce bu süre kayıtlarına aykırılık nedeniyle belgeleri iptal edilen tesis edilen idari işlemlerin ve para cezalarının iptal edilmesi öngörülmektedir” deniyor. Ancak CHP’li vekil Çetin Arık bu kanun teklifini geri almış. Depremden sonra mı önce mi geri çekti bunu bilemiyorum. Bunları da söylemde ve eylemde ortaya çıkan iki farklılığı gösterebilmek adına anlattım. Çok büyük bir afet, çok büyük bir felaket yaşadık. 85 Milyon olarak öncelikle yaralarımızı sarmaya odaklanmamız lazım. Sahadaki insanları demoralize etmememiz lazım. Dezenfermasyon yapmamamız lazım. Deprem üzerinden siyaset devşirip, toplumun sinir uçlarıyla oynanamamız lazım. Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkesi, Arabı, Suriyeliyi, Afganlıyı birbirbirine düşürmeye yönelik hareketlerden, söylemlerden uzak durmamız lazım. Suçlunun cezasını vatandaşa değil, yetkilisine bırakmamız lazım. Şu kaotik ortamdan bir çıkalım. İnsanlar hala hayatlarıyla uğraşıyor afet bölgesinde. O canlara odaklanalım, bunca depremzedeyi nereye yerleştireceğiz, ihtiyaçlarını karşılamak için neler yapabilirz bunları düşünelim. Ve sonra konuşulması gerekenleri, hataları, yanlışları hep birlikte ve daha gür bir şekilde değerlendirelim ve artık lütfen ama lütfen ders çıkaralım! Yazıyı Kocaeli Üniversitesinin ve kentin önemli isimlerinden, Prof. Dr. Cüneyd Özkürkçügil’in geçtiğimiz günlerde sosyal medyadan paylaştığı bir gönderiyle bitiriyorum. “YENİ FAY HATTI! Acılı günlerimizde bilim insanları Tv'lerde fay hatlarını anlatıyorlar. En büyük fay hattı olan 'Toplumsal Fay Hattı' çok enerji topladı. Kırılırsa çıkan enerji çok korkutucu olacak gibi Önerim, bu fay hattı ile ilgili olarak sosyologlar konuşmalı...”

YAZIYA EK CHP'de görevli üst düzey bir yönetici yazı yayına girdikten sonra yukarıda evet oyu vermiş milletvekilleriyle ilgili bir bilgilendirme yaptı: “Torba kanun içerisinde İmar Affı yasasının yanı sıra başka yasalar da olabiliyor. Elektronik oylama olduğu için siz vatandaşın lehine başka bir kanun için ‘evet’ demişseniz bu evet diğer yasalara onay vermiş gözüküyorsunuz. İmar Barışında evet oyu vermiş gözüken CHP'li vekillerin durumu bu şekildedir.”

Yazının Devamı

Bu felaketin de altından kalkacağız evelallah!

Gece saat 05:00’e geliyor, acı acı telefonum çalmaya başladı.

Telefonun ucunda Nokta Medya Yönetim Kurulu Başkanı Cezmi Çiçek.

“Furkan, doğuda çok büyük bir deprem oldu.”

Yazının Devamı

AK Parti temayülünde neler yaşandı?

AK Parti İl Başkanı Mehmet Ellibeş, 27 Ocak Cuma günü görevinden istifa ederek milletvekili aday adayı oldu. Ve teşkilat o gün temayül kararını aldı. Dün ise AK Parti İl Teşkilatında gerçekten coşkulu olarak nitelendirebileceğimiz bir temayül yoklaması yapıldı. Temayül yoklamasında il yönetim kurulu üyeleri, İl Disiplin Kurulu üyeleri, il kadın kolları asil yönetim kurulu üyeleri, il gençlik kolları asil yönetim kurulu üyeleri, Büyükşehir Belediye meclis üyeleri, ilçe yönetim kurulu üyeleri, ilçe kadın kolları başkanları ve ilçe gençlik kolları başkanları olmak üzere 570 isim oy kullanma hakkı bulunuyordu. Dünkü temayülde oy kullanan sayısı ise 530’u geçmiş. Yüzde 95’lik bir katılım sağlanmış, kesinlikle kıymetli. Oy kullanan sayısının bu kadar fazla olması; teşkilat adına artı yazan bir detay. Partililer de temayülün net sonucunu öğrenemeyeceklerini biliyor, ama oraya gelip oylarını kullanıyorlar. Ama AK Parti teşkilatçılık bilincini fazlasıyla oturtmuş bir parti. Bunu bir kez daha göstermiş oldu. Yani temayül deyip geçmemek lazımmış. Ben de dün akşam saat 16:30 sıralarında AK Parti İl Teşkilatına gittim, ortamı gözlemlemek istedim.

ÜÇ İSİM Temayül sonrasında Ankara’da mülakata çağrılmasını beklediğim üç isim zaten temayül yoklamasının yıldızı gibiydi. AK Parti İl Başkan Vekili Şahin Talus, İl Başkan Yardımcısı Halit Çokan ve İl Yöneticisi Selim Çoban, hem misafir karşıladı, hem organizasyona yardımcı oldu. Çoban’ın temayülde oy kullanacak 570 kişiyi tek tek aradığı, il başkanlığı yolunda destek istediği en çok konuşulan konulardan biriydi. Aranan teşkilat mensupları Selim Çoban’ın niyetini direkt belli eden bu tavrından memnun kalmış, onore olmuş. Nihayetinde ismi geçen üç isim de il başkanlığını yapabilecek, partiyi seçime götürebilecek tecrübe ve birikime sahip isimler.

ELİNİ GÜÇLENDİRMEYE ÇALIŞANLAR Bu yazıda yazdığım isimleri tenzih ederek, şunu da söylemek istiyorum. Temayül öncesi il başkan adaylığı için çalışma yapan, sağdan soldan dolaşıp temayülde adını yazdırmaya çalışan isimler de vardı. Bu isimlerin il başkanı olmak gibi bir niyeti kesinlikle yoktu. Tek düşündükleri; milletvekilliği aday adaylığı süreci öncesindeki temayül yoklamasında isimlerini geçirterek, ellerini güçlendirmek. Ancak teşkilatın bunu çok da yediğini düşünmüyorum. Kimin niyeti halis, kimin değil o kendini zaten belli ediyor. Teşkilat da bu isimleri iyi biliyor.

Yazının Devamı

Tezcan Galvaniz’de iyi niyet yok

Kocaeli’nin en büyük fabrikalarından biri olan Tezcan Galvaniz’de yaşanan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sabırları zorluyor.

Fabrikada örgütlü Öz Çelik İş Sendikası, bundan iki yıl önce de sözleşme görüşmelerini yürütmüş ve imzayı atmıştı.

Bu dönemki toplu iş sözleşmesi görüşmeleri öncesinde de Tezcan Galvaniz Fabrikasında örgütlü Öz Çelik İş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından toplu sözleşme yapmak adına ihtiyacı olan yetki belgesini aldı.

Yazının Devamı

TÜPRAŞ çok fena kaynıyor!

TÜPRAŞ’ta örgütlü Petrol İş Sendikası bir süredir ek zam konusuyla ilgili işveren tarafıyla görüşme yapıyordu.

TÜPRAŞ’ta örgütlü Petrol İş Sendikası bir süredir ek zam konusuyla ilgili işveren tarafıyla görüşme yapıyordu. Yıllardır kaybeden TÜPRAŞ işçisi, sessiz bir şekilde Petrol İş’in müzakerelerinden çıkacak sonucu bekliyordu. Ve TÜPRAŞ işçisine dün şöyle bir mesaj gönderildi: “Değerli üyelerimiz, Ülkemizdeki ekonomik koşullar ve enflasyondaki seyir nedeniyle, sizlerin de talepleri doğrultusunda yürürlükteki sözleşmemizde öngörülen ücret zammı oranının yukarıya doğru revize edilmesi hususunda girişimlerde bulunulmuş ve müzakereler sürdürülmüştür. TÜPRAŞ işvereni ile yapılan müzakereler sonucunda, sözleşmenin ikinci yıl birinci altı aylık dönemine ait ücret artışı %15,40 olması gerekirken %25 olarak uygulanacaktır. Toplu iş sözleşmesi dışı bir kazanım olarak değerlendirdiğimiz bu düzeltmenin tüm üyelerimize hayırlı olmasını diliyoruz. Saygılarımızla” Yüzde 15,40 şeklinde uygulanacak zammın üzerine Petrol İş TÜPRAŞ’ta yüzde 9,6 ek zam almayı başarabildi. Rakam yüzde 10’a bile çıkmadı. Maddi manevi, uzun zamandan bu yana kayıplar yaşayan TÜPRAŞ işçisi bu ek zam protokolüne adeta öfke kustu. Öyle ki bazı işçiler, “Lastik İş Sendikasıyla irtibat kuralım. TÜPRAŞ’ta sendikayı değiştirelim” dile demeye başladılar kendi aralarında. Bugün ise TÜPRAŞ’ta flaş bir gelişme yaşandığını öğrendim. Bugün Petrol İş yönetimi, TÜPRAŞ’ta alınan yüzde 9,6’lık ek zamla ilgili üyelerine bilgi verecekti. Ancak TÜPRAŞ’lılar sendika yönetimini beklemedi ve hep birlikte temsilciliğe yürüdüler. İşçi burada şunları söyledi: - Uzun zamandır TÜPRAŞ’ta eridikçe eriyoruz! - Yüzde 9,6’lık ek zamı bize attığınız mesajla başarı gibi gösteriyorsunuz! - Yüzde 10 bile olmayan bu ek zamı nasıl kabul edersiniz? - Yüzde 10’a ulaşmayan ek zamı kabul ederken kime sordunuz? - Petrol İş Sendikasının sahipleri yöneticiler midir burada çalışan işçiler midir? - Yıllardır kazanımlarımızı parça parça veriyoruz. Asgari ücretin 2,8 katı kriterimizi dahi hayata geçiremiyoruz. Sendika sözünü işverene nasıl geçiremiyor? Ve gelinen noktada şöyle bir gelişme yaşandı. TÜPRAŞ İzmit rafineri çalışanları, sendikaya kurdukları baskı ile 16:00’ya kadar çalışmalarını durdurdu. Acil bir iş olmadığı sürece sendika çalışanları işlerini yapmayacak. Sendikadan bir açıklama bekliyorlar. Kendi görüşümü de ifade edeyim. Böylesi bir enflasyonist ortamda yüzde 9,6 ek zam almak başarı değildir. Bugün Ford Otosan’da Türk Metal bile Petrol İş’ten fazlasını almayı başardı. Ki Ford Otosan işçisi imzalanan ek zam protokolüne ateş püskürüyor. TÜPRAŞ’ta anlaşılan ek zam protkolü, Ford Otosan’ın yanına bile yanaşamıyor. Hayatı, “İşçiden nasıl kısarım, nasıl daha ucuza daha çok insan çalıştırırım” üzerine kurulu Koç ailesine karşı sendikanın da işi zor farkındayım ama bir taraftan da işçinin sesini daha çok duymak, haklarını daha güçlü savunmak durumundasınız. Şu an TÜPRAŞ adeta kaynıyor. Ben dün olduğu gibi bugün de TÜPRAŞ işçisinin amasız, fakatsız, lakinsiz yanındayım. Yüzde 9,6 ek zam başarı değildir, bunu başarı gibi göstermek etik de değildir. İşçiye danışmadan tamam demek ise sendikanın yanlışıdır, ayıbıdır. TÜPRAŞ çok ilginç gelişmelere gebe. Hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

Nokta Atışı canlı yayında

Sevgili dostlar... Hayalimdi. Kocaeli’de bir TV programı yapıp, farklı görüşten insanları bir masa etrafında konuşturabilmek. Bugün ise bu hayalimi Nokta Medya çatısı altında gerçekleştiriyorum. Bu Çarşamba ve her Çarşamba akşamı AK Parti İzmit Belediye Meclis Grup Başkan Vekili Sayın Muharrem Tutuş ve CHP İzmit İlçe eski Başkanı Sayın Mehmet Ümit Küçükkaya ile canlı yayında Nokta TV ekranlarında olacağız. Nokta Atışı ismini verdiğimiz programda kimseye ateş etmeden, karalamadan kendi bakış açımız üzerinden olayları yorumlayacağız. Biz bu kentin fikirsel gelişimine katkı koymak istiyoruz. Bu kentin iki farklı kutbundaki siyasi aktörleri, saygı çerçevesinde konuşup, fikirlerini beyan edebileceği ortamın kurulabildiğini göstermek istiyoruz. Yaptığımız iş çok özel bir iş değil. Ancak uzun zamandan bu yana Kocaeli’de görmediğiniz bir formatı yeniden uyandırıyoruz. 11 yıllık gazetecilik mesleği hayatımda yapmak istediğim en önemli işlerden birini hayata geçirmeme sebep olan Muharrem Tutuş ve Mehmet Ümit Küçükkaya’ya şükranlarımı sunuyorum. Nokta Atışı bu akşam saat 20:00’de Nokta TV Youtube ve Nokta TV Facebook hesaplarında canlı olarak yayınlanacak. Sorularınızı bekliyoruz, gündemimiz hayli yoğun!

Yazının Devamı

Uzlaşın artık!

CHP İzmit İlçe Başkanı Hakan Çakar 23 Aralık 2022’de görevinden istifa etti.

Milletvekili aday adaylığı için görevinden affını isteyen Çakar’ın ardından 26 Aralık Pazartesi günü toplamda 9 yöneticinin istifa etmesiyle birlikte CHP İzmit İlçe Örgütü düştü.

Şimdi Hakan Çakar’ın istifasının öncesine dönelim.

Yazının Devamı

Biraz bizden bahsedelim

Biraz bizden bahsetme zamanı. Biraz desem de pek biraz olmayacak gibi.

Biraz bizden bahsetme zamanı. Biraz desem de pek biraz olmayacak gibi. Nokta Gazetesi 15 Kasım 2022’de yayın hayatına başladı. Bir internet gazetesinin bel kemiği, internet editörleridir. İnternet editörleri, gazetelerin gizli kahramanlarıdır. Gün içinde en fazla haberle onlar muhatap olur, haberlerin siteki yerlerini belirler, sunum şekillerine karar verirler. Ve biz şanslıyız. Kendi alanında 4 yıldan fazla zamandır çalışan ve Kocaeli Gazetesi gibi önemli bir kurumun internet editörlüğünü üstlenen Büşra Çetin, ekibimizin çiçeği, gazete kadromuzun tek kadın personeli. Dakik, çalışkan, sürekli işine odaklı bir isim. Onunla aynı kurum altında çalışmaktan son derece memnunum. Bir diğer internet editörümüz Mert Gültekin. Mert gerek teknik bilgisiyle, gerek gündem takibiyle bu kentte fark yaratmış bir isim. Masaüstü yayıncılık ilkelerine uyan, masaüstü yayıncılık ile hırsızlık ayrımını çok iyi bilen, nereye gitse oraya değer katacak bir isim. Mert Güvenaltın’la tanışıklığımız çok daha eskiye dayanıyor. Birçok dostum gibi o da Karamürselli. Ne yalan söyleyeyim; daha önce internet editörlüğü yapmadığı ilk etapta uyum sorunu çekeceğini düşünüyordum. Ama Mert Güvenaltın beni feci yanılttı. Böyle yanılmalara can kurban. Büşra Çetin, Mert Gültekin ve Mert Güvenaltın, bir sitenin anahtarını teslim edeceğiniz, önünü sonunu düşünmeden, “Ya bu haber bizde çıktı mı?” demeye gerek bırakmayan üç internet editörü arkadaşımız. Kimi zaman haber grubuna bilgi paylaşımında bulunduğum zaman, “Lütfen Nokta Gazetesini takip edelim” deyip girilmiş olan haber linkini yapıştırıveriyorlar. Ben geride kalıyorum vallahi. Sağ olsunlar, var olsunlar. Gazetemizin dışardaki yüzleri, haber kaynaklarıyla doğrudan iletişimde olan muhabirlerimiz Serhat Güneş ve Nuri Dinçer Akçaharman. Serhat’la 2018’de askere gitmeden önce aynı kurum altında tanışmıştık. İlk iş yeriydi Serhat’ın. O zaman da Bonus’tu ama biraz daha zayıftı. Serhat bu kentte yeni yetişen en kalifiye muhabirlerden biri. Tekrar onunla aynı kurum altında çalıştığım için mutluyum, memnunum. İnanıyorum ki birlikte çok önemli işlere imza atacağız. Asayiş muhabiri dediğiniz zaman kentte aklınıza gelecek yegane isimlerden biri Nuri Dinçer Akçaharman. Nuri abi, benim Faruk Kıyak’la birlikte ilk habere gittiğim isimlerden biri. 2012’nin ağustos ayıydı, Özdilek’e gitmiştik. Tam dönerken AK Parti il binası önünde bomba ihbarı yapılmıştı. Bir de o gün ben bel çantamı kaybetmiştim. Özdilek’te sen arabanın üzerine çantayı koy, sonra orada bırak. Böyle bir hikayemiz de yaşanmıştı... Soğuk ve seri esprileriyle, hızlı haberciliğiyle Nokta Gazetesine değer katan bir isim Nuri abi. Varlığı yeter... Spor Müdürümüz Erdem Övüç. Kocaelispor konusunda çok hassas, çok etkin. Müthiş bir bilgi ağı var. İnsanı kıskandıracak haber kaynakları var. Ali Köksal ağabey ile müthiş bir ikililer. Kocaelispor’un nabzını tutuyorlar, tutmaya da devam edecekler. Sadece Kocaelispor değil, amatör kulüplerler, diğer branşlarla da oldukça içli dışlılar. Ellerinin uzanmadığı yer yok. Maşallah... Gazetecilik mesleğine ömrünü vermiş Mustafa Bağdiken ağabey de bizimler. Kendisi köşe yazıları ve nostalji fotoğraflarının hikayeleriyle gazetemize renk katıyor. Genel Yayın Yönetmenimiz Abbas Çakar’ı zaten mesleğe başladığımdan beri tanıyorum. Dürüst, çalışkan hatta fazla çalışkan bir isim. Kendini heddinden fazla yoruyor, çok mücadele ediyor. Kimseyi aşağı çekmiyor, destekliyor. Elinden geldiğince öğretmeye çalışıyor. Mesleğin etik kurallarına son derece bağlı, heyecanlı, başarıya aç bir isim. Onun heyecanı bizi de ateşliyor. Sağ olsun var olsun... Bu sadece Nokta Gazetesinin kadrosu. Artık test yayınlarına başlayan Nokta TV, 24 saat kesintisiz yayına geçmek için son düzlükte. Ekibimizde birbirinden kıymetli isimler var. Bu kentin sosyal hayatının en renkli ve tanınan simalarından olan Berkan Aslan, asıl işine geri döndü ve Nokta TV’nin genel yayın yönetmenliğini üstlendi. TV 41’den tanıdığınız, İzmit’in kızı Meltem Armağan, her sabah 09:00’da Nokta TV ekranlarında sabah gündemini değerlendirecek, önemli konukları misafir edecek. Yine bu kentin sokaklarında büyümüş, televizyonculuk sektöründe ömrünü geçirmiş Eren Demirtürk yine kamera arkasında kanalımızın görünmez kahramanı olacak. Başta Star TV’de yaptığı programlar ile dikkat çeken Ana Haber Bülteni Spikerimiz Burcu Vural da bu kente yayınlarıyla yeni bir soluk getirecek. Habertürk, TV 8 gibi kanallarda edindiği tecrübeyle Ebru Şimşek, hem hafta sonu haberleriyle hem de programlarıyla karşınızda olacak. TV Haber Editörümüz Senem Koçman her gün yerel ve ulusal gündemi tarayarak en dolu ana haber bültenini hazırlıyor. Reji ve kurgu ekiplerimizdeki Ferhat Tosun, Emre Özder, Yusuf Balaban ve Erkan Şen, bu televizyonunun beyni. Onlar olmadan bir TV oramı düşünemiyorum. Ayrıca ekibimize yönetmen Vedat İnce de katıldı, hevesle ortaya koyacağı işleri bekliyoruz... Ekip geniş olunca biraz bizden bahsedelim deseniz de o ‘biraz’ olmuyor. Nokta Medya’nın bünyesinde yer alan Nokta Dijital, her türlü kreatif reklam hizmetlerinin verildiği, sosyal medya yönetiminden tutun da bir markanın A-Z’ye tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek yetkinliğe sahip. Marka planlama, inovatif fikir anlamında alanının en iyi isimlerinden biri olduğuna inandığım Taner Torun, Nokta Dijital Ajans Başkanlığını yürütüyor. Kendisinin gerçekten çok sağlam, genç ve dinamik bir ekibi var. Dijital ekipte Yazılım Mühendisi Kaan Tınmaz da yer alıyor. Nokta Gazetesinin sitesi onun parmaklarından çıktı mesela. Tasarım, uygulama, fikir, aklınıza gelecek her türlü inovatif fikrin kahramanlarından ikisi ise Yasemin Çiloğlu ve Onur Özdemir. Durmadan, yaptıkları her işte, “Yenilik” detayı altında düşünerek emek veriyorlar, üretiyorlar. Bünyemizdeki son şirket ise Nokta Reklam, Pazarlama ve Organizasyon. Başında bu kentin reklam sektöründeki en güvenilir isimlerinden biri olan Osman Yılmaz yer alıyor. Osman Yılmaz ile birlikte genç ve gelecek vaad eden isim Dilara Ünal ile Dilek Tosun güç birliği yapıyor. Alanında tecrübeli ve güvenilir bu isimlere, reklama dair her şeyi teslim edip, arkanıza yaslanıp keyif çatabilirsiniz. Nokta Medya bünyesindeki 4 şirketin muhasebesini tutan Pelin Özdemir’le de bu kurum sayesinde tanıştık. Onun da işi çok ve zor. Allah yardımcısı olsun. Bizlere ve misafirlerimize günün her saatinde yaptıkları ikramlarıyla, ofisimizin anneleri gibi var gücüyle çalışan Fatoş ve Dilek ablalarımızı da unutmak olmaz. Nokta Medya’nın girişinde güler yüzle sizleri karşılayan Mehmet Özdemir ağabey ve akşamları binamıza sahip çıkan, sesimiz, soluğumuz Ethem Acar amcamıza da ayrıca teşekkür etmek lazım. Ethem Acar aynı zamanda bir ses sanatçısı. Geçmiş dönemde Orhan Gencebay, Bülent Ersoy gibi isimlerle bile sahne almış. Ve son olarak... Nokta Gazetesi açıldığı zaman, “Nerede kalmıştık” başlıklı ilk yazımda da yazdığım gibi... Gazetecilikte maddiyattan çok daha önemli bir şey vardır. O da sizin manevi meslek yaşantınızdır. Sınırlarınızı kendiniz belirlemeniz, etik ve ahlak kuralları çerçevesinde doğru olduğunuzu gönül rahatlığıyla dile getirebilmenizdir. Kontrolün sizde olması, ilişkilerinize karışılmaması, haber kaynaklarınızın sorgulanmaması, hangi haberin yayınlanıp hangi haberin yayınlanmayacağına editöryel bir bakış açısıyla karar verebilmeniz çok önemlidir. Bu noktada da gazetenin patronu sizi ne kadar özgür bırakırsa, o kadar huzurlu çalışırsınız. Patron ne kadar müdahil olursa, kurum içindeki gazetecilerin tadı o kadar kaçar. İlk gün verdiği, “Burası sizin yerininiz. Beni haber kaldırın, edin için kimse arayamayacak. Sizin yaptığınız işe ben karışmayacağım. İşinize müdahale etmeyeceğim” sözünü aradan geçen 2,5 ayda bozmaya dahi yeltenmeyen Nokta Medya Yönetim Kurulu Başkanı Cezmi Çiçek’e de ayrıca teşekkür ediyorum. 2,5 aydır Nokta Gazetesindeyim. Ben dahil hiçbir arkadaşımız herhangi bir müdahaleyle karşılaşmadı ve inanıyorum ki karşılaşmayacak. Bu da bizi ziyadesiyle memnun eden, mutlu eden bir şey. İşte böyle... İnşallah her şey çok daha güzel olacak. İyi pazarlar...

Devlet adamı çarpar!

Her ne olursa olsun, hangi partide olursa olsun. Muhatap kişiler ne kadar iyi, ne kadar kusursuz olursa olsun. Türkiye Cumhuriyetinin anayasasınında, 657’ye tabii devlet memurları için der ki; “Devlet memurları siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu eylemlere katılamazlar.” Bunun dışında hareket etmek, kul hakkı yemektir. Devletin verdiği sorumluluğu yerine getirmemek, sınırları aşmaktır. Devletin sınırlarını aşmayın. Devlet adamı çarpar.

Yazının Devamı

Tezcan Galvaniz’de büyük saçmalık

Tezcan Galvaniz bu kentin önemli değerlerinden biri.

Sadettin Tezcan’ın sahibi olduğu Tezcan Galvaniz Fabrikasında sac üretimi çelik servis ürünleri üretiliyor.

Tezcan Galvaniz bu kentin önemli değerlerinden biri. Sadettin Tezcan’ın sahibi olduğu Tezcan Galvaniz Fabrikasında sac üretimi çelik servis ürünleri üretiliyor. Fabrikada yaklaşık 500, belki 500’den biraz fala insan çalışıyor. Kent için önemli bir istihdam merkezi. Bu fabrikada örgütlü sendika ise Öz Çelik-İş Sendikası. Sendika ile Tezcan Galvaniz Fabrikası arasında ilk toplu iş sözleşmesi bundan iki yıl önce imzalanmış. Şimdi ise sendika ile işveren arasında ikinci toplu iş sözleşmesi imzalanacak. Sevgili okurlar hazırsanız, işin saçma kısmına geçiş yapıyoruz. Sendikalar, fabrikalarda örgütlendikten sonra yeter sayıya ulaşıp Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki başvurusunda bulunuyor. İş yeri statüsündeki yerlerde çalışan sayısının yüzde 40’ı, işletme statüsündeki olan yerlerde çalışan sayısının yüzde 50’si sendika üyesi olduğu zaman fabrika toplu iş sözleşmesi görüşme yapma yetkisini bakanlıktan alıyor. Tezcan Galvaniz Fabrikasında yetkiyi Öz Çelik İş Sendikası ilk olarak iki yıl önce almış. İlk toplu iş sözleşme öncesinde Tezcan Galvaniz yönetimi, sendikaya yetki davası açmış. Tabi Öz Çelik-İş Sendikası, yukarıda belirttiğim iş yeri – işletme ayrımından daha fazla sayıda işçiyi sendika üyesi yaptığı için yetkide sorun yaşamamış. İşveren tarafı zaten kaybedeceğini bildiği davayı kaybetmiş, iki yıl önce ilk toplu iş sözleşmesi imzalanmış. Şimdi ise yeni toplu iş sözleşmesi dönemi gelmiş: Sendika tarafı diyor ki; “Biz yaklaşık 500 işçisi bulunan Tezcan Galvaniz’de 470’ten fazla işçiyi sendika üyesi yaptık. Yetki belgemiz gelmiş. Sayıyla ilgili, işletme türüyle ilgili en ufak bir sıkıntımız yok.” Ama buna rağmen ne yaşanıyor şu an Tezcan Galvaniz’de? İşveren sendikaya yine yetki davası açmış. Sendika üye sayısı belli. İşletme türü sorunu yok. Aynı sendikayla iki yıl önce masaya oturmuşsun. Şimdi masadan kaçmak, kaçmak demeyelim de öyle bir şansı yok... Süreci geciktirmek için kaybedeceğin davayı yeniden açıyorsun. Süreci bile isteye uzatıyor, emeğinden para kazandığın işçinin hakkını yiyorsun. Bu nasıl bir saçmalık benim aklım sırrım ermedi. Üstelik fabrikanın üst yönetimi sendika yetkililerine, “Siz masaya gelin. Biz Sadettin beyi ikna edeceğiz” diyormuş. Sendika da diyor ki, “Önce davayı çekin, masada bu işi bitirelim.” Gereksiz bir dava süreci var ortada. İşveren boşu boşuna işçiye gerginlik veriyor. Yahu sen zaten aynı davayı iki yıl önce açmış, kaybetmiş, bu sendikayla toplu iş sözleşmesi imzalamışsın. Şimdi ne diye mahkeme filmi çeviriyorsun, anlamadım. Sözleşme görüşmesinin başlamaması sebebiyle Tezcan Galvaniz’de işçiler tepki eylemlerine başladı. Er ya da geç işveren tarafı masaya tıpış tıpış gelecek. Gerekirse açtığı davayı kaybedecek, öyle gelecek. Ama durup düşünüyorum diyorum ki... Ne gerek var böyle boş muhabbete. Gel görüş işte. Ayıp değil mi sırtından geçindiğin işçiye?

Yazının Devamı

Aydın Ünlü geliyor

MHP İl eski Başkanı Aydın Ünlü, partisinde 9 yıl boyunca il başkanlığı yaptı.

Defalarca görevden alınacağı yazılan, çizilen Aydın Ünlü 14 Temmuz 2021 tarihinde görevden alındı.

2019 yılının aralık ayından bu yana Aydın Ünlü, Alikahya’da oteline ruhsat aldırmak isteyen Bahadır Bostancı tarafından açılan rüşvet-dolancıdırıcılık davasıyla suçlanıyordu.

Yazının Devamı