Artık Kocaeli’de açılacak her fabrika sadece ölüm demek!

Hüseyin DAVUTOĞLU

Hüseyin DAVUTOĞLU

Tüm Yazıları

Yıllardır böyleyiz, asla sekmez.

İkiye, üçe, beşe, bölündükçe bölünürüz.

Siyaset böler, ekonomi böler, futbol böler, şimdi de deprem bizi böldü.

Gerçi bölen deprem değil, deprem ile ilgili konuşan değerli hocalar…

Bir tarafta Celal Şengör, diğer tarafta Naci Görür.

Bir de Şener Üşümezsoy var ki şu sıralar herkesten daha popüler.

“Deprem uzmanı” sıfatı ile konuşan akademisyenlerin çizdiği korkunç senaryoların yanında Şener Üşümezsoy adeta umut saçıyor.

“Başka bir deprem riski yok. Marmara'da bitti depremler” diyen Üşümezsoy, büyük korku yaşayan vatandaşların adeta imdadına yetişti.

Peki neden böyle?

Deprem aynı deprem, her hocaya ayrı bir deprem yaşadı. Eldeki veriler aynı, büyüklük aynı, şiddet aynı, peki bu yorum farkı nasıl oluyor da bambaşka olabiliyor?

Vatandaş bunu merak ediyor ama bizim hocalarımız “ben haklıyım, ben bilirim” derdinde.

Tabi ki siz bilirsiniz ama bizler, sıradan ölümlüler kime inanalım?

İşin şakası bir yana bizler bu kadar bilimsel tartışmaya niye maruz kalıyoruz?

Bu bilim insanlarını önce devlet dinleyip ona göre hareket etmesi gerekmiyor mu?

Sıradan vatandaş için çoğu zaman hiçbir anlam ifade etmeyen, tek derdi hayata kalmak olan bizler için anlamsız tartışmaların ortasında kalmanın amacı ne?

Ya Üşümezsoy yanılıyorsa, büyük bir deprem kapıdaysa ne olacak bu güzelim ülkenin hali?

Her deprem sonrası yine aynı tartışma ve çok geç kaldık artık bu daha vahim bir tablo değil mi?

Hamasi lafları bir kenara bırakalım. Geç kaldık belki ama hala bir şeyler yapılabilir.

Türkiye ekonomisinin sıkışıp kaldığı, ülke nüfusunun büyük bir bölümünün yaşadığı bölgede olası büyük depremin yaratacağı yıkımı biz nasıl atlatacağız?

Hala İstanbul’da yeni yerleşim yerleri açılıyorsa, hala Kocaeli’de yeni fabrikalar kuruluyorsa, hala Tekirdağ’da, Bursa’da nüfus artıyorsa geçmiş olsun.

Bu kafa bizi hiçbir yer götürmez, bu kafa sadece ölüm ve yıkım getirir.

Marmara Bölgesi cehennem çukuru, bu çukurun acilen boşatılması lazım.

İstanbul’un nüfusun en az yarı yarıya azalması lazım. İkinci İstanbul olma yolunda giden Kocaeli’ye artık tek bir fabrika dahi yapılmasına izni verilmemeli.

Tabi şunun da farkındayım, yazmak kolay elbet. Bu dediklerimi azıcık düşünebilen herkes söylüyor.

Bu büyük operasyonun da büyük bir altyapısı olmalı. Var mı Anadolu kentlerinde böyle bir alt yapı veya böyle bir planlama?

Bilmiyorum ama sanki hiçbir şey olmayacakmış gibi davranmanın sonucu ölümden başka bir şey olmayacak, bunu biliyorum.

Benim gibi milyonlarca insan da aynı şeyi söylüyor, “depremde ölmek istemiyorum”

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız