İşte çürümüş sistemin vücut bulmuş hali…

Hani tuz koktu derler ya işte öyle bir dönem yaşıyoruz.

Ekrem İmamoğlu operasyonundan bahsetmiyorum. O mesele artık yargının konusu. Gerçekler er ya da geç gün yüzüne çıkacaktır.

Sistem çürüdü, insanlık içler acısı halde, benim derdim bu…

Nokta Gazetesi’nde fark yaratmak diye bir derdimiz var, bütün arkadaşlarımız bu yönde çalışmaya devam ediyor.

Nokta Gazetesi farkı ile sayfamızda önemli bir haber vardı, Kocaeli ve Gebze Adalet Komisyonu tarafından hazırlanan faaliyet raporlarından adeta Kocaeli’nin suç haritasının ortaya çıkardık.

Karşımıza çıkan gerçek ise çürümüş sistemin birebir vücut bulmuş hali gibi…

Kocaeli Adalet Komisyonu raporuna göre, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmalara göre en çok karşılaşılan suç türleri listelendi. Buna göre Kocaeli'de en fazla "Dolandırıcılık" suçu işlendi. 2024 yılında "Bilişim Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık" suçundan 1213 dosya açılmış.

Gebze’de de durum farklı değil. Gebze Adliyesi’nde de en çok karşılaşılan suç türü “Bilişim Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık” oldu.

Gölcük ve Körfez’de de durum aynı, “Bilişim Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık” listenin en başında.

Karamürsel ve Kandıra adliyelerinde listenin ilk sırasında dolandırıcılık yok ama en çok karşılaşılan ilk 10 suç arasında dolandırıcılığı görmek mümkün.

Hem yerel hem de ulusal gazeteleri şöyle bir tarayın, hemen hemen her gün bir dolandırıcılık vakasını görmeniz mümkün.

Özellik dolandırıcılık için kullanılan yöntem ise ele geçirilen kişisel veriler üzerinden yapılıyor. Bizim “kişisel verileri koruma kanunu” diye bir yasamız var ama sadece kitaptan ibareti. Hepimizin bir şekliye kişisel veriler oradan oraya savruluyor.

Ve işte karşımıza çıkan nihai sonuç, dolandırılmış çok sayıda vatandaş…

Yaşadığımız ekonomik sorunlar, yaşam ve gelecek kaygıları, siyasi polemikler yetmezmiş gibi bir de bu sorunlarla uğraşmak durumunda insanlık.

Apaçık ortada duran bir gerçeklik vardı, bu durum alınacak olan polisiye tedbirlerle çözülemeyecek durumda. “Suçluyu yakalayalım, bir daha yapmaz” olmuyor. Suçlu yakalansa yapan devam ediyor. Gerçi yakalanan o suçlu ne kadar suçunun cezasını çekiyor, o da ayrı bir konu.

Toplumun eğitimle, kültürle, birliktelikle, dayanışma ile topyekûn bir dönüşüme ihtiyacı var. Aslında çok zor bir iş değil bu, sadece modern zamanların değimi ile “fabrika ayarların” geri döneceğiz.

Yüzlerce yıldır bu toprakların biriktirildiği kültür bize yeterde artar bile, yeter ki sarılmaya inancımız olsun.