Türk yargısı için en büyük “bağımsızlık” sınavı!

Hüseyin DAVUTOĞLU

Hüseyin DAVUTOĞLU

Tüm Yazıları

Rüşvet... İrtikâp... Dolandırıcılık... İhaleye fesat karıştırmak... Naylon fatura... Hayali işler... Suç örgütüne para aktarmak... Suç örgütüne yönetici veya üye olmak ve başlayan büyük operasyon…

Operasyonun başrolünde bir gün önce “diplomasını” kaybeden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu vardı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, Ekrem İmamoğlu ile birlikte 106 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

Gözaltıların iki ana soruşturma çerçevesinde gerçekleştirildiği ortaya çıktı. İBB iştirakleri üzerinden ihalelerde usulsüzlük yapıldığı, bazı iş adamlarının haksız kazanç elde ettiği ve bu süreçte rüşvet, nitelikli dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma gibi suçların işlendiği iddia edildi. Ayrıca, 'Kent Uzlaşısı' ile PKK/KCK terör örgütüne yardım edildiği, İBB bünyesinde terör örgütü mensuplarının veya sempatizanlarının işe alındığı ve bu yolla örgüte destek sağlandığı öne sürüldü.

Doğal ve beklenen refleks üzerinde CHP ve çeşitli muhalif partiler hemen tepki göstermeye başladı. Beklendiği gibi hedefte AKP iktidarı vardı. Uzun zamandır dillerden düşmeyen, “siyasi iktidarın talimatı ile operasyon yapıldı” söylemi hemen devreye girdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin Ekrem İmamoğlu’nun aday olmasından çekindiği, bu sebeple İmamoğlu’nun adaylığının önünü kesmek için böyle bir operasyon yapıldığı söylendi durdu.

Bütün bu tartışmalar ve söylemler zaten beklenen bir durum.

Mensubu olduğu partinin kendi belediye başkanı için, hem de Cumhurbaşkanı aday adayı için her ne olursa olsun benzer şeyler söylemesi kadar doğal bir durum yok.

Bugün yaşananlar gibi, kaotik durumlarda sakin olmak lazım. Biraz geri çekilip yaşananların detaylarına inmek lazım. Ama artık o kadar politikleştik, o kadar taraftar olduk ki, hiç önüne arkasına bakmadan hurra saldırıyoruz. Ama işin en acı noktası, tutacak çok fazla bir şey olmayınca mesele sadece iktidara bağlayıp slogan atıyoruz.

Ama ortaya atılan iddialar çok ciddi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç açıkladı, "terör örgütüne iştirak halinde yardım etme" suçunu işledikleri iddiası var. Bunun ne kadar vahim bir durum olduğunun farkında değil misiniz?

Bunun yanında, çıkar amaçlı suç örgütü kapsamında rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme gibi suçlar… Bunlar öyle az buz konular değil.

Diyelim ki bütün bu operasyonu Erdoğan istedi, AKP istedi, savcılık da yapıyor. Aklı başında her insan şunu bilir ki, böyle bir durumda yaratacağı mağduriyet iktidara büyük zarar verir. O zaman bu iktidar bu kadar saf mı? Böyle bir şeye bile bile müsaade eder mi?

Buna da tamam, AKP kafayı kırdı, böyle bir operasyona girdi. Öyle ya da böyle yargı süreci var. Bu kadar önemli suçlara bulaştığı iddia edilen İmamoğlu yargılamalar sırasında aklanırsa ne olacak?

Bakın şu çok net bir biçimde belli ki, soruşturmayı yürüten savcılığın elinde çok ciddi maddi deliller var. Peki bütün bu iddialar kanıtlanırsa ne olacak?

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklamasında şu bölüm çok önemli;

"Tarafsız ve bağımsız yargının vereceği karar, herkes için bağlayıcıdır ve saygıyla karşılanmalıdır. Soruşturma aşamasında iddialar, savunma ve deliller değerlendirilecek ve soruşturmanın gizliliği ortadan kalktığında maddi gerçeği tüm açıklığı ve şeffaflığıyla kamuoyu görecektir. O nedenle bugünden, soruşturma içeriğiyle ilgili hiçbir bilgisi olmadan, lehte ya da aleyhte peşin hükme varmak doğru değildir."

CHP’nin bu sabahtan itibaren tüm tepkileri normal, onlar açısından da olması gereken bu. Süreç bundan sonra nereye gider bilmiyorum ama muhalefet gösterdiği tepki için kızmamak lazım. Mıahafet doğası gereği olması gerekeni yapıyor.

İşte burada asıl görev iktidara ve “bağımsız” yargıya düşüyor. Yargının bağımsızlığını bilerek tırnak içinde yazdım. Çünkü bütün tartışma işte o “bağımsızlık”. Yıllardır tartışılan yargı için çok önemli bir ders olacak bundan sonraki süreç.

İktidar ise asla ve asla sürece müdahil olmamalı. Öyle ya da böyle süreç iktidara büyük zarar verecek. Zararının büyüklüğüne alacak tavırla kendisi karar verecek.

Ekrem İmamoğlu İstanbul büyükşehir belediyesi CHP
Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Hüseyin DAVUTOĞLU Diğer Yazıları