Allah, yarattığı her şeyi güzel yapmıştır (32/Secde, 7). O, insanı da en güzel biçimde yaratmıştır (95/Tîn, 4). İnsana şekil verip şeklini güzel yapan ve onları temiz/güzel besinlerle rızıklandıran Allah’tır (40/Mü’min, 64). Allah, insanı şan ve şeref sahibi kılarak ona ikram etmiş, güzel rızıklar vermiş, yarattıklarının çoğundan üstün kılmıştır (17/İsrâ, 70). Gökleri ve yeri yaratan, gökten suyu indirip onunla rızık olarak bize türlü meyveler çıkaran, izni ile denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrimize veren, nehirleri de bize akıtan ancak Allah’tır (14/İbrâhim, 32). Âdetleri üzere seyreden güneşi ve ayı bize faydalı kılan, geceyi ve gündüzü istifâdemize veren yine Allah’tır (14/İbrâhim, 33). O, yerde ne varsa hepsini bizim için yaratmıştır (2/Bakara, 29). O bize istediğimiz her şeyden vermiştir. Eğer Allah’ın nimetlerini sayacak olsak, onu sayamayız (14/İbrâhim, 34; 16/Nahl, 18).
Bunca nimet ve ihsânını sunan Yüce Allah insanları ancak kendisine ibâdet/kulluk yapsınlar diye yaratmıştır (51/Zâriyât, 56). Kur’an’ın nazarında, hayat bir imtihan, daha doğrusu bir imtihanlar zinciridir. Semâvât ve arzın yaratılışının gâyesi de zaten insanın imtihana tâbi tutulmasıdır (11/Hûd, 7). Ölüm ve hayatın yaratılışı da aynı gâyeyi taşır (67/Mülk, 2). Allah’ın dünya ve âhirette yardımını ve vaad ettiği cenneti kazanabilmesi için, insanın hayatı boyunca tâbi tutulacağı imtihanlarda İlâhî yardıma lâyık olduğunu ispatlaması lâzımdır (2/Bakara, 155; 3/Âl-i İmrân, 186; 23/Mü’minûn, 30; 29/Ankebût, 2-3). Bu imtihanlar, gerçekten iman edenlerle etmeyenleri birbirinden ayırır (3/Âl-i İmrân, 166-167, 169; 9/Tevbe, 16; 29/Ankebût, 3; 47/Muhammed, 31).
İnsandan kendine doğru adım atmasını isteyen Rabbimiz, dünya imtihanını kazanması için insandan gayret ve çaba ister. Tüm âlemlerin rabbi olan Allahu Teâlâ, insana verdiği bunca nimete şükür mü, yoksa nankörlük mü edileceğini dener. Onun için kul ile Allah arasındaki ilişkiler, kul öncelikli olmalıdır. Sünnetullah dediğimiz Allah’ın değişmez kanunlarındaki icraat böyle istemektedir. Kul, Allah’a iman edip Allah ve Resûlüne itaat edecek, Allah da onları büyük kurtuluş olan, içinde ebedî kalacakları cennetlere koyacaktır (4/Nisâ, 13). Kul şükredecek, Allah da (nimetlerini) arttıracaktır (14/İbrâhim, 7). Kul ihsân edecek, Allah da ihsân eden kulu sevecektir (2/Bakara, 195). Kul, Allah uğrunda cihad edecek, Allah da kendi yollarına eriştirecektir (29/Ankebût, 69). Kul, duâ edecek, Rabbi de duâsına icâbet edecektir (40/Mü’min, 60). Kul Allah’ı zikredecek, Allah da kulunu zikredecektir(2/Bakara, 152). Kul Allah’a bir adım yaklaşacak, Allah da bir arşın ona doğru yaklaşacaktır. Kul yürüyerek O’na doğru giderse Allah da koşarak cevap verecektir ( Buhari, Tevhid 5. )Allah, iman edip sâlih amel işleyen kullara, daha önceki ümmetleri hâkim kıldığı gibi, yeryüzünde halife kılacak, dinlerini yerleştirip koruyacak, yani onlara devlet nimetini de ihsan edecektir. Yeter ki, kullar sadece Allah’a kulluk ve ibâdet edip, hiçbir şeyi O’na şirk koşmasınlar, O’na hiçbir şeyi eş tutmasınlar, yani zafere, devlete lâyık olsunlar (24/Nûr, 55).