Her yıl olduğu gibi bu yıl da milyonlarca Müslüman, Yüce Allah'ın emrine uyarak, büyük bir coşku ve heyecanla kutsal topraklara doğru akın etmektedirler. Bilindiği gibi hac, dünyanın dört bir yanından koşup gelen her ırk, renk ve dilden Müslümanı bir araya getiren büyük bir ibadettir.
Hac, kelime olarak; "kastetmek, yönelmek ve ziyaret etmek" demektir. Dinî anlamı ise; "belirli vakitte Arafat'ta bulunmak (vakfe) ve Kâbe'yi usulüne uygun olarak ziyaret etmek (tavaf) suretiyle yapılan bir ibadettir. Haccı daha geniş anlamıyla şöyle tarif edebiliriz:
Hac; ihram, "lebbeyk Allahümme lebbeyk..." diye seslenmek demek olan telbiye, tavaf, sa'y, Arafat dağında arefe günü öğleden akşam güneş batıncaya kadar kısa bir süre de olsa ayakta durup dua etmek (vakfe). Şeytan taşlama, kurban kesme ve tıraş olma gibi bir takım sembol niteliğindeki uygulamaların bir araya toplandığı en büyük kulluk hareketidir. Bu niteliği sebebiyledir ki İslam'ın beş esasının en son farz kılınanı olmuştur. Bu yönüyle hac, kullukta zirveyi temsil eder, yani o bir kemaldir. En geniş kapsamlı bir kulluk hareketi ve bir ameldir. (Riyâzü's-SâlihînTerc. Erkam Yay. c. 5, sh. 560) Hac, özel mekânı ve zamanı olan bir ibadettir. Hac ibadeti için belirlenenbu özel zamanhicri takvimdeki Şevval ve Zilkade aylarının tamamı ile Zilhicce ayının ilk 10 günü; özel mekânı ise, Mekke-i Mükerreme sınırları içerisindeki harem bölgesidir.