Melih Can Şenol

Melih Can Şenol

Müsilaj konusunu bir de cinciye soralım

Marmara Denizi maalesef kendisini örümcek ağları gibi saran müsilaj ile yine gündemde. Böylesi bir doğa felaketi bile ülkemizdeki siyaset canavarının öğünü olmaktan kurtulamıyor.

Tahir Büyükakın, geçtiğimiz gün gerçekleştirilen AK Parti Kadın Kolları Kongresi’nde Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununun, arıtma tesisleri yapıldığı takdirde 5 yıl içerisinde çözülebileceğini söyledi. Bu açıklama kesinlikle umut verici ama ne kadar gerçeği yansıtıyor?

Müsilaj konusu yeniden gündeme gelse de aslında yeni bir sorun değil. Recep Tayyip Erdoğan 2021 yılında “Nasıl Haliç'i tertemiz yaptıysak, Haliç'te denize girilir hale getirdiysek, orada balık tutar hale getirdiysek inşallah bu müsilaj belasından da kısa zamanda Marmara'mızı, İstanbul'umuzu temizleyeceğiz”* şeklinde açıklamalarda bulunmuştu.

Yazının Devamı

Tatlı rüyalar

“Üzerimde yıldızlı gök, içimde ahlâk yasası” demişti Königsbergli*. Bizde tüm hikâyeleri başlatan o yolculuğa çıkalım. İçimize dönelim. Bakalım orada ahlâk sütununu dikebileceğimiz bir kaide bulabilecek miyiz?

İdealist gelenek -ister ilahi olsun ister seküler- kendi sinir uçlarını dağlayıp, ideal ‘bir’ insan ve onun ideal yaşantısını bir terzi gibi biçme cüretini gösterdi ve gösteriyor da…

Sınırları çizilmiş davranış biçimleri üzerinden değerler üretiliyor ve değerlere uygunluğu bakımından da değerli insan portresi çiziliyor.

Yazının Devamı

Yaratıcı bir idam yöntemi olarak asgari ücret

Gündemimiz, ülkenin yüzde 20’lik kesimini ilgilendirmeyen asgari ücret. Zaten başka seçeneğimiz de yok.

Gazetelerde, televizyon kanallarında, beklenen sıralarda, otobüslerde yani her yerde bu konuşuluyor.

Komisyon toplanıyor dağılıyor, tekrar toplanıyor… Bakan açıklama yapıyor, sendika başkanları konuşuyor, taslaklar hazırlanıyor… Tahminler, teklifler açık artırmalardan farksız; var mı artıran?

Yazının Devamı

Hangi Nietzsche?

Soner Soysal’ın Nietzsche: Perspektivizm, Güç İstenci, Doğruluk adıyla yayımladığı çalışma, Friedrich Nietzsche felsefesi söz konusu olduğunda popüler tartışmaların gölgesinde kalan bilgi ve doğruluk kavramlarına odaklanıyor.

Nietzsche’ye ilişkin geleneksel yorum ile analitikçi yorum arasında gittikçe derinleşen tartışmaları da çalışmanın bünyesine katan Soysal, Martin Heidegger, John Richardson ve Maudemarie Clark’ın Nietzsche yorumlarını da araştırma sürecine dahil ederek çalışmasına derinlik kazandırıyor.

Nietzsche felsefesi, gerek ortaya attığı kavramlardan gerekse kullandığı dilden dolayı oldukça yoğun tartışmalarla çevrelenmiştir.Bilgi ve doğruluk kavramları hakkında da birbirinden oldukça farklı görüşler kendisini göstermektedir. Nietzsche uzmanları arasındaki ayrım, Nietzsche’nin bilgi ve doğruluk kavramları söz konusu olduğunda daha da derinleşmektedir.

Yazının Devamı

Yeni putlar dikeceğiz ama hangilerini yıkalım?

-Tanrım, en masumumuzdun sen bizim, bağışlanmayı bekleme.

Hey, 21. yüzyıl! Altın gibi bir kalbin var. İyisin. Duyarlısın. Çok yollar yürüdün çok ilerledin. Evet, çoktan yıkıldı Ur kenti, birbir düştü ortaçağın o rutubetli, soğuk kaleleri. Derebeyler, krallar, din adamları… kalmadı hiçbiri. Senin ülkün; bilim, özgürlük, demokrasi, insan hakları evrensel beyannamesi…

Ama bir noksanlık var. Seziyorsun sen de. Sanki üşüyor gibisin. Isınmak için koşuşturuyorsun öteye beriye. Burç yorumları, yoga seansları, antidepresanlar…

Yazının Devamı

Bir kere daha! Ebediyen bir daha!

“En sessiz sözcüklerdir fırtınayı getiren. Güvercin adımlarıyla gelen düşünceler yönlendirir dünyayı.”

Friedrich Nietzsche, Ecco Homo

Tüm sloganların, sert atılan adımların, ayartıcı görüntülerin ardında bir dünya işliyor. Çıkan ses kulaklara ulaşıyor ulaşmasına fakat durup dinlemeye kim cesaret edebilir? Tanburları hızla döndüren, akrebi ve yelkovanı gezdiren o mekanik çarkları kast etmiyorum. Tüm ideallerin ötesinde bozuk güzelliğiyle, kahkahasıyla; geceyi ve sabahı, kırları ve kentleri, sarhoşluğu ve duyarlığı fısıldayan bir ses bu. “Şarkıyı duymayanlar dans edenleri deli sanıyor” diyor Nietzsche. Dionysos’un şarkısı bu. Yaşamaktan başka bir derdi yok.

Yazının Devamı