Bize ayrılan algoritmanın da sonuna geliyoruz

Murathan Birinci

Murathan Birinci

Tüm Yazıları

Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum. 2010-2014 yılları arasında iletişim eğitimi alırken öğrenciler arasından basılı gazete geleneği yaygındı.

Evine sürekli gazete giren biri olarak büyüdüm. Üniversite yıllarında da sürekli olarak gazete almaya, gündemi basılı takip etmeye mümkün olduğunca özen gösterdim.

O yıllarda Umuttepe Kampüsü içerisinde bulunan fakültemizin yakınındaki kantin içerisinde gazete satılırdı. 75 kuruşluk Radikal’i 25 kuruşa, 1 liralık Hürriyet ve Milliyet’i 25-50 kuruşa satın alabilirdik. Yani gazete öğrencilere indirimliydi. Devam eden yıllarda ise kampüs içerisinde gazete satışı sona erdi.

Ana akımın son nefesini vermediği yıllar. Hatırlıyorum... Bazen rafta kalan son Radikal’i alabilmek için arkadaşlarla yarışırdık. Derya Sazak’ın genel yayın yönetmeni olduğu Milliyet’i takip etmek, Vatan’da Zülfü Livaneli okumak, Hürriyet’te Deniz Zeyrek’in Ankara notlarına göz gezdirmek. Ve daha fazlası... Keyifliydi...

Gelenekti gazete okumak, o kokuyu hissetmek, ellerin mürekkep lekesi olması...

21 Haziran 2014 Cumartesi günü, basında bir devrin sonu oldu.

O gün Radikal Gazetesi “Bize ayrılan kağıdın sonuna geldik” manşeti ile okurlarına veda ediyordu. Gazete “Dijital alemdeyiz” dedi.

“Elinizde gördüğünüz, Radikal’ın kağıt basıkısının son nüshası. Hüzün ile heyecan iç içe. Kağıda elveda diyecek olmanın hüznü ve Türkiye’nin ilk ve tek dijital gazetesi olmanın heyecanı...”

Radikal böyle veda ediyordu ama “Dijital alemdeyiz” diyen gazete, Doğan Grubu’nda yaşanan el değiştirmeler sonunda dijitale de veda edecekti.

Medya artık eski medya değildi... Dijital, İnternet ve algoritmalar... Sermaye değişimi...

Daha özgür olacağı iddia edilen dijital dünya, algoritma kıskacına alındı.

Google’ın algoritma değişikleri ile birlikte İnternet haber siteleri okuyucu ve bununla birlikte çok ciddi gelir kayıplarına uğramaya başladı. Daha Muhalif, daha özgür siteler “Google keşfete” düşmemeye başladı. Sığ sularda bir ihtiyacı karşılayanlar, sığ girişimler ile boğulmaya calışılıyordu.

Algoritma değişikliklerinde payını alan Gazete Duvar, “Google’ın algoritma değişikleri ile birlikte birbirini tetikleyen ve devamının da geleceğini düşündüğümüz çok ciddi gelir kayıplarına uğramaya başladık. Bunun yanısıra Türkiye’deki enflasyonist ekonomik politikalar ve krizler gazete maliyetlerini son yıllarda neredeyse ikiye katladı. Mevcut koşullarda yönetim olarak zaten yeteri kadar zor ve riskli olan bu mesleği yapan arkadaşlarımızdan daha fazlasını istemek zorunda kalacağımız fedakarlıkların vicdani yükünü taşıyamayabilirdik.” diyerek bu dijital sansüre daha fazla dayanamayarak 9 yıllık dijital yolculuğuna son verdi.

“Kağıda elveda, dijitale merhaba” denilerek başlanan yolculuk, İnternet haber siteleri ile sonu olmayan karanlık bir tünele dönüştü.

Daha hızlı, daha anlık İnternet aleminde doğru haber almaya devam edebilecek miyiz? Doğru bilgi, hele ki içinden geçtiğimiz şu günlerde temel ihtiyaç halini almışken, doğruya ulaşabilecek miyiz? Nasıl ulaşacağız?

Bizlerin önü-arkası kesilerek sunulan bilgiye boğulduğu, doğrulama inisiyatiflerinin teyit edilmeye ihtiyacı olan içeriklere yetişmekte zorlandığı bu günlerde, kör tünelin içinde ihtiyacımız olan doğru bilgiye nasıl ulaşacağız?

Sansür, otosansür, dezenformasyon...

Çıkışı yine gazetecilerin bulması gerekecek. Doğru bilginin hayati öneme sahip olduğu olağanüstü durumlarda çıkışı nasıl bulacağız? 6 Şubat depremleri sırasında Hatay’da “barajın patladığı ve depremzedelerin sular altında kalacağı” iddiasının gerçek olmadığını Gazete Duvar muhabiri ortaya çıkarmıştı.

“Bize ayrılan kağıdın sonuna geldik” denilerek başlanan dijital yolculuk, Google’ın “Size ayrılan algoritmanın sonuna geldik” sözüyle sona mı erecek? Ayrıca İnternet sitelerinin trafiğini düşüren Google, “Neden?” sorusu sorulduğunda şeffaflıktan çok uzak.

Özgürlüğe susamış gazetecilerin yeni bir yol çizmesi gerekecek.

***

Gazetemiz Nokta’da “Akademik Bakış” başlığı altında röportajlar gerçekleştiren Melih Can Şenol’a çağrımdır. İnternet medyasının içine alındığı bu algoritma kıskacı da uzman bir isim ile ele alabilir. Bizler de bilgi sahibi oluruz.

***

Bilin: Halkın ekmeğidir adalet.

Bakarsınız bol olur bu ekmek,

Bakarsınız kıt,

Bakarsınız doyum olmaz tadına,

Bakarsınız berbat.

Azaldı mı ekmek, başlar açlık,

Bozuldu mu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy atmaya.

Bertolt Brecht

Radikal Milliyet Google Kocaeli Üniversitesi Gazete Duvar
Yorumlar (3 yorum) Yorum yapmak için tıklayınız
Yükleniyor...