“Sosyal Ağlar” ve Televizyon: Öldüren Eğlence

Murathan Birinci

Murathan Birinci

Tüm Yazıları

Bu günlerde bilgiden çok, görünüm ve gösterişe önem veriliyor.

İsteyerek veya istemeyerek, gönüllü veya gönülsüz gözetliyor veya gözetleniyoruz. Yeni toplumun adı gözetim toplumu...

Bir şov dünyası içerisindeyiz.

Gazetelerde yayınlanan makaleler insanlar üzerinde beklenen etkiyi yaratmıyor. Çünkü şov yok! Neil Postman, Televizyon Öldüren Eğlence adlı kitabında şu örneği veriyor: “Watergate Skandalı başlangıçta insanlar üzerinde beklenen etkiyi yaratmadı. Ne zaman ki olay bir televizyon şovu haline geldi, işte o zaman insanların ilgisini çekti. Ve Nixon’ın sonu hazırlanmış oldu.” Evet durum bu. Gazeteleri geçelim, en yakınımızdaki insanların söylediklerine inanmıyoruz, ancak televizyon ve sosyal ağ şovları bize inandırıcı geliyor. Gözetlediklerimiz bizi ikna ediyor.

Ancak televizyonun da bilgiyi öncelediği zamanlar olmuş. 70’li yılların tek televizyonlu günlerinde, bilgiyi ölçen yarışma programlarından olan, Halit Kıvanç ve Bülent Özveren gibi isimlerin sunduğu “Bildiklerimiz, Duyduklarımız, Gördüklerimiz”, “Üç Yalan”, “Bilgi Tombalası” adlı yarışma programları evlere konuk olmuş.

Bu yarışmaların en önemli yarışmacılarından biri ise Mehmet Yücel Nart‘tı. Nart için Tayfun Atay şöyle yazmış: “35 yıldır hafızamda o isim: Mehmet Yücel Nart! Siyah-beyaz TRT’den ibaret popüler kültür dünyamızın unutulmaz bilgi yarışması ‘Bildiklerimiz, Gördüklerimiz, Duyduklarımız’ın efsane yarışmacısı. Öyle çoktan seçmeli değil, seçeneksiz, ‘demir leblebi’ gibi sorulara takır takır cevap veren bir bilgi küpü. Tabii gözleriyle, yüzüyle, sesiyle, havasıyla ışık saçan Halit Kıvanç’ı da unutmamak lâzım… ”

Peki, Mehmet Yücel Nart, ne için yarışıyordu? Ansiklopedi... Evet o dönemin bilgiyi öne koyan yarışmalarının ödülü ansiklopediydi. Bugünün yarışmalarında ise para için bir yarış...

Artık bilginin bir önemi yok. Bilgi, bilgiye (ansiklopedi) ulaşmada kullanılan bir amaç olmaktan çıkmış, paraya ve ünlü olmaya ulaşılacak bir araca dönüşmüş. İnsanlar milyoner olmak, ünlü olmak istiyor. Programların entelektüel duruşu, yerini endüstriyel bir duruşa bıraktı. Enformasyon çağında bilgi, paraya ulaşılacak, kar edilecek bir araç olarak önümüze sunuluyor.

Kültür, sanat, edebiyat.. Hepsi değerini kaybetti, hepsi endüstrileşti. Bu endüstri ise para ve şöhret üretiyor.

Sosyal ağlar için “alternatif medya” tanımlaması yapılıyordu. Artık öyle değil. Sürekli gözetimin, gösterişin hakim olduğunu bir “ana akım medya” konumuna gelmiş durumda. Bilginin ikinci planda olduğu bir sahne...

Neil Postman, bugün yazacak olsaydı kitabının adını “Sosyal Ağlar” ve Televizyon: Öldüren Eğlence yapabilirdi.

Bilginin yeniden hakim olacağı günlere kadar “Bir gün herkes 15 dakikalığına meşhur olacak...”

Sosyal Ağlar Bülent Özveren Halit Kıvanç Neil Postman Televizyon
Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız