Hani hep duyarız ya bu malum atasözünü; "Dost acı söyler. " Nedir peki bu "acı" denen şey? Elbette ki "gerçek"ten başka bir şey olamaz. Bu gerçeği de neden "acı" diye söylemiş olabilir? Çünkü bazı gerçekler vardır ki, acıdır; onu kaldırabilmek veya hazmedebilmek irade ister, sabır ister. Dost, acıyı söylerken sabrı da beraberinde getirir dostuna. Dostunun tesellisi ise, yine acıyı kendisine söyleyendedir. Bizim insanlarımız günümüzde her ne kadar yanlış anlamaya ve anlaşılmaya meyilli olsalar da, her halükârda bizi gerçeklerden alıkoyacak kadar da uzak olmamalı. Gerçeklere açık olmalıyız. İnsan bir kere duyar, bir kere hafızasına kazır artık duyduğunu. Kimimiz sınav sonucunun kötü geldiğini öğrenirken, kimimiz bir yakınımızı kaybederken, kimimiz sevdiği biri tarafından sevilmediğini öğrendiği an vs.... Bu gerçekler belki sivridir, belki değdiği yeri acıtır da kanatır. Ama her acı, zamanı dolunca artık acılıktan çıkıp pasifleşir, nötrleşir, belki de duyduğu şeye alıştırır insanı. Hayat aslında hem acılarla hem de tatlılarla doludur. Acıyı tatlıya dönüştürmek bizim elimizde olan bir şey, hatta bu dönüşüme dostun katkısı da eklenebilir. İyi gün dostu, kötü gün dostu diye boşuna sınıflamamışlar. Herkes iyi gün dostu olabilir, ama önemli olan kötü gün dostu olabilmek. İyiyi paylaşmak kolaydır, çünkü beraber eğlenerek yaşanabilir iyi günler; fakat kötü günü paylaşmak ise hem merhamet, hem de empati gerektirir bu tür durumlarda. Bizler iyi gün dostu olabildiğimiz gibi, kötü gün dostu da olmayı ihmal etmeyelim...Başın düşerse dara Kötü gün dostu ara ….Nokta.
Siyonizmin büyük rüyası…
İsrail'in bir yanda Gazze'ye, bir yanda Batı Şeria'ya, bir yanda Lübnan topraklarına saldırıları aralıksız sürüyor.
Birkaç cephede birden katliamlar devam ediyor.
Mesele sadece Hamas ya da Hizbullah değil.
Dolu dizgin yıllar
Geçiyor zaman, akıyor da durmuyor. Saatler zalim, günler daha da zalim. Zalim, çünkü durması yok. Zaman nasıl işlerse, bizim boynumuz kıldan ince kalır onun için.
Her sabah işe, hastaneye giden milyonlarca insan var. Hepsi bir yere yetişmeye çalışıyor. Yetişmek zorundalar, çünkü biliyorlar ki zamanın affı yok. Yıllar geçip gittikçe çoğalan umutlar ve keşkeler aynı anda paralel devam ediyor. Çünkü insan zamanla anlıyor ne yapması gerektiğini ve kaçırdığı her şeyin kıymetini...
Yaşlandıkça kırışan yüzlerimiz mi bizi üzgün yapan yoksa? Ama dedim ya, zalimdir zaman. Acıması, sabrı yoktur, beklemez. Geçip gider. Her gördüğümüz yaşlı ve ölen her insana ait olan mezarlık, bize geleceğimizi anlatırken; her gördüğümüz bebekler ve çocuklar da geçmişimizi bize hatırlatırlar.
Düz mantık
Hepimiz bir şeyler ortaya atarız; belki bir planı, belki de bir düşünceyi... İyi, hoş, güzel de, neyi ya da neleri eksik yapıyor olabiliriz, hiç düşündünüz mü? Hayat tek bir tercihten ibaret değildir, birden fazla tercihlerimiz olur ve bunların içinden bize en mantıklı gelecek olanı tercih ederiz. İşte bu düz mantık değildir. Ama eğer ki aklımıza gelen ilk şeyi uygularsak, bu düz mantık olur.
Tercihlerimizin bizi pişman etmemesi için her zaman en doğru karar neyse onu vermeliyiz, sonradan üzülmemek için. Bu hayatta hep yanlışlar veya hep doğrular karşımıza çıkmaz. Yanlışların içinde doğru, doğruların içinde ise yanlış mutlaka vardır. Bunları hesaba katarak düşünmek lazım.
Herhangi bir insan ile tanıştığımız zaman; "bu çok iyi birine benziyor" demek düz mantık. Ama eğer; "bu iyi bir insana benziyor ama gene de emin olmak için iyice tanımak gerek" demek, düşünerek hareket etmektir. Olasılıkları hayatımızdan ve aklımızdan tamamen çıkarmamızın mümkün olmadığı gibi, onlarsız bir doğru da düşünülemez. Düz mantık ile ortaya atılan her düşünce netliktir ama emin olunmayan her netlikte bir "acaba" kaçınılmazdır.
Esnafa erken emeklilikte son durum…
Bağ-Kur 7200 prim gün sayısı düşecek mi? Bağkur prim gün sayısı ne zaman düşecek, 7200 prim eşitlemesi yasalaştı mı?
Esnafa erken emeklilik ne zaman çıkacak, ekonominin ana gündem maddesi olmaya devam ediyor. Kıymetli Dostlarım Bağ-Kur sigortalılarının prim gün sayısının 7200'e düşürülmesine yönelik gelişmeler, esnaflar tarafından yakından takip ediliyor.
Uzun zamandır gündemde olan bu talep, mevcut durumda 9000 gün olan prim gün sayısının SSK’lılarla eşitlenmesi yoluyla esnafa erken emeklilik imkanı sağlamayı amaçlıyor.
Kredi kartları limitleri bize ne anlatıyor?
Merhaba dostlarım ; Kredi kartları limitlerine göre Savunma Sanayii Fonuna kesinti yapılması konusunun tartışıldığı bu günlerde, kredi kartları limitleri ile bağlantılı, ancak ekonomi gündemi ve piyasalar üzerinde bir başka önemli bir konuya dikkat çekmek istiyorum.
Hepimizin bildiği ve içerisinde yaşadığı üzer; Ülkemiz ekonomi gündeminin en önemli konusu yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı ile bu sorunun çözümüne yönelik olarak öncelikle iç talebin daraltılması amacıyla uygulanan ekonomi politikaları.
2023 yılının ikinci yarısından itibaren makro ekonomi politikalarında rasyonel zemine dönen Ekonomi Yönetimi, bu hedeflere yönelik olarak; etkin politika faizleri ile finansal piyasalar arasında dengelenmenin sağlanması ve bu suretle de TL’nin reel olarak değer kazanması suretiyle enflasyonun baskılanması, kredi büyümesinin kısıtlanması suretiyle de iç talebin daraltılmasını hedeflenmiştir.
Gölcük'te kentlilik bilinci var mı?
Değerli dostlarım;Daha önceleri bazı platformlarda sık sık tartıştığımız bir konu var ki, yaşadığımız ve ekmeğini yediğimiz güzel şehir, koca şehir, Kocaelimizde ,Doğduğumuz ,doyduğumuz Gölcük’ümüzde "kentlilik bilinci var mı" konusu.Bu konu tartışmaya oldukça açık ama genel bir kanaat var ki bu şehirde kentlilik bilinci olmadığı yönündeki fikirlerin ağır bastığı.
Kentlilik bilinci nedir?
Kentte yaşayan bireylerin kente özgü davranışlar sergilemeleri, birer kentli ve paydaş olduklarının farkında olmaları ve buna uygun davranmaları, aidiyet bağı ile bağlı oldukları kente sahip çıkmaları anlamına gelmektedir.